“Somalililerle Tanışın!”
“Somalililerle Tanışın” (Meet the Somalis), insan haklarıyla ilgili edebi içerikli çizgi romanlar üreten PositiveNegative ismi oluşumun bir projesi. Oluşumun çizgi romanlarında genellikle çatışma, göç ve iltica gibi karmaşık meseleler ele alınıyor. Hikâyelerini Avrupa’nın en büyük sorunlarından biri olan mülteci konusundan edinen Benjamin Dix ve Lindsay Pollock ile görüştük.
Bu tarz bir çalışmayı ortaya çıkarmaktaki motivasyonunuz neydi?
Open Society Foundation (OSF), “Avrupa’da Evimizde” (At Home in Europe) projesi kapsamında Avrupa’daki Somali toplumuyla irtibata geçip bu toplumu, çevreyle ilişkileri, entegrasyon, sağlık, eğitim, kültür gibi alanlarda takip ediyor. Birkaç ay önce OSF, yedi Avrupa şehrini kapsayan, problemleri, başarıları ve ileriye yönelik siyasi teklifler içeren detaylı bir rapor serisi yayınladı. Biz de PositiveNegative adıyla, söz konusu raporlardaki temaları yansıtan ve genel kitleye bu raporlardaki verileri ulaştırabilecek çizgi roman serisi üretme görevini üstlendik.
Somali toplumunun, son derece ciddi ön yargı ve şüphelere maruz kaldığını biliyorduk ve net biçimde görmüş de olduk. Bu proje aslında, mülakat yaptığımız sıradan Somalililere, kendilerini ifade etme imkânı da vermiş oldu. Çoğu kişi, tanınan bu fırsatı, topluluklarına yönelik ön yargıların tamamen yanlış olduğunu gösterircesine nezaketle kullandı. Amacımız, Somali diasporasını etkileyen meseleleri yansıtırken Avrupa’da yaşayan Somali halkını, kendi görkemli yalnızlıkları içerisinde de göstermekti. Görüştüğümüz kişiler arasında öğretmen olan, sivil hizmetlerde çalışan, ticaret yapan anneler, babalar ve çocuklar vardı.
Söyleşiler esnasında neler hissettiniz?
Biz, okuyucunun sanki yan odadaymış gibi ve Somalili komşularıyla çay içmeye oturmuş gibi hissetmelerini istedik. Esasen bizim söyleşi yaparken elde ettiğimiz tecrübe buydu. Yedi Avrupa şehrinde insanların evlerine ve iş yerlerine davet edilmek ve hayatları hakkında sorular sormak aslında bize sunulmuş büyük bir ayrıcalıktı. Erkekler, kadınlar, genç yaşlı, ilk ve ikinci nesil Somalililer… Bu topluluktaki çeşitliliği ortaya koyan ifadelerden bir bütünlük oluşturduk. Ayrıca süreç boyunca durmadan ev yapımı lezzetli samosalara maruz kaldık, bu da işimizin ikramiyesiydi.
Gerek iş adamı olsun, gerek lise öğrencisi veya evsiz bir sığınmacı olsun, konuştuğumuz Somalililer samimi ve açık sözlüydüler. Konuşmalarımızda konu sürekli suç, dinî aşırılık ve yasadışı göçe odaklanıyordu. Röportajları yaparken duygusal anlar yaşadığımız da oluyordu. Birinci ve ikinci nesil göçmenler arasındaki ilişkiye dair sürekli tekrarlanan ifadeler vardı. Somali’de doğmuş olan pek çok ebeveyn, kendi çocuklarının toplumun dışında büyümesine seyirci kalmayı acı verici buluyor. Çoğu Somalili, ülkelerine dönmeyi hayal etse de, kendi ülkelerinde devam etmekte olan istikrarsızlık sebebiyle bunun mümkün olmadığını da biliyor. Çocuklar yani gençler arasında bağlar daha zayıf oluyor ve birçok aile, farklı ülkelere dağılıyor.
Belki de insanı en çok üzen, tamamiyle bir belirsizlik içerisinde kalan sığınmacılar. Somali’deki tehlikeye geri mi dönecekler yoksa sığınma merkezlerinde işlemde olan dosyalarını yıllarca beklemeye devam mı edecekler? Çok fazla tercih hakları da olmadığı için çok sıkıntılı bir hayat yaşıyorlar.
Bu çalışmadan önce Avrupa’daki göçmenlerin hayatına dair ilginiz var mıydı?
Sri Lankalı Tamil toplumuyla ilgili devam etmekte olan, Sri Lanka’daki iç savaşı ve hayatta kalanların üzerindeki etkilerini konu alan “The Vanni” adlı bir projeye başlamıştık; “Somalilerle Tanışın” araya girmiş oldu.
Bu projeyle ilgili bize katkıda bulunanların çoğu, göçmenler ve sığınmacılardır. Dünyanın görmediğimiz bir köşesini terk etmiş ve bizimle aynı yerde yaşamaya başlamış, çok da tanımadığımız bir grupla mülakat yapmak enteresan bir şey. Bu grupların ortak noktaları tabii ki var: Her göçmen farklı bir kültüre alışmak, dil engeliyle başa çıkmak ve bambaşka yeni bir hayata adapte olmak zorunda. Somali toplumu söz konusu olduğunda bu söylediklerimizin yanı sıra ön yargı ve dışlamayı kışkırtan Müslüman olma meselesi var.
Somalililerle ilgili edindiğimiz bir izlenim çok keyifli, esprili ve eğitime değer veren zeki insanlar olmaları. Karşılaştığımız insanlar, her gün medyada yansıtılan portrelerden gerçekten çok uzaktı. Şaşırmadık; çünkü böyle insanlarla karşılaşacağımızı, daha önce Tamil toplumuna dahil olan, “terörist” olarak damgalanan LTTE askerleriyle yaşadığımız tecrübemizden hareketle zaten biliyorduk.
Somalili mülteciler Avrupa’nın sığınmacı politikasından en çok etkilenen insanlar. Avrupa ülkelerinin, sığınma politikası hakkında ne düşünüyorsunuz?
Çoğu Batı ülkesi oldukça sıkı kurallara sahip. Bugün dünyada, çatışma hâlinde ve sıkıntı içinde olan ülkelerden göç etmek zorunda kalan halklar, belli ki önümüzdeki yıllarda çok daha büyük bir mesele olacak. Burada, mülteciler ve sığınmacılar konusunda çok daha ciddi bir uluslararası işbirliğine ihtiyaç var; ancak görünüşe göre tam tersi bir biçimde, insanlar gittikçe büyüyen mülteci kamplarına terk ediliyorlar.
Politikacılar, kamu görüşünü baz alarak siyaset yaparlar ve kamu görüşü de genellikle medya tarafından belirlenir; medyada da göçmenler hakkında olumlu bir tablo çizilmez. Çizgi romanlarımızın, göçmenlerle girilecek diyaloglara olumlu bir katkıda bulunmasını umuyoruz.