'İltica'

“Bezahlkarte” Uygulaması: Mültecilere Yönelik Yeni Bir Ayrımcılık mı?

Sığınmacılara Yardım Yasasındaki yeni düzenlemeye göre, Almanya’daki iltica başvurusu sahipleri sosyal yardımlarını nakit yerine bir ödeme kartı (Alm. “Bezahlkarte”) aracılığıyla alacaklar. Her eyalet, kartın hangi işlevlere sahip olacağına kendisi karar verebilecek. Peki, bu uygulama mülteciler için bir kolaylık mı sağlayacak yoksa yeni bir kısıtlamaya mı yol açacak?

Fotoğraf: @shutterstock.com, FrankHH

Almanya’da mültecilere yönelik sosyal yardımlar konusunda uzun süredir devam eden tartışmaların ardından, alanda dikkat çekici bir değişiklik hayata geçirildi. Yeni sistem, “Bezahlkarte” adı verilen ödeme kartıyla mültecilere yapılan yardımların nakit, ayni yardım veya kupon yerine kartla sağlanmasını hedefliyor. Bu kart, Sığınmacılara Yardım Yasası (Alm. “Asylbewerberleistungsgesetz. AsylbLG”) kapsamında sağlanan yardımların yalnızca belirli harcamalar için kullanılmasına olanak tanıyan ön ödemeli bir kart. Klasik banka kartı veya kredi kartı değil; kart sahipleri bir banka hesabına sahip olmadan, belirli limitler dahilinde nakit çekebilecek veya yalnızca yerel mağazalarda alışveriş yapabilecekler.

Almanya genelinde kademeli olarak uygulamaya giren bu sistem, mültecilerin temel ihtiyaçlarını karşılamalarına yardımcı olurken, aynı zamanda devletin yardımları daha kontrollü bir şekilde dağıtmasına olanak sağlıyor. Bu düzenlemenin Almanya çapında standart hâline getirilmesini amaçlayan federal hükûmet, 1 Mart 2024’te AsylbLG’de değişiklik yapmayı kararlaştırdı. Yasa, 12 Nisan 2024’te Federal Meclis’te kabul edildi ve 26 Nisan 2024’te Eyalet Temsilciler Meclisi tarafından onaylandı. Yeni düzenleme, 16 Mayıs 2024 tarihinde yürürlüğe girdi ve eyaletlerde kademeli olarak uygulanmaya başlandı.

Hangi Eyaletlerde Bezahlkarte Uygulaması Başladı?

Berlin dışında tüm eyaletlerde ödeme kartı uygulaması başlatıldı. İlk olarak Hamburg eyaletinde, Şubat 2024 tarihinde kart dağıtımı başladı. Diğer eyaletler de sırayla bu sisteme geçiş yaptı. Berlin’de ödeme kartı uygulaması kabul edilmiş olsa da, henüz bir başlangıç tarihi belirlenmedi.

Bazı şehirler ise bu uygulamaya karşı çıkıyor: Potsdam ödeme kartı uygulamasını reddetti. Ayrıca, Kuzey Ren-Vestfalya eyaletinde bulunan Düsseldorf, Münster ve Krefeld belediye meclisleri de uygulamaya karşı oy kullandı. Köln, Dortmund ve Mönchengladbach gibi diğer şehirlerde de ödeme kartı uygulamasına yönelik oylamaların yapılması planlanıyor.

Bezahlkarte ile Hedeflenen Nedir?

Federal yasa koyucular, ödeme kartını idari yükün hafifletilmesi amacıyla getirdiklerini belirtiyor. Eyaletler ve belediyeler, Sığınmacı Yardım Yasası (AsylbLG) kapsamındaki bazı sosyal yardımları nakit olarak vermek yerine, bu yardımları ödeme kartına yatırmayı tercih edebilecek. Böylelikle, idari açıdan daha kolay bir çözüm sunmayı amaçlıyorlar. Ancak, ödeme kartının beklenildiği kadar büyük bir idari kolaylık sağlayıp sağlamayacağı belirsiz.

Ödeme kartının sağlayacağı düşünüldüğü bir diğer avantaj ise, sosyal yardımlara daha kolay erişim ve dijitalleşmenin teşvik edilmesiydi. Fakat, bu hedeflere az sonra bahsedeceğimiz kısıtlamalar olmadan da ulaşılamaz mıydı? Bu da hedefe ilişkin ayrı bir soru olarak karşımıza çıkıyor.

Ayrıca, ödeme kartı ile ilgili yapılan siyasi tartışmalarda, Almanya’ya göç akışını caydırmak ya da gönüllü olarak geri dönmelerini sağlamak gibi hedefler de yer alıyor. Bunun yanı sıra, kartın yurtdışına yapılan para transferlerini engellemesi amaçlanıyor. Fakat sığınma başvurusu yapan kişiler, vatandaşlık parasından (Alm. “Bürgergeld”) daha düşük bir ödeme alıyorlar ve bu parayla geçimlerini sağlamaya çalışıyorlar. Bu düşük miktarlarla aslında başkalarına yardım etmeleri neredeyse imkânsız. Güncel bir çalışmaya göre, sığınma başvurusu yapanların bu paralarla ülkelerine havale yaptığına dair bir kanıt da bulunmuyor. Tam da bu durum, kartın amacı konusunda ciddi bir soru işareti oluşturuyor.

Bezahlkarte ile Günlük Hayat Nasıl İşliyor?

Çoğu eyalet, Bezahlkarte’yi belirli sınırlamalarla sunuyor, bu da mültecilerin günlük yaşamını zorlaştırabiliyor. Örneğin, kartla genellikle sadece büyük mağazalarda alışveriş yapılabiliyor. Bezahlkarte ile yetişkinler birçok eyelatte ayda en fazla 50 avro nakit çekebiliyorlar. Ayrıca, nakit çekme ya da süpermarket kasasında ödeme yapma işlemleri ek ücretlere neden olabiliyor. Bunu yanı sıra, ödeme kartı her mağazada geçerli değil ve havale yapmak da genellikle mümkün değil ya da sadece resmî izinle yapılabiliyor. Bu nedenle, mülteciler için düşük maliyetli alışveriş yapmak giderek zorlaşıyor veya tamamen imkânsız hâle gelebiliyor.

Bazı eyaletlerde, küçük mağazalar, berberler ya da tamirciler gibi hizmet sağlayıcılar Bezahlkarte’yi kabul edebiliyor, ancak genellikle Visa veya MasterCard debit kartı türündeki kartlar kabul ediliyor. Tüketici Merkezleri Birliği, bu kartların kabul edilmesinde sorunlar yaşandığını bildiriyor. Ek ücretlerle karşılaşabildiklerinden dolayı, küçük marketler veya bakkallar, bu kartı genellikle kabul etmeyebiliyor. Ayrıca, Bezahlkarte ile pazar yerlerinde ya da bit pazarlarında alışveriş yapmak da mümkün değil. Yeterli maddi imkânı olmayan aileler, ihtiyaç duydukları ürünleri ikinci el olarak almak isteseler dahi bu ürünleri satın almakta zorluk yaşayabiliyorlar.

Bezahlkarte ile banka transferleri, internet alışverişleri, otomatik ödeme talimatları ya da dijital ödeme yöntemleri (örneğin PayPal veya Apple Pay) kullanılamıyor. Bazı eyaletlerde, belirli transferler için istisnalar olabiliyor, ancak bunlar için de başvuru gerekebiliyor. Eyaletler ve yerel yönetimler arasında bu transferlerin nasıl yapılacağı konusunda farklı uygulamalar bulunuyor. Örneğin, Saksonya’da yalnızca toplu taşıma ve cep telefonu sözleşmeleri için transfer yapılabiliyor. Hamburg’da ise, okullar dışında hiçbir yere para transferi yapılamıyor. Bu yasaklar, internet üzerinden ucuz alışveriş yapmayı zorlaştırıyor, bazı eyaletlerde ise tamamen imkânsız hâle getirebiliyor. Bu durumda, aileler genellikle daha pahalı perakendecilerden alışveriş yapmak zorunda kalabiliyorlar.

Kira ödemeleri genellikle doğrudan ev sahibine yapılırken, yan giderler gibi diğer ödemelerde sorunlar yaşanabiliyor. Spor kulüplerine üye olmak ya da telefon ve internet sözleşmeleri yapmak da çoğu zaman mümkün olmuyor çünkü bunlar için banka transferi gerekiyor. Ayrıca, avukatlık ücretleri gibi masraflar (örneğin, iltica ve oturma izni işlemleri) Bezahlkarte ile ödenemiyor çünkü avukatlar çoğunlukla bu kartları kabul eden cihazlara sahip değiller.

Ayrıca aileler, bazı eyaletlerde okul gezileri, spor kulüpleri veya projeler için de nakit ödeme yapamıyorlar. Bu durum çocukların etkinliklere katılmalarını engelliyor ve onları dezavantajlı bir duruma getiriyor.

Eyaletlere Göre Bezahlkarte Uygulaması

Almanya’nın çeşitli eyaletlerinde, sosyal yardımların dağıtımını düzenleyen “Bezahlkarte” uygulaması 2024 ve 2025 yılları arasında kademeli olarak devreye giriyor. Her eyaletin bu uygulamaya ilişkin farklı şartları ve özellikleri bulunuyor. Almanya’da göç, uyum, ve kültürel çeşitlilik alanlarında düzenli aralıklarla bilimsel araştırmalar ve veriler yayımlayan Mediendienst Integration adlı kurumunun her eyaletin ödeme kartı ile ilgili durumunu özetlediği çalışmasına göre eyaletlerin karta ilişkin uygulamaları aşağıdaki gibi:

Schleswig-Holstein

  • Başlangıç: Aralık 2024
  • Aylık Maksimum Para Çekme Miktarı: 50 avro
  • Havale: Mümkün Değil
  • Çevrimiçi Alışveriş: Mümkün (Almanya ve AB içinde)
  • Para Transferi: Mümkün Değil

Brandenburg

  • Başlangıç: Şubat 2025
  • Aylık Maksimum Para Çekme Miktarı: 50 avro (yetişkinler için), 25 avro (reşit olmayanlar için)
  • Havale: Kısmen mümkün (İnceleme sonrasında)
  • Çevrimiçi Alışveriş: Kısmen mümkün
  • Para Transferi: Mümkün değil
  • İstisnalar: Potsdam şehri ödeme kartını kullanmayacak

Nordrhein-Westfalen (Kuzey Ren-Vestfalya)

  • Başlangıç: Ocak 2025
  • Aylık Maksimum Para Çekme Miktarı: 50 avro; istisnalar incelemeye tabi
  • Havale: Mümkün değil (Fakat plan aşamasında)
  • Çevrimiçi Alışveriş: Mümkün
  • Para Transferi: Mümkün değil
  • İstisnalar: Düsseldorf, Münster ve Krefeld şehirleri ödeme kartına karşı oy kullandı

Thüringen

  • Başlangıç: Kesin bir tarih yok; bazı ilçeler kendi başlarına ödeme kartını uygulamaya koymuş durumda
  • Aylık Maksimum Para Çekme Miktarı: 50-120 avro
  • Havale: Mümkün değil
  • Çevrimiçi Alışveriş: Mümkün değil (Bazı istisnalar mevcut)
  • Para Transferi: Mümkün değil

Sachsen (Saksonya)

  • Başlangıç: Nisan 2024 (Pilot Proje), Ocak 2025 (Ödeme Kartı)
  • Aylık Maksimum Para Çekme Miktarı: 50 avro
  • Havale: Kısmen mümkün
  • Çevrimiçi Alışveriş: Mümkün
  • Para Transferi: Mümkün değil

Hessen

  • Başlangıç: Aralık 2024
  • Aylık Maksimum Para Çekme Miktarı: 50 avro, kişisel istisnalar mümkün
  • Havale: Mümkün
  • Çevrimiçi Alışveriş: Mümkün
  • Para Transferi: Mümkün değil

Rheinland-Pfalz (Renanya-Palatina)

  • Başlangıç: Ocak 2025 (Pilot Proje)
  • Aylık Maksimum Para Çekme Miktarı: Yerel ve bireysel şartlara göre belirlenecek. Önerilen, aylık 130 avro
  • Havale: Mümkün
  • Çevrimiçi Alışveriş: Mümkün
  • Para Transferi: Mümkün değil
  • İstisnalar: Rhein-Pfalz ilçesi ve Pirmasens kendi ödeme kartlarını uygulamaya koymuş durumdalar.

Sachsen-Anhalt

  • Başlangıç: Mart 2024
  • Aylık Maksimum Para Çekme Miktarı: 50 avro, gerekçeli istisnalar mümkün
  • Havale: Kısmen mümkün
  • Çevrimiçi Alışveriş: Mümkün değil
  • Para Transferi: Mümkün değil

Baden-Württemberg

  • Başlangıç: Aralık 2024, kademeli olarak yayılacak
  • Aylık Maksimum Para Çekme Miktarı: 50 avro
  • Çevrimiçi Alışveriş: Mümkün
  • Havale: Kısmen mümkün (İnceleme sonrasında)
  • Para Transferi: Mümkün değil

Mecklenburg-Vorpommern

  • Başlangıç: Ocak 2025
  • Aylık Maksimum Para Çekme Miktarı: 50 avro
  • Online Alışveriş: Mümkün değil
  • Havale: Mümkün değil
  • Para Transferi: Mümkün değil

Hamburg

  • Başlangıç: Şubat 2024 (SocialCard), Aralık 2024 (Bezahlkarte)
  • Aylık Maksimum Para Çekme Miktarı: aylık 50 avro + 10 avro her reşit olmayan çocuk için
  • Havale: Mümkün
  • Online Alışveriş: Kısmen mümkün
  • Para Transferi: Mümkün değil

Bremen

  • Başlangıç: Şubat 2025
  • Aylık Maksimum Para Çekme Miktarı: aylık 200 avro
  • Havale: Mümkün değil
  • Online Alışveriş: Mümkün
  • Para Transferi: Mümkün değil

Niedersachsen (Aşağı Saksonya)

  • Başlangıç: Şubat 2025
  • Aylık Maksimum Para Çekme Miktarı: Aylık 50 avro (İhtiyaç durumunda artırılabilir)
  • Online Alışveriş: Mümkün
  • Havale: Mümkün
  • Para Transferi: Mümkün değil

Berlin

  • Başlangıç: Kesin bir tarih henüz bulunmuyor
  • Aylık Maksimum Para Çekme Miktarı: Aylık 50 avro
  • Online Alışveriş: Mümkün (Bazı istisnalarla)
  • Havale: Henüz belli değil
  • Nakit çekim limiti sadece 6 ay için geçerli

Saarland

  • Başlangıç: Kasım 2024
  • Aylık Maksimum Para Çekme Miktarı: Aylık 50 avro
  • Havale: Henüz net değil
  • Online Alışveriş: Henüz net değil
  • Para Transferi: Mümkün değil

Bayern (Bavyera)

  • Başlangıç: Mart 2024
  • Aylık Maksimum Para Çekme Miktarı: Aylık 50 avro (Daha fazlası gerekçeli istisnalarla mümkün)
  • Online Alışveriş: Mümkün değil
  • Havale: Kısmen mümkün
  • Para Transferi: Mümkün değil

Kısacası, Almanya’da Bezahlkarte uygulaması, her eyalette farklı kurallar ve şartlarla hayata geçiriliyor. Kademeli olarak devreye girecek bu kart, aylık çekim limitleri, çevrimiçi alışveriş imkânları ve havale gibi özelliklere göre eyaletler arasında değişiklik gösteriyor. Genel olarak, sosyal yardımların dijitalleşmesi ve daha kolay erişilebilir olması hedeflense de, birçok eyalette birçok kısıtlama ve istisna bulunuyor.

Uluslararası alanda ödeme kartı sistemine dair ise çok sayıda örnek bulunmuyor. Fransa’da mülteciler, mağazalarda ödeme yapabilmek için bir debit kartı alıyorlar, ancak bu kart ile nakit çekim yapılamıyor. Birleşik Krallık’ta ise kabul edilen mültecilere, haftada yaklaşık 55 avro yüklenen bir debit kartı veriliyor. Reddedilen iltica başvuru sahipleri ise yalnızca belirli ürünleri alabiliyor. Yunanistan’da da mülteciler için bir ödeme kartı uygulaması bulunuyor.

Uzmanlar Bezahlkarte Hakkında Ne Diyor?

Uzmanlar ve insan hakları örgütleri, ödeme kartını mevcut hâliyle eleştiriyor. Kartın, yasal havaleleri zorlaştıracağını ve şeffaf olmayan para transferlerini teşvik edeceğini belirtiyorlar. Ayrıca, iltica başvurusu sahiplerinin günlük yaşamlarında kısıtlamalarla karşılaşacakları, havale veya online alışveriş gibi işlemlerin mümkün olmayacağı, hatta birçok başvuru sahibinin avukatlarının faturalarını dahi ödeyemeyeceği ifade ediliyor.

Alman Entegrasyon ve Göç Araştırmaları Merkezi (Alm. “Deutsches Zentrum für Integrations- und Migrationsforschung – DeZIM”), bu konuda bir bilimsel değerlendirme yayınlayarak, ödeme kartlarının mültecilerin entegrasyon ve toplumsal katılımını olumsuz etkileyebileceğini vurguladı. Bu değerlendirmeye göre, özellikle, ödeme kartlarının maddi ve mekansal kısıtlamaları, mültecilerin hareketliliğini, iletişimini ve sosyo-kültürel katılımını sınırlayabilir. Bu durum, iş gücü piyasasına entegrasyonu da zorlaştırabilir. Ancak, ödeme kartının tasarımı bu olumsuz etkilerin boyutunu etkileyebilir. Kart, kredi veya banka kartlarına yakın bir yapıda olursa, olumsuz etkilerin daha az olacağı ön görülüyor.

DeZIM, ödeme kartlarının entegrasyon üzerindeki olumsuz etkilerinden kaçınılması için uygun şekilde tasarlanabileceğini belirtiyor. Örneğin, Hannover’deki bir model projede, ödeme kartı yardımların ödenmesinde kullanılırken, yardımların kullanılmasında herhangi bir maddi veya mekânsal sınırlama bulunmuyordu ve nakit çekme mümkündü. Böyle projelerin, mültecilerin entegrasyonunu daha olumlu etkileyebileceği düşünülüyor. Ayrıca, mültecilerin normal ödeme sistemine katılım sağlamaları için bir banka hesabı açılması öneriliyor.

Bu değerlendirmeye göre nakit transferlerinin kısıtlanmasının göçü azaltacağına dair somut bir kanıt bulunmuyor.  DeZIM’e göre nakit transferlerinin yaşam koşullarını iyileştirerek göçü azaltması teorik olarak beklenebilir, ancak bu transferlerin göçü engelleme kapasitesi sınırlı. Ayrıca, bu transferlerin kaçakçılara ödeme yapmak için kullanıldığı iddiasının da bilimsel verilerle desteklenmediği vurgulanıyor.

Diakonie Deutschland’ın Konuya İlişkin Açıklaması

Almanya’nın önde gelen sosyal hizmet kuruluşlarından biri olan ve Protestan Kilisesi tarafından yönetilen Diakonie Deutschland, Bezahlkarte uygulamasının, sığınmacıların Almanya’ya geldikleri ilk dönemde, henüz bir banka hesabı açamadıkları aşamada mantıklı ve ayrımcı olmayan bir çözüm olabileceğini belirtiyor. Ancak yeni düzenlemeyle birlikte, ödeme kartının yalnızca ilk kabul sürecinde değil, uzun vadede de uygulanması planlanıyor. Bu, sığınmacıların nakit ödemelerini sınırlamayı ve kartlarla para göndermelerini engellemeyi amaçlayan bir uygulama olarak beliriyor.

Diakonie Deutschland’a göre bu plan bazı olumsuz sonuçlar doğurabilir: Ödeme kartı, nakit para çekimini sınırlamayı ve bir hesap fonksiyonu bulundurmamayı amaçlıyor; yani, havaleler ve doğrudan borç tahsilatları hariç tutuluyor ve alışveriş sadece belirli satıcı grupları ve posta koduna ait bölgelerle sınırlı olabiliyor. Diakonie Deutschland’a göre bu durum, etkilenen kişilerin haklarını kısıtlamakta, tasarruflu ve etkili bir yaşam biçimi kurmalarını engellemekte ve sosyal ve kültürel yaşama katılımı zorlaştırmakta.

Ayrıca Diakonie’ye göre sosyal yardımların miktarının ve türünün, insanların Almanya’da koruma arayışlarını etkilediğine dair bir kanıt bulunmuyor. Yüksek kabul oranları, çoğu kişinin gerçekten korumaya ihtiyaç duyduğunu gösteriyor. Sosyal yardımlar, göçü belirleyen ana faktör değil. Ayrıca, yardımların gönderilmesi, ancak istihdam durumu söz konusu olduğunda, genellikle zor durumda olan aile üyelerini desteklemek amacıyla yapılıyor.

Diakonie’ye göre sosyal yardımların normal bir hesaba aktarılması, belediyelerin idari yükünü, ödeme kartına yüklenmesiyle aynı şekilde azaltıyor. Ancak şu anda planlanan ödeme kartı, yüksek tanıtım ve sistem maliyetleri ile birlikte ekstra maliyete neden oluyor. Bu nedenle, Diakonie Deutschland, federal hükûmeti, eyaletleri ve belediyeleri, ödeme kartının en azından anlamlı ve ayrımcılık yapmadan kullanılacak şekilde tasarlanması gerektiği çağrısında bulunuyor.

Bezahlkarte Temel Haklar Açısından Neden Problemli?

Almanya’da temel hakların ve özgürlüklerin korunması ve geliştirilmesi için çalışan bir kuruluş olan, Özgürlük Hakları Topluluğu (Alm. “Gesellschaft für Freiheitsrechte – GFF”), ödeme kartının, mülteciler için yaşamı zorlaştıran bir uygulama olarak öne çıktığını savunuyor. GFF’nin yaptığı açıklamaya göre bu uygulama, yönetim için çok az fayda sağlarken, mültecilerin ayrımcılığa uğramasına ve insan onuruna uygun bir yaşam sürmelerine engel oluyor. Ödeme kartının getirdiği sınırlamalar, sığınmacıların günlük ihtiyaçlarını karşılamasını daha da zorlaştırıyor ve genellikle daha pahalı hâle getiriyor. Sosyal yardımlar, zaten Almanya’daki asgari yaşam standartlarının altında kalırken, ödeme kartı ile bu durum daha da kötüleşiyor.

Kısacası bu kart, sığınmacılara daha fazla esneklik sunmayı gerektiren asgari yaşam standardını karşılamakta yetersiz kalıyor. Örneğin, düşük gelirli kişiler genellikle ikinci el eşya alırken, ödeme kartı bu gibi tasarruf yöntemlerini engelliyor. Ayrıca, ödeme kartı, yalnızca ikamet statüsüne dayalı bir eşitsizlik yaratıyor ve bu durum, çocukların okullarda etkinliklere katılamaması gibi durumlara yol açabiliyor. Bir kişinin kökeni nedeniyle eşitsizliğe uğraması, Alman Anayasasında temelde yasak olduğundan (Madde 3, Fıkra 3), bu bağlamda daha başka gereksinimler ortaya çıkıyor. Ödeme kartı idari yükü hafifletme amacıyla savunuluyordu. Bu, mantıklı ve meşru bir hedef olsa da kısıtlayıcı sınırlamalara sahip bir ödeme kartı, bu hedefi gerçekte başaramıyor ve idare için önemli bir ek yük yaratıyor. GFF’ye göre tasarlanan ödeme kartı, yasalar önünde eşitlik hakkını da (Madde 3, Fıkra 1) ihlal ediyor.

GFF genel olarak, ödeme kartı uygulamasının çeşitli sorunları ve potansiyel hak ihlalleri üzerine duruyor. GFF’ye göre, ödeme kartı zorunlu değil ve devletler, ödeme kartı yerine sosyal yardımları nakit olarak veya doğrudan banka hesabına yatırma hakkına sahip. Almanya’da herkesin, hatta sığınmacıların bile “Basiskonto” adı verilen temel bir banka hesabı açma hakkı bulunuyor. Ancak, bu hesapların yüksek ücretler nedeniyle erişilebilirliği sınırlı, bu nedenle GFF, bu ücretlerin düzenlenmesi gerektiğini de savunuyor.

Ayrıca GFF, ödeme kartının maliyetlerin düşürülmesi amacının gerçekleşmediğini de belirtiyor. Devletin, ödeme kartları için özel sağlayıcılarla yaptığı sözleşmeler ekstra maliyetler yaratıyor ve yapılan harcamalar yüksek olabiliyor. Örneğin, Baden-Württemberg eyaletinde 2025 yılı ödeme kartı için 10 milyon avronun üzerinde bir bütçe ayrılmış. Bu, yalnızca kartın maliyetine denk geliyor, sosyal yardımlar bu meblağa dahil değil. Ayrıca, kartın göç akışını engelleyeceği beklentisinin de şu ana kadar gerçekleşmediği belirtiliyor.

Bunun yanı sıra GFF’ye göre, ödeme kartları, beklenen idari kolaylıkları sağlamaktan çok, ek bir idari yük yaratıyor. Kartlarda sıkça teknik sorunları yaşanıyor ve her bireyin ihtiyacına göre kart kullanımının uygun olup olmadığının belirlenmesi gerekiyor. Ayrıca, belirli ödeme ve nakit çekim kısıtlamaları, çoğu durumda idari onay gerektiriyor, bu durum da süreci karmaşıklaştırıyor.

GFF, ödeme kartlarının aslında sosyal yardımların etkili bir şekilde verilmesi için en uygun araç olmadığını ve bunun yerine daha uygun alternatiflerin geliştirilebileceğini savunuyor. Bu tür kartların uygulaması, hem sosyal eşitlik ilkesine aykırı olabiliyor hem de önemli idari yükler yaratabiliyor.

Bezahlkarte: Sıkıntı, Ek Maliyet ve Artan İş Yükü

Almanya’da mültecilerin ve sığınmacıların haklarını savunan önemli bir sivil toplum kuruluşu olan Pro Asyl’e göre de, ödeme kartı, mülteciler için yalnızca sıkıntı, ek maliyet ve iş yükü yaratıyor. Bu kişiler için alışveriş yapmak giderek zorlaşırken, kartın kullanımına bağlı ek ücretler ve borçlanma riski de ortaya çıkıyor. Ayrıca, devletin finanse ettiği sosyal çalışanlar bu sorunları çözmek için ek zaman harcıyorlar. Hamburg, Nürnberg ve Münih gibi şehirlerdeki sivil toplum kuruluşları, mültecilere nakit yardımlarıyla destek sunuyor ve bu tür girişimlerin sayısı da giderek artıyor. Diğer yandan, bazı şehirlerin idareleri, ödeme kartının ayrımcı doğasına dikkat çekiyor ve faydalarını sorguluyorlar.

Pro Asyl, ödeme kartından en çok faydayı sağlayanların kart satıcıları ve büyük şirketler olduğunu da vurguluyor. Örneğin, Berlin’de ödeme kartı için öngörülen maliyet 5 milyon avro, oysa sosyal yardımlar için ayrılan bütçe yalnızca 366 bin avro. Pro Asyl’e göre, ödeme kartı, entegrasyon ve toplumsal barışa herhangi bir katkı sağlamıyor, aksine siyasi kutuplaşmanın arttığı bu dönemde, bu kaynağın demokrasi ve entegrasyon politikalarına yönlendirilmesinin çok daha faydalı olacağını paylaşıyor. Bu nedenle, eyaletler ve belediyelere ödeme kartı uygulamasını sona erdirmeleri çağrısında bulunuyor.

Özetle, ödeme kartı uygulamasının, mülteciler için yalnızca ek zorluklar yarattığı ve entegrasyon süreçlerine katkı sağlamak yerine, ayrımcılığı pekiştirdiği söylenebilir. Bu uygulama, mültecilerin yaşam standartlarını olumsuz etkileyip toplumsal eşitsizliği artırırken, devlet kaynaklarının da verimsiz kullanılmasına neden oluyor. Bu nedenle, mültecilerin daha adil ve insan onuruna yakışır bir şekilde desteklenmesi için ödeme kartı uygulamasının sona erdirilmesi doğru bir adım olacak gibi görünüyor.

Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#1

*Tüm alanları doldurunuz

  • “Bezahlkarte” Uygulaması: Mültecilere Yönelik Yeni Bir Ayrımcılık mı? – Göç Araştırmaları Vakfı
    2025-04-06 15:26:08

    […] Kaynak: Perspektif EU: https://perspektif.eu/2025/03/14/bezahlkarte-uygulamasi-multecilere-yonelik-yeni-bir-ayrimcilik-mi/ […]

Son Yüklenenler