'Fransa'

Nicolas Sarkozy Davası: Bir Liderin Düşüş Hikâyesi

Eski Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin 2007 seçim kampanyasında Kaddafi'den gelen milyonlarca avroluk yasadışı fon iddiaları, sadece onun siyasi mirasını değil, Fransa'nın demokrasiye olan inancını da tehdit ediyor. Peki bu dava, ülke siyaseti adına ne anlama geliyor?

Fotoğraf: Obatala Photograpy/Shutterstock

Aşırı sağ partilerin devlet kurumları ve ana akım siyasetçilere karşı artan güvensizlikten faydalanarak seçim başarıları kazandığı son yıllarda Avrupa’daki merkez partiler giderek güç kaybediyor. Nicolas Sarkozy’nin hikâyesi de merkez partilerin güven kaybına ve siyasetteki yolsuzluk iddialarına dair önemli bir örnek teşkil ediyor. Fransa siyaseti deyince akla gelen ilk isimlerden biri olan eski cumhurbaşkanı Sarkozy zor günlerden geçiyor. 2007 yılındaki ilk seçim kampanyasında Libya’nın devrik lideri Kaddafi’den fon alma suçlamasıyla Sarkozy’nin hem siyasi mirası hem de özgürlüğü tehlikede.

Sarkozy’nin Hayatı 2012’den Beri Çalkantılı Geçiyor

2007 yılında Nicolas Sarkozy, cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanarak ülkenin en yüksek makamına ulaştı. Ancak bu zaferin ardındaki finansman kaynakları, uzun yıllar sonra Paris Ceza Mahkemesinde kapsamlı bir davanın konusu hâline geldi. Eski cumhurbaşkanı, Libya’nın o dönemki lideri Muammer Kaddafi ile yapıldığı iddia edilen gizli bir anlaşma ile ve seçim kampanyasını bu sayede yasa dışı şekilde finanse etmekle suçlanıyor. Bu dava, yalnızca Sarkozy’nin siyasi kariyerini değil, aynı zamanda Fransa’daki siyasi sistemin şeffaflığını da sorgulayan bir dönüm noktası.

Geçtiğimiz ay Fransa Yargıtayı, eski cumhurbaşkanının yolsuzluk suçlamasıyla “telekulak” davasından aldığı üç yıllık hapis cezasını onaylamıştı; bu ceza bir yıl elektronik kelepçe ile evde infaz edilebilecek. Bir sonraki duruşmasında suçlu bulunursa bu sefer hapse girebilir. Eski cumhurbaşkanı, bir komplonun kurbanı olduğunu dile getirerek defalarca masumiyetini iddia etti. Sarkozy, 2012’de görevden ayrılmasından bu yana üçüncü defa yargılanıyor.

Davanın Temelleri ve Suçlamalar

Dava, 2012 yılında Kaddafi’nin Sarkozy kampanyasına 50 milyon avro sağlamayı kabul ettiğini gösterdiği iddia edilen belgeleri elde edip yayınlayan Fransız medya kuruluşu Mediapart tarafından başlatılan ve yıllar süren bir soruşturmanın ardından ortaya çıktı. Mediapart, 2012 yılında Libya’nın Sarkozy’nin kampanyasını finanse ettiğini belgeleyen bir rapor yayınlamıştı. Bu rapor, dava sürecini başlatan en önemli unsurlardan biri oldu. 

Davanın temelinde, Sarkozy’nin kampanyasının 1969-2011 yıllarında Libya’yı yöneten Kaddafi rejimi tarafından finanse edildiği iddiaları yer alıyor. 6 Ocak‘ta başlayan ve üç ay sürmesi planlanan duruşmalarda, Sarkozy dahil 13 kişi yargılanıyor. Sarkozy, “kamu fonlarının zimmete geçirilmesinden yararlanma”, “pasif yolsuzluk”, “yasa dışı seçim kampanyası finansmanı” ve “suç örgütüne üyelik” suçlamalarıyla karşı karşıya. Savcılar, eski cumhurbaşkanına 10 yıla kadar hapis ve 375 bin avro para cezası talep ediyor.

Davada, Sarkozy’nin yakın müttefikleri olan eski İçişleri Bakanları Claude Guéant ve Brice Hortefeux gibi isimlerle ilgili suçlamalar da mevcut. İddialara göre, Lübnanlı işadamı Ziad Takieddine aracılığıyla 6 milyon avronun kampanyaya aktarılmasında kilit rol oynadılar. Davada yargılanan isimlerden birisi olan eski bakanlardan Eric Woerth de şu anda Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Rönesans Partisinden milletvekili olarak görev yapmaya devam ediyor. 

Ayrıca, Libya üst düzey hükûmet görevlisi Musa Kusa‘nın 2006 tarihli bir notunda, Sarkozy’nin kampanyasına 50 milyon avro aktarılması talimatı verildiği öne sürülüyor. Davadaki diğer sanıklar da yüz binlerce avronun aklanması veya gizlenmesine karışmakla itham ediliyor. 

İddianamede, 2011 yılında muhalif silahlı gruplar tarafından öldürülen eski Libya diktatörü Albay Kaddafi’nin kampanyasına yasa dışı yollarla önemli miktarda fon sağladığı ve Sarkozy’nin danışmanları, Kaddafi hükûmetinin bir parçası olan yetkililer ve aracı olarak hareket eden iş adamları veya bankacılar arasındaki bir dizi siyasi ve mali bağı içeren iddialar mevcut.

Kaddafi Rejimiyle Temaslar

Davanın konu edindiği olayların kökeni 2005 yılına dayanıyor. Albay Muammer Kaddafi, Libya’yı uluslararası arenaya yeniden kazandırmak için çabalarken, dönemin Fransa İçişleri Bakanı Nicolas Sarkozy 2007’de yapılacak seçimlerde cumhurbaşkanlığına aday olmayı planlıyordu. İddialara göre, bu dönemde iki lider arasında gizli görüşmeler başladı. Claude Guéant ve Brice Hortefeux gibi isimler, Libya’daki temasları organize ederken bu görüşmelerin Fransız resmî makamlarından gizli şekilde yürütülmesi, savcıların dikkatini çeken ayrıntılardan birisi.

Savcılar, bu temasların yasa dışı bir kampanya finansmanı planının parçası olduğunu iddia ediyor. Bu görüşmelerde Libya’dan gelen paraların Sarkozy’nin kampanyasına aktarılmasına dair anlaşmalar yapıldığı öne sürülüyor. İddialara göre, bu anlaşmaların karşılığında Libya’ya diplomatik ve ekonomik avantajlar sağlandı. Bu iddialar, Sarkozy ile Kaddafi arasında tercümanlık yapan kişilerin yanı sıra Kaddafi rejiminin bazı üyeleri tarafından da dile getiriliyor.

Davada öne çıkan isimlerden biri olan işadamı Ziad Takieddine, Libya’dan Fransa’ya para transferinde aracı olarak suçlanıyor. Takieddine, Fransa’dan kaçarak Lübnan’a yerleşmişti ve mahkemeye katılmayacak. Savcılar, Libya’dan Takieddine’in şirketine 6 milyon Euro’nun transfer edildiğine dair kanıtlar bulunduğunu belirtiyor.

Savcılar, Sarkozy ve müttefiklerinin kanıtların gizlenmesi için yoğun çaba sarf ettiklerini de öne sürüyor. Örneğin, Claude Guéant’ın 2008 yılında satın aldığı bir dairenin finansmanını “Flaman tablolarının satışı” ile açıkladığı, ancak bu iddiayı destekleyecek bir kanıt sunamadığı belirtiliyor. Ayrıca, 2011’de Kaddafi’nin oğlu Saif el-İslam Kaddafi’nin medyaya yaptığı açıklamalar, bu finansman iddialarını daha da derinleştirdi.

İddialara göre, Libya’dan Ziad Takieddine’in Rossfield adlı şirketine 6 milyon avro gönderildiğine dair kanıtlar bulunuyor. Bu paranın bir kısmının Nicolas Sarkozy’nin seçim kampanyasına yönlendirildiği öne sürülüyor. Ayrıca, kampanya sırasında Sarkozy’nin başkanı olduğu -2015’te Cumhuriyetçiler adını alan- UMP partisinin genel merkezinde bulunan 250.000 avro nakit, savcılar tarafından şüpheli bulunuyor.

Fransa-Libya İlişkilerindeki Çıkar Dengesi

Savcılar, Kaddafi rejiminin sağladığı finansmanın karşılığında birçok avantaj elde ettiğini iddia ediyor. Bu avantajlar arasında yapılan petrol anlaşmaları, Fransız şirketlerine verilen ihaleler ve gözetleme ekipmanlarının satışı yer alıyor. Ayrıca, Kaddafi’nin kayınbiraderi Abdullah Senussi hakkındaki uluslararası tutuklama kararının kaldırılması da iddialar arasında.

Sarkozy’nin cumhurbaşkanlığı görevine gelmesinin ardından ilk yurtdışı ziyaretini Libya‘ya yapması ve Kaddafi’yi Paris’te ağırlaması bu iddiaları güçlendiren unsurlar olarak görülüyor. Kaddafi, Paris ziyaretinde Bedevi tarzı çadırını Elysee Sarayının bahçesine kurarak uluslararası medyanın da dikkatini çekmişti.

Libya’da Neler Olmuştu?

2011 yılına gelindiğinde Arap Baharı hareketinin uzantısı olarak, Libya ordu ve isyancılar arasındaki çatışmalarla çalkalanırken, Kaddafi’nin oğlu bir medya röportajında, Sarkozy’nin 2007 başkanlık kampanyası için Libya’dan para aldığını söyledi. Fransa’nın başını çektiği NATO birliklerinin Libya’ya müdahale etmesinden bir hafta önce, rejimin resmî haber ajansı, “Fransız devlet başkanının siyasi kariyerini tehlikeye atması muhtemel bir sırrın” yakında ortaya çıkacağını iddia eden bir rapor yayınladı. 16 Mart’ta, Kaddafi’nin oğlu Saif ise iddiaları kayda geçirdi. Euronews‘e verdiği bir röportajda, Sarkozy’nin “seçim kampanyasını finanse etmek için Libya’dan aldığı parayı iade etmesi gerektiğini” söyledi. Genç Kaddafi, “Bu palyaçodan istediğimiz ilk şey, parayı Libya halkına iade etmesi. Biz ona Libya halkına yardım edebilmesi için yardım ettik, ama bizi hayal kırıklığına uğrattı,” dedi.

Daha sonra, 2012’de araştırmacı haber sitesi Mediapart, Libya gizli servisleri tarafından not olarak sunulan ve Sarkozy’nin kampanyasının 50 milyon avroya kadar finanse edilmesi için bir anlaşmadan bahseden bir belgeyi yayınladı. Aynı yıl, ayrı bir soruşturmanın parçası olarak, Fransız-Lübnanlı bir iş adamı olan Ziad Takieddine benzer bir iddiada bulundu. 2013’te savcılar bir soruşturma başlattı. On yıl süren soruşturma, 20’den fazla ülkeyi, 50 polis baskını ve 70 cilt dava dosyasını içeriyordu.

Sarkozy’nin Savunması

Nicolas Sarkozy, tüm suçlamaları reddederek kendisinin bir komplo kurbanı olduğunu savunuyor. Savunmasında, Libya rejimiyle herhangi bir yasa dışı finansman anlaşması yapmadığını ve tüm iddiaların siyasi rakipleri tarafından yönlendirildiğini belirtiyor. Ancak savcılar, Sarkozy’nin 2007 seçim kampanyası harcamalarının kayıt dışı fonlarla desteklendiğini ve bu durumun Fransa’nın katı seçim finansmanı kurallarını ihlal ettiğini iddia ediyor. Sarkozy ayrıca, suçlamaların çoğunlukla intikam arayan Kaddafi’nin müttefikleri tarafından yönlendirildiğini söylüyor. Sarkozy liderliğinde Fransa, Kaddafi’nin devrilmesine ve Libya isyancılarının elinde ölmesine yol açan NATO’nun hava saldırılarında önemli bir rol oynamıştı.

Perspektif’le Avrupa gündemini günlük takip etmek ister misiniz? Perspektif bültenine kaydolun, Avrupa'daki gelişmeler e-posta kutunuza gelsin.

Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler