'Türkiye'de Deprem'

Felakete Uzaktan Bakmak: “Deprem Türkiye’de Oldu, Biz Almanya’da Sarsıldık”

6 Şubat depremleri Türkiye’de 11 ili büyük bir felakete sürükledi. Fakat deprem sadece Türkiye ile sınırlı kalmadı. Almanya’da yaşayan Türkiye kökenlilerle depremin birinci yılında “Türkiye dışında depreme yakalanmak” hakkında konuştuk.

Deprem bölgesindeki fay hattı üzerinde bulunan bir tren yolu. Fotoğraf: boyoz - Shutterstock.

7 Şubat 2023. Almanya’nın ufak bir şehrinde, ufak bir parkın içerisinde yürüyorum. Karşımdan hıçkıra hıçkıra ağlayarak yürüyen bir kadın geliyor. Neden bilmem, Türk izlenimi veriyor. Kadın öylece yanından geçip gidilemeyecek kadar bitik bir hâlde. Durdurup Türkçe, “İyi misiniz?” diye soruyorum. O da Türkçe, “Bütün ailem Hatay’da! Hiçbirine ulaşamıyorum!” diyor ve ardından hıçkırıklara boğuluyor. İki yabancı bir parkın ortasında sarılıp ağlıyoruz.

6 Şubat 2023. Türkiye’deki birçok insan için “çaresizlik” ile karakterize bir gün. Depremin hemen ardından bölgeye ulaşmak konusunda yaşanan zorluklar, birçok insanın elini kolunu bağladı. Günler, hatta haftalar enkaz altında kalanları kurtarmaya çalışmakla ve depremzedelere yardım ulaştırmakla geçti. Felaket karşısındaki “çaresizlik” hissi sadece Türkiye ile sınırlı değildi. Yurt dışında yaşayan Türkiye kökenliler de depremden doğrudan olmasa da ağır bir şekilde etkilendi. Hatta belki, İstanbul’da yaşayan bir Türk ile Berlin’de yaşayan bir Türk’ün deprem karşısında benzer şeyleri hissettiğini söyleyebiliriz.

Çaresizlikle Birlikte Gelen Dayanışma

Mekân olarak uzakta olsalar da Almanya başta olmak üzere birçok ülkede Türkiye kökenliler deprem bölgelerine yardım etmek için seferber oldu. Bu kişilerden birisi de Kassel’de itfaiyeci olarak çalışan 33 yaşındaki Erkan Eren’di. Depremi haber alır almaz Hasene Yardım Derneğinin arama kurtarma ekibine katılan Eren, 7 gün boyunca Kahramanmaraş ve Hatay’da görev yaptı. “Deprem bölgesi cehennem gibiydi” diyen Eren, aradan geçen bir senenin ardından hislerini, “Deprem bölgesine giden Erkan’la dönen Erkan aynı değil” diye tarif ediyor.

Almanya’nın her tarafından ve Hollanda’dan arama kurtarma uzmanlarıyla bölgeye giden Erkan Eren için depremin birinci yıldönümü çok zor geçmiş. Aradan geçen bir senenin ardından bütün acıların yeniden gün yüzüne çıktığını ve güne baş ağrısıyla başladığını anlatıyor: “Bütün gün depremi düşünmemeye çalıştım ama başaramadım. Geçtiğimiz sene arama kurtarma çalışmaları esnasında gördüklerimiz yeniden gözümün önüne geldi. O çaresizlik hissi… Görevimiz bitip Almanya’ya döndüğümüzde yaşadığımız suçluluk duygusu… Açıkçası bu kadar çabuk normal hayata dönmüş olmak biraz zoruma gitti.”

Kendisi de Gaziantepli olan Eren, “Kendimi bir depremzede gibi hissediyorum.” diyerek şöyle devam ediyor: “Ailemde bir kayıp olmasa da Antep’teki akrabalarım büyük bir travma yaşadı. Dün halam ve kuzenlerimle görüştüm. Tüm gece uyuyamadıklarını, geçen sene yaşadıkları korkuyu yeniden yaşadıklarını söylediler. Ben de Maraş’ta ve Hatay’da geçen sene milyonlarca insanla aynı hisleri paylaştım. Aynı şeyler gördük, aynı acıyı yaşadık. O yüzden kendimi oradaki insanlarla özdeşleştiriyor ve kendimi bir depremzede gibi hissediyorum.”

Almanya’ya döndükten sonra haftalar boyunca uyumakta zorluk çektiğini söyleyen Eren, Kassel’e döndükten sonra birkaç gün enkaz altından çıkarttığı cenazelerle rüyasında konuştuğunu söylüyor. “Hayatını kaybeden insanları kurtaramamış olmak bizi çok etkiledi.” diyen Eren, döndükten sonra Kassel’deki itfaiye bünyesinde manevi rehberlik aldığını ve bu acılarla nasıl baş edebileceğini bildiği için zorlu süreci çabuk atlattığını söylüyor.

6 Şubat Eren’in hayatına büyük bir farkındalık da getirmiş. Özellikle Avrupa’nın farklı ülkelerinden birlikte deprem bölgesine giden arama kurtarma ekibindeki arkadaşlarıyla sık sık görüşmüşler. Kassel’e döndükten sonra hem Türkiye hem de Almanya’da arama kurtarma çalışmalarına daha fazla vakit ayırdığını söyleyen Eren, bu çabasını şöyle anlatıyor: “Kendime hep şunu söyledim: Bir kişiye yardım edemiyor olabilirim, ama 10 kişinin hayatını kurtarması için çalıştıysam bu devam etmek için en büyük motivasyondur.”

Eren, aradan geçen bir senede aldığı en büyük dersin, hayatın insanın elinden her an alınabileceğine dair edindiği farkındalık olduğunu ekliyor: “Geçtiğimiz sene 6 Şubat gecesi 50 bin insan gece yatağına yattı. Saat 4:18’de birçoğunun uyuduğu evin tavanı üstüne düştü. Hayat her an bitebilir. Bu gerçek bir kenarda dururken işe, güce, geçici şeylere değil; insana, aileye, arkadaşlara daha fazla değer vermeyi öğrendim. Hayatın her an sona erebileceğini çok çabuk unutuyoruz.”

“Fazla Varlıklı Bir Aile Değiliz Ama Elimizden Gelen Her Şeyi Yapmak İstedik”

Türkiye dışından deprem bölgelerine yönelik yardımlar sadece arama kurtarma çalışmalarıyla sınırlı değildi. Avrupa’nın birçok şehrinde okullarda öğrenciler kendi aralarında ufak hayır çarşıları düzenleyerek deprem bölgelerine yardımlar gönderdiler. Hasene başta olmak üzere birçok yardım derneği, bölgeye hızlı bir şekilde ayni ve nakdi yardımlar ulaştırdı. Dünyanın her yerinden birçok ülke enkaz altında kalanların kurtarılması için arama kurtarma ekipleri gönderdi. Almanya’da bazı eyaletlerde okullarda depremde hayatını kaybedenler için saygı duruşları düzenlendi. Hatta Türkiye’de evi olan birçok insan, Türkiye’deki evlerini depremzedelere açtı.

Yaşanan çaresizlik hissini ortadan kaldırmak için yola çıkanlardan bir tanesi de Duisburg’ta yaşayan Halide Zorlu’ydu. 54 yaşında olan Nevşehirli Zorlu, “Deprem bölgesinde tanıdıklarımız vardı. Haberi alır almaz neler yapabileceğimizi düşünmeye başladık.” diye anlatıyor. Ardından Almanya’da çevresiyle organize olup yardım toplamışlar ve Maraş’taki tanıdıklarına yardım ulaştırmak için depremden birkaç ay sonra arabayla Maraş’a doğru yola çıkmışlar.

“Biz emekli bir aileyiz, fazla varlıklı bir aile değiliz. Ama elimizden gelen her şeyi yapmak istedik.” diyen Zorlu, Duisburg’ta gıda malzemeleri hazırlayıp satmış, çevresinde bağışlar toplamış ve arabalarını yardım eşyalarıyla doldurup Afşin’e doğru yola çıkmış. “Oradaki insanlarla bağımızı kesmedik. Bu sene de arabamıza ihtiyaç malzemelerini doldurup yeniden gideceğiz.” diyen Zorlu, “Depremi Türkiye yaşadı ama biz Almanya’da sarsıldık.” diye ekliyor.

“Depremin ardından elimiz kolumuz bağlı televizyonlardan izlemek yerine oraya gitmek, o kardeşlerimizle bir arada olmak en çok bize iyi geldi.” diyen Zorlu, 6 Şubat’ın yıldönümünde aynı acıyı tekrar yaşadığını anlatıyor. “Kendimizi deprem bölgesindeki insanlardan ayrı görmedik. Kendimizi onlarla bir gördük. Allah hiçbirimize bu acıyı bir daha yaşatmasın.”

Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler