İstikrar mı, Çıkar Hesapları mı? Kalkınma Yardımlarının Geleceği
Donald Trump'ın göreve gelişi, uluslararası kalkınma yardımlarının büyük bir kesintiye uğramasına yol açabilir. Almanya'da da benzer bir kararın alınması gündemde. Böylesi bir karar ne kadar olası ve bu yardımların geleceği açısından ne anlama geliyor?

Uluslararası kalkınma iş birlikleri büyük bir baskı altında. Amerika Birleşik Devletleri’nde yeni federal hükûmetin, kalkınma ajansı USAID’i fiilen felç etmesinin ardından, diğer ülkelere sağlanan kalkınma yardımlarının büyük ölçüde kesilme riski ortaya çıkmıştır. Almanya’da ise Hür Demokrat Parti (FDP), kalkınma fonlarının mültecilerle ilgili geri dönüş anlaşmalarına bağlanmasını ve böylece siyasi bir baskı aracı olarak kullanılmasını talep etmektedir. Bu gelişmeler kaygı verici bir değişime işaret ediyor: Kalkınma yardımları, uzun vadeli bir taahhüt olmaktan çıkıp siyasi bir pazarlık unsuru hâline geliyor.
Siyasi Emellere Araç Edilen Kalkınma Yardımları
Kalkınma iş birlikleri, uluslararası alanda genel kabul görmüş ilkelere dayanır: Ekonomik istikrarı teşvik etmeli, yoksullukla mücadele etmeli, eğitim ve sağlık sistemlerini güçlendirmelidir. Kalkınma yardımları, giderek daha eşitsiz bir hâl alan dünyada, küresel adalet ve dayanışmanın somut bir ifadesidir. Özellikle birçok kalkınma yardımı sağlayan ülke, sömürgecilik geçmişi nedeniyle bu konuda tarihsel bir sorumluluk taşımaktadır. Almanya da bu çerçevede belirli taahhütler altına girmiştir.
Bu fonları göç politikası çıkarları doğrultusunda araçsallaştıran ya da tamamen ortadan kaldıranlar, sadece kendi dış politikalarının güvenilirliğini sarsmakla kalmamakta, aynı zamanda ilgili bölgelerde uzun vadeli istikrarı da tehlikeye atmaktadır.
Kalkınma yardımlarını bir şantaj aracı olarak kullanan herkes dar görüşlü bir yaklaşım sergilemektedir. Özellikle istikrarsız ve kırılgan ülkelerde yapılan desteklerin aniden kesilmesi, dramatik sonuçlara yol açabilir: Ekonomik istikrarsızlık, aşırı hareketlerin güçlenmesi ve yeni mülteci dalgaları. Esas mesele, kalkınma yardımlarının daha etkin hâle getirilip getirilemeyeceği değil, siyasi çıkarlara bağımlı hâle geldiğinde asıl amacına ulaşıp ulaşamayacağıdır.
Almanya’da İstikrarlı Bir Kalkınma Politikasına İhtiyacımız Var
Kalkınma yardımlarının siyasi çıkarlardan daha bağımsız bir şekilde organize edilmesi gerekmektedir. Bunun için de öncelikle sağlam kurumsal yapıların oluşturulması şarttır. Yardım fonlarının dağıtımı için tarafsız platformlar olarak işlev görebilecek Birleşmiş Milletler (BM) gibi çok taraflı kuruluşların güçlendirilmesi büyük önem taşımaktadır. Ayrıca, kalkınma fonlarının yönetimi ve denetimi için -para politikasında merkez bankalarının oynadığı role benzer şekilde- bağımsız kurumlar oluşturulmalıdır.
Bununla birlikte, yasama dönemlerinin ötesine geçen ve projeler için planlama güvenliği sağlayan uzun vadeli finansman modelleri tartışılmalı ve hayata geçirilmelidir.
Sorumlu bir dış ve kalkınma politikası için öncelikle güvenilirliğin sağlanması gerekmektedir. İç politika tartışmalarına ya da kısa vadeli siyasi hesaplara bağlı kalınmamalıdır. ABD’deki güncel gelişmeler önemli bir uyarı sinyali niteliğindedir ve Almanya aynı hatayı yapmamalıdır. Bunun yerine, Almanya’nın öncü bir rol üstlenerek kalkınma yardımlarını siyasallaştırmaktan kaçınması ve bunları istikrarı destekleyen bir araç olarak sürdürmesi gerekmektedir.