Almanya’da Çifte Vatandaşlık Yasası: “Vatandaşlığın Hediye Gibi Algılanması Yanlış”
Almanya’da 27 Haziran 2024 tarihi itibariyle yeni Vatandaşlık Yasası yürürlüğe girdi. Yeni yasayla birlikte özellikle Türkler için Almanya’da çifte vatandaşlık artık mümkün. Peki çifte vatandaş olmak isteyenlerin motivasyonları neler? Çifte vatandaşlığa başvuru yapanlarla konuştuk.
Almanya’da uzun yıllardır gündemde olan vatandaşlık reformu geçtiğimiz haziran ayında yürürlüğe girdi. Yeni Vatandaşlık Yasası ile birlikte Almanya’da çağa uygun olarak görülmeyen ve çoklu vatandaşlığa yalnızca istisnai durumlarda imkân tanıyan Vatandaşlık Hukuku da modernize edilmiş oldu.
Bu yasadan önce Alman vatandaşlığına geçmek isteyen yabancılar (AB ve İsviçre vatandaşları hariç) hâlihazırda sahip oldukları vatandaşlıklarını kaybediyordu. Fransa, Hollanda ve Belçika gibi ülkelere kıyasla daha katı bir vatandaşlık politikasına sahip olan Almanya’nın vatandaşlık rejiminin bu şekilde yumuşadığını söyleyebiliriz.
Çifte vatandaşlığın önündeki engellerin kalkmasıyla Almanya’da yaşayan ve başvuru yapma hakkına sahip olan binlerce Türk’ün de Alman vatandaşlığına geçiş yapması bekleniyor. Ülkede nüfusun yüzde 14’üne karşılık gelen yaklaşık 12 milyon kişi, Alman pasaportuna sahip değil. Bunların 5 milyon 300 bini en az 10 yıldan beri Almanya’da yaşıyor.
Ayrıca bunun dışında Almanya’da şu anda yaklaşık 1 milyon Türk kökenli Alman vatandaşının yaşadığı tahmin ediliyor ve yeni yasanın ardından 500 bin mavi kart sahibi Alman vatandaşının, yeniden Türk vatandaşlığını alması bekleniyor.
“Türklük Beni Tanımlayan Bir Şey”
Rheinland-Pfalz eyaletinde yaşayan ve bir kamu kurumunda sözleşmeli devlet memuru olarak çalışan Dilek Hanım da Alman vatandaşlığı için başvuru yapanlardan birisi. “Eşimle ikimiz de Türk vatandaşıyız. Geçtiğimiz aylarda Alman vatandaşlığı için başvurduk.” diyen Dilek Hanım, aslında devlet dairesinde kadrolu memur olabilmek için Alman vatandaşlığına geçme hakkı olduğunu, ama bunu şimdiye kadar hiç istemediğini söylüyor. Bunun nedenlerini ise şöyle sıralıyor: “Kendimi Türk olarak hissediyorum. Bu kimliğimi hep onurla taşımaya gayret ettim. Beni tanımlayan ve benim parçam olan bir şeyi bırakıp Alman vatandaşlığını almak bana iyi bir fikir gibi gelmedi. Bu nedenle, mesleki olarak bana faydası olsa da şimdiye kadar Türk vatandaşlığından çıkıp Alman vatandaşlığına girmeyi hiç düşünmedim.”
Anne ve babası Almanya’ya işçi olarak gelen Dilek Hanım, aile üyelerinin kendilerini “Türk” olarak tanımladığını, Türk vatandaşlığından çıkmanın da bir nevi “aileden kopma hissi verdiğini” belirtip ekliyor:
“Çocuklarımın Türk kimliklerinden gurur duyabilmelerini isterim. Şimdiye kadar Türk vatandaşlığından vazgeçersem, çocuklarıma sanki bu bilinci veremezmişim gibi hissettim. Bu nedenle Alman vatandaşlığına geçmeyi hiç düşünmemiştim. Yeni yasa çifte vatandaşlığı mümkün kıldığı için şimdi bir kimliğimden vazgeçmeden ikincisini edinebilirim.”
Yasanın yürürlüğe girmesiyle birlikte Alman vatandaşlığına başvuran Dilek Hanım, aslında kendisi açısından tek değişikliğin oy hakkı kazanması olacağını söylüyor: “Almanya’da doğdum, Almanya’da büyüdüm, Almanya’da çalışıyorum. Alman vatandaşı olduğumda hayatıma gelecek tek fark, bundan sonra federal seçimlerde oy kullanabilmem olacak. Bu nedenle sevinçliyim.”
Vatandaşlık Testinde Antisemitizm Kriteri
Yeni Vatandaşlık Yasası’nda en çok tartışılan konulardan bir tanesi de Alman vatandaşlığına geçişte yapılan “Vatandaşlık Testi”. 7 Ekim’de İsrail’e yönelik saldırıların ardından Almanya’da antisemitizm odaklı başlayan tartışma, Vatandaşlık Yasası’na da etki etti. Birçok eyalette vatandaş olmak isteyen yabancılar, İsrail’in varlık hakkını tanıyan soruları da cevaplandırmak zorunda.
Alman vatandaşlığı için başvuruda kendisine de böyle bir test verildiğini söyleyen Dilek Hanım, “Yahudilerin hayatını korumayı temin eden” bir belgeye imza attığını söylüyor. Bu durum onu biraz düşündürtmüş:
“Açıkçası bu şartı garip ve sembolik bir şey olarak görüyorum. Yahudi hayatını nasıl koruyacağım? Şimdiye kadar başkasının hayatına mı kastediyordum ki Alman vatandaşlığına geçişle birden bir dinî grubun hayatını korumaya başlamalıyım? Bu korumak ve savunmak ne anlama geliyor? Bence herkesin hayatı korunmaya değer. Ama bu madde bana çok garip gelse de yine de imzaladım.”
Söz konusu Vatandaşlık Testi’nde 300 soru içinden 33 soru soruluyor. Alman vatandaşlığına geçmek isteyen birisinin 33 sorudan 17’sine doğru cevap vermesi bekleniyor. 7 Ekim sonrasında bu soru listesine İsrail, Holokost ve Yahudilikle ilgili yeni sorular da eklenmiş durumda. Vatandaşlık Testi’nde Almanya’da ilk Yahudilerin kaç yıl önce yaşadığı, antisemitik davranışa örnekler, İsrail devletinin ne zaman kurulduğu ve Yahudi Maccabi spor kulübüne kimlerin katılabileceği gibi sorular yer alıyor.
“İşçi Çocukları Olarak Daha Muhafazakârız”
Kuzey Ren-Vestfalya Eyaletinin Köln şehrinde yaşayan Ayşim Hanım da Türk vatandaşı. Almanya’da doğup büyüyen Ayşim Hanım, şimdiye kadar Alman vatandaşlığının kendisine bir getirisi olacağını hiç düşünmemiş. Bu nedenle de Türk vatandaşlığından çıkmak onun için bir seçenek olmamış.
Ayşim Hanım, özellikle dünyanın içinden geçtiği dönemde çifte vatandaş olmanın kendisine ve ailesine ek güvenlik sağlayacağı görüşünde:
“Bugün bir savaş çıksa, herkes ülkesine gitsin denilse, Almanya’da yaşayan Türk vatandaşları olarak ortada kalırız gibi geliyor. Yine yarın Türk devleti, ‘Ben bu topraklara sadece Türk vatandaşlarının gömülmesine izin veriyorum’ dese, Alman vatandaşı olduğumuzda ölümüz yine ortada kalacak gibi hissediyordum.”
Çocuklarını “Türk” olarak yetiştirdiğini, bu kimliğin ailesi içinde çok önemli olduğunu söyleyen Ayşim Hanım, “Belki de yetiştirilme tarzımızdan, biz misafir işçi çocukları burada daha muhafazakâr değerlere sahibiz.” diye ekliyor. Bu muhafazakârlığın Türk kimliğini de kapsadığını anlatan Ayşim Hanım, “Kendimi Türk olarak görüyorum. İş başvurusu yaptığımda özgeçmişime anadilimin Türkçe ve Almanca olduğunu yazıyorum. Almancayı anadilim kadar iyi konuşmama rağmen evde çocuklarımla sadece Türkçe konuşuyorum ve bununla da gurur duyuyorum” diyor.
Ayşim Hanım, Alman vatandaşlığına geçişte en büyük etkenin Türk konsolosluğundaki bürokratik zorluklar olduğunu da ekliyor: “Tek vatandaş olduğunuzda, konsolosluktaki her işlemde sürekli sıra beklemek, randevu almak bizi çok yordu. Almanya’da yeni yasa çıktığında Türk vatandaşlığımı bırakmadan Alman olabileceğimi gördüğümde de hemen başvurmak istedim.”
Türk vatandaşlığından çıkıp Alman vatandaşlığına geçiş kararının, özellikle erkekler için Türkiye’deki zorunlu askerlikle yakından alakası olduğunu düşünen Ayşim Hanım, çevresindeki tüm erkeklerin bu nedenle Türk vatandaşlığından çıktığını ekliyor: “O dönem dövizle askerlik bedelleri çok yüksekti. Türkiye’ye gidip askerlik yapmak da burada yaşayanlar için imkânsız bir durumdu. Birçok tanıdığımız bu nedenle vatandaşlıktan çıktı.”
Dilek Hanım’in belirttiği oy verme hakkı, Ayşim Hanım da çok büyük bir etken. Alman vatandaşlığına geçişte oy hakkının rol oynadığını söyleyen Ayşim Hanım şöyle diyor: “Politikadan çok anlamasam da AfD’nin yükselişinin farkındayım. Bu ülkenin geleceğinde söz hakkımın olmasını istiyorum.”
Çifte vatandaşlık düzenlemesinin olumlu olduğunu söyleyen Dilek Hanım ise bunun gecikmiş bir düzenleme olduğu görüşünde:
“Almanya’ya AB ülkesinden gelenler çifte vatandaş olabiliyor, bir tek Türklere çifte standart uygulanıyordu. Bu saçma durumun değişmiş olması çok sevindirici. Bu aslında çok geç kalınmış bir düzenleme. Bu yüzden çifte vatandaşlığın bir hediye gibi lanse edilmesi benim tuhafıma gidiyor.”