'İsrail-Filistin'

Filistin’i Destekleyen Greta Thunberg’in Başına Gelenler

Ünlü iklim aktivisti Greta Thunberg ve Fridays for Future (FFF) hareketi, İsrail-Filistin çatışması konusundaki tutumları nedeniyle diğer aktivistlerden İsrail devletine kadar uzanan geniş bir yelpazeden gelen suçlamalarla karşı karşıya.

Greta Thunberg'in paylaştıktan 6 saat sonra sildiği ilk Filistin paylaşımı, 20 Ekim 2023.

16 yaşından beri uluslararası bir tanınırlığa sahip olan iklim aktivisti Greta Thunberg, Gazze ve Filistinliler için yaptığı dayanışma çağrısıyla birçok ülkede tepkiyle karşılandı. Thunberg’i eleştirenler onu Hamas’ın saldırısı ve şiddet eylemlerini önemsizleştirmekle suçluyor ve iklim hareketini “Yahudi karşıtı yanlış yollara” sokmakla suçluyor.

Donald Trump da dâhil birçok politikacıyla polemik yaşamış olan 20 yaşındaki Greta Thunberg ve 2018’de kurduğu Fridays for Future (FFF) hareketi geçmişte de İsrail karşıtı tutum almakla eleştirilmiş ve antisemitizme kaymakla suçlanmıştı.

2021 yılında İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik hava saldırılarının ardından Thunberg bir tweet paylaşmıştı. “Kudüs ve Gazze’deki gelişmeleri takip etmek dehşet verici. #SaveSheikhJarrah” mesajıyla bir tweet atarak Kanadalı yazar Naomi Klein’ın İsrail saldırılarını “savaş suçu” olarak niteleyen paylaşımına yorum yazmıştı.

Thunberg, bu paylaşımının ardından, Hamas’ın Gazze Şeridi’nden İsrail’e yönelik daha önceki saldırılarını kınamadığı gerekçesiyle eleştirilmişti. Thunberg, kendisini “Açık konuşmak gerekirse: İsrail ya da Filistin’e ‘karşı’ değilim. Tabii ki herhangi birinden ya da herhangi bir kesimden gelen her türlü şiddet ya da baskıya karşıyım. Ve yine belirtmem gerekirse İsrail ve Filistin’deki gelişmeleri takip etmek dehşet verici.” sözleriyle yeniden ifade etmişti.

Thunberg ve FFF’nin Filistin Paylaşımları

Thunberg’in kurucusu olduğu FFF resmî sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda Batılı hükûmetlerin vatandaşların beyinlerini yıkayarak İsrail’i desteklediklerini açıklamasının ardından “İsrail’i şeytanlaştırmakla” suçlandı. Daha sonra gelen tepkiler nedeniyle sildikleri bu paylaşımda, insanların ve kamuoyunun İsrail’i destekler tutuma sahip olmaları için Batı medyası tarafından beyinlerinin yıkandığı ifade ediliyordu. Paylaşımda İsrail hükûmetinin Filistinlilere karşı soykırım uyguladığı ve çatışmaları sona erdirmekle ilgilenmediği vurgulanıyordu. FFF, bu görüşleri sebebiyle sosyal medya lincine maruz kaldı. Hamas’ın eylemlerini meşrulaştırmak ve İsrail eleştirisi yaparken antisemitizme kaymakla suçlandı.

Thunberg ise, 20 Ekim 2023’teki şahsi sosyal medya hesabında paylaştığı 3 kişiyle birlikte çekildiği fotoğrafta, başta Avrupa ülkeleri olmak üzere uluslararası düzeyde iklim aktivizmi yapan FFF’nin sıradaki genel grevi için Gazze’yle dayanışmaya çağrısında bulundu.

Sieh dir diesen Beitrag auf Instagram an

 

Ein Beitrag geteilt von Greta Thunberg (@gretathunberg)

Thunberg’in Ahtapot Oyuncaklı Paylaşımı

Fotoğrafta Thunberg’in solunda mavi bir ahtapot da yer alıyordu. Bu peluş oyuncak antisemitik bir sembol olarak yorumlandı. Paylaşımdan 6 saat sonra Thunberg bu fotoğrafı sildi ve ahtapotsuz olarak yeniden yükledi. Ahtapot, 20. yüzyıl başındaki birtakım Yahudi karşıtı neşriyattaki karikatürlerde “Yahudilerin dünyaya hâkim olduğu” komplo teorisini sembolize eden bir imge olarak kullanılıyordu. Greta Thunberg, yenilediği paylaşımında, ahtapotun Yahudi karşıtı bir sembol olduğunu bilmediğini, her türlü ayrımcılık formu gibi antisemitizme de karşı olduğunu ve ahtapotun aynı zamanda “otistik insanların duygularını ifade etmek için sıklıkla kullandıkları bir araç” olduğunu belirtti.

Hareketin Almanya’daki lideri Luisa Neubauer yaptığı açıklamada söz konusu paylaşımlardan önceden haberdar olmadığını ve uluslararası hareketin yereldeki özerk şubeler adına konuşmadığını söyledi. Neubauer, “İsrail’e karşı eşi benzeri görülmemiş Hamas terörünü” kınadı ve devamında “Hayır, bu içeriğe katılmıyoruz.” açıklamasını yaptı.

Almanya, Avusturya ve hatta İsveç’teki iklim aktivistleri Thunberg’in fotoğrafını reddedip ona cephe aldılar ve Thunberg’in Hamas’ın 7 Ekim’de başlattığı ve İsrailli sivilleri de hedef alan saldırıları görmezden geldiğini öne sürdüler.

Fridays for Future’da Fikir Ayrılıkları Artıyor

Almanya’daki Yahudiler Merkez Konseyi Başkanı Josef Schuster, Luisa Neubauer ve Almanya şubesinin Fridays for Future (FFF) hareketinden ayrılmasını, yerel örgütün adını değiştirmesini ve “Fridays For Future International” ile tüm bağlantılarını kesmesini talep etti. Başka isimler de Almanya şubesine yönelik benzer talepler dile getirerek FFF örgütünden ayrılma baskısını arttırdı.

Alman politikacılar da Thunberg ve FFF’ye dair sert açıklamalarda bulundu.  Yeşiller Partisi milletvekillerinden Marcel Emmerich, uluslararası FFF örgütünün “insanları sadece rahatsız edebilecek en kötü türden antisemit komplo teorilerini yaydığını” söyledi. Örgütün Avusturya ve İsveç şubeleri de Thunberg’in paylaşımından endişe duyduklarını dile getirdi ve FFF’nin sergilediği antisemitik tutumları kınadığını açıkladı.

FDP’li milletvekili Moritz Körner ise, X platformundaki paylaşımında FFF’nin eylem formatı ve genç karakteri hakkında sarkastik bir mesaj yazdı:Belki de cuma günleri tarih dersine katılmak daha iyi olurdu.”

Federal Almanya Çevre Bakanı da, Redaktionsnetzwerk Deutschland’a yaptığı açıklamada, tepkisini getirmekten geri durmadı:

“Greta Thunberg ve Fridays For Future International’ın İsrail’e yönelik terör saldırısına ilişkin ağza alınmayacak açıklamaları, başta gençler olmak üzere pek çok insanın hareketin bütünlüğüne duyduğu büyük güveni yerle bir etmiştir.”

Ancak hareket içindeki herkes aynı fikirde değil ve Luisa Neubauer gibi düşünmüyor. FFF Almanya Sözcüsü Elisa Baş sosyal medya hesabındaki paylaşımında “Almanya’da Filistinlilere karşı bir pogrom havası” olduğunu ve “soykırım” hakkında konuşmak isteyenlerin susturulmasını protesto ettiğini açıkladı. Genelde gezegeni kurtarmak konusunda fikir birliğiyle hareket eden FFF hareketi, şimdi destekçilerinin çoğunun neden antisemitizmle suçlandıklarını anlamadığı ve kesinlikle iklim ve çevreyle ilgisi olmayan bir konuda bir iç ihtilaf yaşıyor.

İsrail’den Thunberg’e Gelen Suçlamalar

İsrail’den 200’ü aşkın aktivist ve çevreci, Thunberg’e hitaben açık bir mektup yazdı. Mektupta Thunberg teröristlerin yanında yer almakla ve yaptığı açıklamalarla “tarihin yanlış tarafında yer almakla” suçlandı.

İsrail devletinin resmî X sosyal medya hesabı Thunberg’in güncellenmiş paylaşımına garip bir yanıt paylaştı: “Greta Thunberg, Hamas masum İsraillileri KATLEDEN roketleri için sürdürülebilir malzemeler kullanmıyor. Hamas katliamının kurbanları sizin arkadaşlarınız olabilirdi. Sesinizi çıkarın!”

İsrail Ordusu Sözcüsü Arye Sharuz Shalicar ise POLITICO’ya verdiği demeçte, “Gelecekte Greta ile herhangi bir şekilde özdeşleşen her kim olursa olsun, benim görüşüme göre terör destekçisidir.” dedi. Shalicar daha sonra bir tekzip mesajı paylaşarak Thunberg’in destekçileri hakkında sözleri için özür diledi ve sözlerinin kişisel görüşleri olduğunu duyurdu.

Bu hararetli tartışmalara ve FFF’deki iç sorunlara rağmen Thunberg, FFF’nin 27 Ekim’deki 271. grev günü Stockholm’de yaptığı eylemde “Filistin İçin Adalet” ve “Özgür Filistin” pankartlarına yer vermekten geri durmadı.

Thunberg, İngiltere’nin başkenti Londra’da, ekim ayında bir yol kapatma eylemi sırasında gözaltına alındı. İklim aktivisti, kamu düzenini bozmak suçlamasıyla 15 Kasım’da hâkim karşısına çıkacak. Thunberg, İsrail tarafının açıklamalarıyla ilgili henüz bir yanıt vermedi ve Filistin’le ilgili yeni bir paylaşım yapmadı.

Kısa Süren Bir Sessizliğin Ardından Patlak Veren Amsterdam Olayı

Thunberg, İngiltere’nin başkenti Londra’da, ekim ayında bir yol kapatma eylemi sırasında gözaltına alındı ve kamu düzenini bozmak suçlamasıyla 15 Kasım’da hâkim karşısına çıkartıldı. İsrail tarafının açıklamalarıyla ilgili bir yanıt vermeyen iklim aktivisti, 12 Kasım’da Amsterdam’da 70 bin kişinin katıldığı bir iklim eyleminde sahneye çıktı.

Konuşmasında Filistin’le ilgili tavrına sürdüren ve Afgan ve Filistinli iki genç kadına söz vermek isteyen Thunberg’in sözü sahneye atılan bir adam tarafından kesildi. Mikrofonu kapan “Buraya iklim eylemi için geldim, siyasi görüşler için değil.” diyen su işleri partisi Water Natuurlijk üyesi ve partinin eski adaylarından olan bu kişi, aktivistler ve kamuoyundan farklı tepkiler aldı. Geniş bir kesim yaptığı müdahaleyi “iklim mücadelesini siyasete karıştırmamak adına” haklı bulurken diğer kesim ise Gazzeliler ve bütün Filistinlilerin maruz bırakıldıkları şartlara tepki göstermenin insani bir tavır olduğu ve bunun susturulmaması gerektiği bir fikrinde.

Greta’nın sahneyi paylaşmak istediği mülteci hakları aktivisti Filistinli Sahar Shirzad olaydan önce aynı etkinlikte yaptığı konuşmada “Nehirden Denize Özgür Filistin” sloganını kullanmış ve hem olumlu hem olumsuz tepkilerle karşılaşmıştı. Olaylı ilgili açıklama yapan Water Natuurlijk, hem üyelerinin yaptığı bu söz kesme eyleminin hem de politik amaçlı mesajların kurumlarıyla bağdaşmadığını açıkladı.

İklim Hareketi Artık Makbul Bir Aktivizm Değil mi?

Uluslararası basının ve uzmanların son olayı ve yaşanan bütün süreci ele alışına bakıldığında Thunberg’e kısık sesle destekleyen seslerin yanında yoğun eleştiriler var. Bu eleştirilerin odağı antisemitizm suçlama güdüsünden iklim hareketinin ideolojik kimliğine ve motivasyonun ne olması gerektiğine kaymış durumda.

The Telegraph’ın editörlerinden Annabel Denham’a göre, tek konulu kampanyaların en büyük avantajı, başka pek az konuda hemfikir olan insanları bir araya getirebilmesi. Thunberg ve FFF hareketinin bu avantajı kaybettiğini ve bunun hareketin genişlemesine elverişli bir tercih olmadığını saptıyor. De Volksrant gazetesinden Marcia Luyten, esas gücünü apolitik karakterinden alan hareketin bütün haksızlık türlerine hitap eden bir yola girerek hata yaptığı görüşünü belirtiyor. Greta’nın Almanya’da artık hoş karşılanmadığını kapağına taşıyan TAZ’daki bir yazıda Almanya zaviyesine göre konuşan Gereon Asmuth’a göreyse, iklim hareketinin kendisiyle çok az alakası bulunan bir çatışma için Filistin lehine tek taraflı yaklaşıma sahip olması problemli. Thunberg’in memleketi İsveç’te yayınlanan bir görüşe göreyse, iklim konusunun ele geçirilmesine ve Hamas için bir megafon olarak kullanılmasına izin verilmemeli.

Amsterdam olayından sonra Thunberg, cuma günleri katıldığı mutat eylemlerde, Filistin’le dayanışma mesajları paylaşmaya devam etti. Thunberg’in Gazze ve Filistin’deki insanlık dramına dikkat çeken birkaç yalın destek pankartının antisemitizmle suçlanması, İsrail ile müttefik ülkelerde ifade özgürlüğünün devletin pozisyonu gerekçesiyle nasıl sınırlandığını gösteren bir örnek vaka. Thunberg’i siyasal bir yola sapmakla eleştirmek bir nesnel değerlendirme çabasıyla gerekçelendirilebilir. Fakat -bu “analitik” maksadın ötesine geçen şekilde- Thunberg’i susturma kampanyası güdenlerin ya da antisemitizmle suçlayanların, aynı zamanda Filistin’deki katliama da göz yumdukları gerekçesiyle insanlığın ortak vicdanında yargılanacakları kesin. Anlaşılan o ki, iklim aktivitelerinin ise kendilerine dayatılan minimal eylem alanlarını kabul etmek ile bütüncül bir kritik tavır alma arasında bir tercih yapması gerekiyor.

Greta Thunberg: “Soykırımda Tarafsız Olamazsınız”

5 Aralık’a gelindiğinde Greta Thunberg, bu sefer kısa destek mesajları paylaşmaktan daha fazlasını yaparak kendi pozisyonunu detaylıca açıklamayı tercih etti. Thunberg ve FFF aktivistleri, The Guardian gazetesinde yaşadıkları süreci ve yöneltilen antisemitizme sapma suçlamalarına ve iklim hareketini politize etme eleştirilerine cevap veren bir metin yayınladı.

İnsanlar acı çektiğinde, yerlerinden edildiğinde ya da öldürüldüğünde nerede olursa olsun seslerinin yükseleceğini belirten iklim aktivistleri, Filistin’le dayanışmalarının da bundan farklı olmadığını ve Filistinlilerin maruz kaldığı korkunç insani acıları konuşmaktan vazgeçmeyeceklerini kaydetti. Metinde Hamas’ın 7 Ekim’deki saldırılarının İsrail’in süregelen “savaş suçlarını hiçbir şekilde meşrulaştıramayacağını” vurgulandı ve “soykırımın meşru müdafaa olmadığı gibi orantılı bir karşılık da olmadığı” belirtildi. Filistinlilerin on yıllardır baskı altında yaşadığı bir bağlamda İsrail’in saldırılarının gerçekleştiğine işaret eden Thunberg cephesi, tüm bunların tek başına İsrail’in saldırıları hakkında yorum yapmak için yeterli bir sebep olduğunun altını çizdi.

Metinde, dünya genelinde antisemitik ve Müslüman karşıtlığı söylemlerin arttığına dikkati çekerek, İsveç’te camilerin yıkılması ya da sinagogun önünde İsrail bayrağı yakılmasının kabul edilemez olduğunu ifade edildi. Filistin’de yaşanan acıların devam etmesine izin verilmemesi gerektiğini aktaran iklim aktivistleri, “Bu mazur görülemez şiddete son verilmesini talep etmek temel insanlık meselesidir. Sessizlik suç ortaklığıdır. Soykırımda tarafsız olamazsınız.” ifadelerini kullandı.

Burak Nuri Gücin

Galatasaray Üniversitesi’nde Sosyoloji programından mezun olan Burak Gücin, sonrasında Heidelberg Üniversitesi’nde Kültürel Çalışmalar alanında yüksek lisansını tamamlamıştır. Gücin, Perspektif redaksiyon ekibinin üyesidir.

Yazarın diğer yazıları
Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler