'Müslümanlar ve Psikoloji'

Müslümanlar ve Bağımlılık – Sebebi İman Zafiyeti mi?

Bağımlılık toplumun küçük bir kısmını etkileyen önemsiz bir sorun değildir. Almanya'da birçok insan bu sorunla karşı karşıya ve bunların arasında Müslümanlar da yer alıyor. Bağımlı olmanın ne demek olduğunu ve buna karşı neler yapılabileceğini Dr. İbrahim Rüschoff açıklıyor.

©Shutterstock.com

Bağımlılık, güçlü ve kontrol edilemeyen bir tüketme dürtüsü ve bunu kontrol edememe ile karakterize edilir. Tüketim dürtüsü giderek daha önemli hâle gelir ve bu davranış açık bir zarara ve olumsuz sonuçlara neden olsa bile bağımlının düşüncelerini ve eylemlerini giderek daha fazla belirler. Çoğu durumda, yoksunluk belirtileri ve tolerans gelişir, böylece aynı etkiyi elde etmek için tüketim artar.

Tıbbi açıdan bakıldığında, sarhoş edici maddeler (örneğin alkol, uyuşturucu), tütün, ağrı kesiciler ve ilaçlar gibi maddeyle ilgili bağımlılıklar ile kumar bağımlılığı, yeme bozuklukları (örneğin anoreksiya), internet bağımlılığı, alışveriş bağımlılığı ve pornografi tüketimi gibi maddeyle ilgili olmayan bağımlılıklar arasında bir ayrım yapılır. Prensip olarak, herhangi bir insan davranışı bir bağımlılığa dönüşebilir.

Bazı Rakamsal Veriler

Almanya’da 15 yaş üstü gençler her yıl on litre saf alkol tüketiyor, 18-64 yaş arası 1,6 milyon kişi alkol bağımlısı ve her yıl 70 binden fazla kişi alkol tüketimi nedeniyle hayatını kaybediyor.

1,5 ila 1,9 milyon kişi uyuşturucu bağımlısı ve tahminen 166 bini opioid (2016) yani çoğunlukla eroin bağımlısı. 2021 yılında uyuşturucuya bağlı 1826 ölüm vakası kayda geçirilmiş ve bu rakam bir önceki yıla göre yüzde 15 daha fazla. Ayrıca her yıl 127 bin kişi sigaranın etkileri nedeniyle hayatını kaybediyor. Bunun yol açtığı tıbbi masraflar yıllık 20 milyar avroyu aşıyor.

Bu Konuda İslam’ın Hükmü Nedir?

Herhalde sarhoşluk verici maddelerin İslam dininde haram olduğunu bilmeyen Müslüman yoktur. Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurulur: “Ey iman edenler! İçki, kumar, dikili taşlar, fal okları şeytan işi iğrenç şeylerden ibarettir. Bunlardan kaçının ki kurtuluşa eresiniz. Şüphesiz şeytan içki ve kumar yoluyla aranıza düşmanlık ve kin sokmak, sizi Allah’ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık vazgeçtiniz değil mi?” (5:90-91).

Alkol tüketimi konusunda âlimler arasında fikir birliği olsa da sigara konusunda durum çok net değildir. Öyle ki Almanya’da mevcut olan çok sayıda millet ve farklı mezhep dolayısıyla çok farklı durumlarla karşılaşılmaktadır. Ancak camilerde kılınan Cuma namazlarında istisnasız olarak alkol, sigara ve benzeri zihni bulandıran, bedeni ve ruhu zehirleyen uyarıcı ve uyuşturucu maddelerin tüketiminin haram olduğu vaaz edilmektedir.

Bağımlılığın Sonuçları

Bağımlılık hastalıklarının sonuçları özellikle şu üç alanda görülür: Bu hastalıklar öncelikle Allah’ın bize emanet ettiği ve sorumlu olduğumuz bireysel sağlığımızı etkiler. Yukarıdaki rakamlar bu konunun önemini göstermektedir. İkinci alan yakın sosyal çevreyi, özellikle de aile içi şiddet vakalarının yarısından fazlasında faillerin alkol ve diğer bağımlılık yapıcı maddelerin etkisi altında olduğu aileleri ilgilendirmektedir. Kumar bağımlılığı da özellikle hanenin geçimini temin etmekle yükümlü olan kişinin kumar bağımlısı olması ve aileyi maddi açıdan zor duruma sokması durumunda ailede büyük sorunlara yol açmaktadır.

Üçüncü bir alan olarak bağımlılık, biz Müslümanların da ait olduğu ve sorumluluğunu paylaştığımız bir bütün olarak toplumu da etkilemektedir: Alkolün etkisinde gerçekleşen trafik kazaları ve işlenen suçlar, uyuşturucu temin etmek için işlenen suçlar, ekonomi ve sağlığa yönelik maliyetler bu etkilerden bazılarıdır.

Müslümanlar ve Bağımlılığa Bakış

Yukarıda verilen dehşet verici rakamlara Müslümanların da dahil olduğunu kabul etmemiz gerekiyor. Alkol en büyük sorunumuz olmasa da Müslümanlar için de tütün, ilaç ve uyuşturucu bağımlılığı büyük bir sorun teşkil ediyor. Kumar bağımlılığı da tekrar tekrar karşılaşılan bir sorun. Bağımlılık, çoğunlukla dinî ve ahlaki bağlamlarda yargılandığı ve kişisel başarısızlık ve iman zayıflığı ile ilişkilendirildiğinden çoğu Müslüman için özellikle hassas bir konu. Bağımlılık, hastaların yalnız başına bir çıkış yolu bulamadığı, tedavi masraflarının sağlık sigortaları tarafından karşılandığı ciddi hastalıklar. Bununla birlikte bir tabu olarak görüldüğünden bu sorunun varlığı yüksek oranda inkâr ediliyor. Bu durum ise uygun tedaviyi zorlaştırıyor veya imkânsız hâle getiriyor.

Bağımlılar bağımlılıklarını istedikleri an bırakabileceklerini söylerler. Aileler, başkalarının bu durumu öğrenmesinden endişe ederek bağımlı olan yakınlarını sevgi ve hoşgörüü ile bu bağımlılıktan kurtarmaya çalışırlar. Ancak bu yaklaşım işe yaramaz ve hayal kırıklıkları ile sonuçlanır. Anne-babaya itaat ve saygının yanlış anlaşılması da örneğin kumar bağımlısı babanın defalarca para talep etmesine veya parayı kötüye kullanmasına ve kimsenin bu konuda bir şey yapmaya cesaret edememesine yol açmaktadır.

Profesyonel Yardım Alın

Şefkatli ancak tutarlı bir yaklaşım benimsemek ve net taleplerde bulunmak, bir bağımlılık danışma merkezinden yardım almak ve hatta belki de ailenin yıkımını durdurmak için yasal vasi tayin edilmesini istemek herkes için zordur. Bu genellikle büyük miktarlarda para ve borç gerektirir, bu nedenle bağımlı kişiler ve yakınları, profesyonel destek ve terapi için aile hekimleri veya bağımlılık danışma merkeziyle iletişime geçmelidir, bu merkezleri ikamet ettikleri şehir ve posta kodu üzerinden internette arayabilirler.

“Çocuklarınızı istediğiniz gibi yetiştirebilirsiniz, onlar yine de sizin yaptıklarınızı taklit edeceklerdir!” eğitim ilkesine göre, ebeveynlerin rol model işlevi ve aile içinde yapıcı konuşmalar yapma ve çatışmaları çözme becerisi büyük önem taşımaktadır, böylece birilerinin “ortadan kaybolmasına” veya “kafayı bulmasına” gerek kalmaz.

Müslüman toplum, sigara otomatlarının kamuya açık alanlardan kaldırılması ve benzin istasyonlarında alkol satışının yasaklanması için sosyo-politik düzeyde kampanya yapabilir ve yapmalıdır. Zira böyle bir yasak muhtemelen bu maddeleri bırakmış binlerce kişinin yeniden başlamasını önleyecektir. Alkol ve tütün vergisinden (2021) elde edilen 16,8 milyar avroluk gelir, böylece sağlık sigortası şirketlerini rahatlatmak amacıyla önleme ve tedavi için kullanılabilir.

Dr. Ibrahim Rüschoff

Rüsselsheim’da kendine ait muayenehanesinde hizmet veren psikoterapist Dr. İbrahim Rüschoff’un uzmanlık alanları arasında Almanya’daki Müslümanların psikososyal bakımı ve İslam’la bütünleşik psikoterapinin geliştirilmesi bulunmaktadır. Rüschoff aynı zamanda Sosyal ve Eğitim Meslekleri İslami Çalışma Birliği’nin (IASE) yönetim kurulundadır.

Yazarın diğer yazıları
Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler