'İsviçre'de İslam'

İsviçre’de FIDS’in Yeni Başkanı: “Din Özgürlüğüne Alan Açılmalı”

İsviçre İslami Çatı Kuruluşları Federasyonu (FIDS) yeni başkanını seçti. FIDS’in yeni başkanı Önder Güneş ile İsviçre’de İslam, Müslümanlar ve FIDS’in geleceğini konuştuk.

İsviçre İslami Çatı Kuruluşları Federasyonu (FIDS) Başkanı Önder Güneş

İsviçre’deki Müslümanların çatı kuruluşu olan FIDS bünyesinde 15 tane İslami çatı derneği bulunuyor. Kurumun 5 Mart 2023 tarihinde düzenlenen Genel Kurulunda yeni başkan Önder Güneş oldu. Önceki başkan Dr. Montassar Benmrad’ın 8 senelik görev süresince FIDS’in basın sözcülüğü görevini üstlenen Güneş, son 3 sene boyunca da başkan yardımcılığı görevini yürütmüştü.

Önder Bey, İsviçre’de İslami Çatı Kuruluşları Federasyonu (FIDS) ülkedeki Müslümanların ilgilerini devlet karşısında temsil ediyor. Neden bir çatı kuruluşuna ihtiyaç var?

FIDS, İsviçre genelinde uzun senelerdir faaliyet gösteren İslami çatı kuruluşlarının birçoğunun bağlı olduğu bir çatı organizasyonu. Şu anda ülkede çatı kuruluşu olarak faaliyet gösteren hemen hemen bütün kuruluşlar FIDS’e bağlı. Arnavut kökenli ya da Boşnak kardeşlerimiz olmak üzere farklı etnik köken ve mezhebi arka plandan İslami çatı kuruluşları FIDS bünyesinde birleşmiş durumda. İsviçre’de yaklaşık 300 kadar dernek ve camiden 230 kadarı FIDS bünyesinde temsil ediliyor. Bu yönüyle FIDS’in büyük bir temsil gücü olduğunu söyleyebiliriz.

Öte yandan bir “temsil gücü”nden bahsetmenin çoğu zaman tartışmalı olduğunu da eklemekte fayda görüyorum. Birçok ülkede olduğu gibi İsviçre’de de farklı kurumların “İslam’ı temsil” iddiası olabiliyor. Bu iddianın arkasında “daha liberal, reformist bir İslam” temsilinde bulunduğunu iddia edenler de var ve bu gibi aktörler bazen Müslümanlar arasında “sessiz bir çoğunluğu” temsil ettiklerini öne sürebiliyorlar. FIDS’in İsviçre’deki 450 bin Müslüman’ın tamamını temsil etme gibi bir iddiası ya da böyle bir arzusu yok. FIDS, dinini yaşamak isteyen, cami cemiyetlerindeki çalışmalarda mevcudiyet gösteren, yaşamını İslam dini ekseninde şekillendirmek isteyen ve/veya bu düşünceyi destekleyen Müslümanların oluşturduğu derneklerin ilgilerini temsil ediyor. Dolayısıyla kolektif bir biçimde organize olmuş kurum ve Müslümanların taleplerini, beklentilerini, ihtiyaçlarını merkeze alıyoruz.

Sorunuza, yani “temsil ihtiyacı”na gelirsek: İsviçre’de dinî cemaatlerin organizasyonu ve devletle ilişkileri kantonel bazda düzenleniyor. Federal düzeyde ise devletle iletişimde Müslümanların ve çatı kuruluşlarının ilgilerinin bir araya getirilmesi ve takdim edilmesi gibi bir ihtiyaç söz konusu. Bu hem Müslüman cemaatin hem de devletin istediği, her iki tarafa da katkı sunan bir süreç. FIDS bu anlamda ilgileri toplayıcı, Müslümanların talep ve beklentilerini tek elden iletmeyi merkeze alan bir merci.

Öte yandan FIDS, bünyesindeki kurumlara yön veya talimat vermek, onları şekillendirmek gibi üstenci bir konuma sahip değil. Üye kurumlarımızın tamamı kendi organizasyonlarında özerk ve özgünler. Biz yalnızca mevcut kaynakların ve kapasitenin birleştirildiği bir köprü görevi görüyoruz.

FIDS’in son genel kurulunda Basel Müslüman Komisyonu (BMK) ve Genç İsviçreli Müslümanlar Ağı (YSMN) isimli iki yeni organizasyon da bünyeye katıldı. Mevcut durumda FIDS’in bünyesinde hangi çatı kuruluşlar temsil ediliyor?

Mevcut durumda FIDS bünyesindeki kurumlar şunlar: Arnavut İslami Cemiyetleri, Doğu İsviçre ve Liechtenstein İslami Cemiyetleri, İsviçre Türk Diyanet Vakfı, Boşnak İslami Cemiyetleri, İsviçre Müslümanlar Ligi, İsviçre İslam Toplumu, Neuchatel Müslüman Organizasyonlar Birliği, Cenevre Müslüman Organizasyonlar Birliği, Fribourg Müslüman Organizasyonlar Birliği, Vaudois Müslüman Organizasyonlar Birliği, Aargau Müslümanlar Birliği, Zürich İslami Kuruluşlar Birliği, Bern İslami Kuruluşlar Birliği, Basel Müslümanlar Komisyonu ve Genç İsviçreli Müslümanlar Ağı.

Yeni katılan BMK, Basel kantonundaki camilerin kanton bazında birleşmesiyle kurulan, uzun süredir mevcudiyetini sürdüren bir kuruluş. Kendi genel kurullarında FIDS’e katılmayı kararlaştırdılar. FIDS de oy birliğiyle ve memnuniyetle bu katılımı onayladı.

Genç İsviçreli Müslümanlar Ağı (YSMN) daha çok üniversite ve yüksek okullara devam eden gençlerden oluşmakta. Örneğin Zürich Üniversitesi Müslümanlar Birliği gibi yapılar bir araya gelip genç nesiller arasında koordinasyonu sağlıyorlar. Bu yeni üye dernek ve kuruluşların FIDS bünyesinde bulunması Müslümanların demokratik temsili adına sevindirici bir gelişme.

2022 yılı ilkbaharında İsviçre Ordusunda görevlendirilmek üzere ilk Yahudi ve Müslüman ordu manevi rehberleri eğitimlerini tamamladılar. FIDS bünyesinde “manevi rehberlik” alanında özel bir sorumlu da bulunuyor. Bu alandaki çalışmalarınızı anlatabilir misiniz?

FIDS bünyesinde genelde manevi rehberlik, özelde ise ordu manevi rehberliği ile ilgili çalışmalar uzun bir geçmişe sahip. İsviçre’de yalnızca Müslümanların değil, Yahudilerin de ordu içerisinde kendi manevi rehberlerine sahip olması konusunda çalışmalar yürütülüyordu. İsviçre Ordusu da Müslüman askerlere yönelik böyle bir ihtiyacın var olduğunu tespit ederek harekete geçti. Buradaki temel kabul şu: Ordudaki askerler, kendi dinî altyapılarından gelen manevi rehberlere ihtiyaç duyuyorlar.

Ordu manevi rehberliği, bir dinî tebliğ alanı değil. Müslüman manevi rehberler de yalnızca Müslüman askere değil, gayrimüslim askere de destek sağlayabilecek bir altyapıyla yetişiyorlar. Ordudaki Hristiyan manevi rehberlerin üniformalarında haç olması gibi Müslüman manevi rehberlerin üniformalarında hilal, Yahudilerde ise davut yıldızı sembolü var. Yani askerler karşılarındaki manevi rehberlerin hangi dinî inançtan olduğunu görebiliyorlar.

Kendisi de imam olan Muris Begovic, İsviçre Ordusundaki ilk Müslüman manevi rehber olarak göreve başladı. Şu an resmî olarak görev yapan tek kişinin yanı sıra orduda görev yapabilecek manevi rehberlerin yetişmesi için çalışmalara devam ediyoruz. Bu çalışmalar ağırlıklı olarak “Kamu Enstitülerinde Müslüman Manevi Rehberlerin Niteliklerinin Arttırılması” (QuaMS) isimli dernekte koordineyi sağlayan Muris Begovic aracılığıyla gerçekleştiriliyor. Begovic FIDS’in delegesi olarak Müslümanları temsil ediyor.

Geçtiğimiz şubat ayında, Ulusal Meclis Milletvekili Marianne Binder’in okullarda başörtüsünü yasaklamak adına bir önerisi olmuştu. Federal Meclis ise bu öneriyi desteklemedi. Süreçle ilgili bilgi verebilir misiniz?

İsviçre’de okullarda başörtüsünün yasaklanmasına yönelik talep ne yazık ki daha önce de yapılmıştı. Ve o dönem daha çok parlamenter bu talebi desteklemişti. İkinci talebe ise parlamenterler tarafından daha az desteğin olduğunu gözlemliyoruz.

Bu talep daha ziyade İran’da geçtiğimiz sene başörtüsü ile ilgili tartışmaya bir tepki olarak ortaya konuldu diyebiliriz. Federal Mahkeme St. Gallen Kantonu’na iki kız çocuğu hakkında sürdürülen mahkeme sürecine dair, okul hayatını negatif etkilemediği ve okuldaki huzuru bozmadığı sürece öğrencilerin dinî inançlarına karışmanın yanlış olacağına hükmetmişti. Mahkeme, ulusal bir yasağın din özgürlüğüne aykırı olacağını söyleyerek bu talepleri reddetti.

Bu karar isabetli bir karar. Başörtüsüne yasak talebinde bulunanlar, bu kararı alan genç kızların başörtüsünü ancak aile zoruyla takabileceği gibi hatalı bir algıya sahipler. Oysa bize şimdiye kadar ailesinin zorlamasıyla başörtüsü takan genç kızlarımıza dair herhangi bir şikâyet ya da başvuru ulaşmadı. Böyle bir dayatma olması durumunda İsviçre devletinin işletebileceği sayısız mekanizma var. Biz genç kızlarımızın, başörtüsü takma ya da takmama kararı konusunda özgür bırakılmasını, öte yandan devletin de bu alandaki din özgürlüğüne alan açmasını savunuyoruz.

FIDS’in İsviçre’deki diğer dinî cemaatlerle ilişkisi nasıl? İsviçre Dinler Konseyi (SCR) üyesisiniz. Oradaki diyalog ne şekilde gerçekleşiyor?

İsviçre’de diğer dinî cemaatlerle Müslüman cemaatler arasındaki iletişim, aslında birçok ülke için istisnai bir durum olarak görülebilir. Oldukça yapıcı, siyasal baskı ve rezervlerden uzak bir iletişim modeli üzerinde hareket ediyoruz.

Farklı dinî görüşlere sahip olan bireylerin tanışarak ön yargıların yıkılması yönündeki çalışmalar sürdürülüyor. Dinî cemaatler olarak, dinî yaşamın İsviçre toplumu açısından da bir zenginlik olduğu görüşü hâkim.

FIDS bünyesinde Müslüman ve İslam düşmanlığı hakkındaki vakıaların raporlandığı bir merkez de bulunuyor. Elinizdeki son veriler nasıl bir resim ortaya koyuyor?

Bize yapılan başvuruları, ilgili kişinin yaşadığı kantondaki sorumlu büroya iletiyor ve süreçte manevi destek sunuyoruz. Özellikle ortada herhangi bir suç varsa bu suçların kovuşturulması için ilgili kurumlarla iletişime geçilmesini teşvik ediyoruz. Genelde bu tarz nefret söylemlerine ya da eylemlerine maruz kalan Müslümanlar, bunları bildirmek konusunda çekingen davranıyor. FIDS bünyesinde bu tarz bir başvuru merkezinin olması, bu durumlarda kişiyi güçlendiren bir faktör oluyor.

Genelde işyerinde başörtüsü nedeniyle yaşanan problemler ya da sözlü saldırılar konusunda başvurular alıyoruz. Bu gibi başvuruları ilgili birimlere bildiriyoruz.

Almanya, Avusturya ve Fransa’da olduğu gibi İsviçre’de de imamların ülke içinde yetişmesi ve görevlendirilmesi yüksek sesle dile getirilen bir talep. FIDS’in bu konudaki çalışmaları nasıl?

İsviçre’deki camilerde tam zamanlı olarak imamlık yapan kişilerin sayısı artıyor. FIDS’in imam eğitimiyle ilgili özel bir çalışması da var. Biz ülkeye gelen imamların buradaki yaşam hakkında derinlemesine bilgi sahibi olması ve dolayısıyla da buradaki Müslümanlara daha iyi hizmet sunabilmesi için bir ileri eğitim kursuna gitmelerini tavsiye ediyoruz. Mevcut durumda üniversitelerde bir “imam eğitimi” talebi olsa da, bu eğitimlerin bu şekilde isimlendirilmesi mümkün değil. İmam eğitimi, Müslümanların kendi organizasyonlarını ilgilendiren bir mesele ve Müslümanların söz hakkına sahip olmadığı bir imam eğitiminin İsviçre’deki camilerde kabul görmesi imkânsız. Mevcut imamlarımızın çok büyük bir kısmı zaten imamet konusunda yetkin ve ehil insanlar. Bu hocalarımızın ek eğitimlerle desteklenmesi ve güçlendirilmesini teşvik ediyoruz.

İsviçre’de İslami cemaatlerin kanton bazında tanınması süreci, çok uzun bir geçmişe sahip. Bu konuda bilgi verebilir misiniz?

İsviçre’de ulusal düzeyde kamu tüzel kişiliğine sahip olmak, yani “tanınmak” için şu ana kadar başvuran bir İslami cemaat yok, çünkü bu tanınma sadece kanton bazında mümkün. Kanton tarafından bir Müslüman cemaatin tanınması elbette avantajlı bir durum. Fakat birçok kantonda halkın bu durumu kabul etmesi gerekiyor ve İsviçre’deki mevcut atmosfer nedeniyle bu sürecin çok zorlu olduğunu bilmek gerek.

Biz FIDS olarak “büyük tanınma” denilen ve Müslüman cemaatleri de yıpratacak bir formel süreç yerine daha farklı bir yolda ilerliyoruz. Müslümanların temsil kurumları ile kanton ve federal çapta iş birliğinin arttırılmasının zaten sembolik bir “tanınma” olacağını düşünüyoruz. Müslüman cemaatlerle fikir alışverişinde bulunmak ve ortak çalışmalar gerçekleştirmek, ülkedeki Müslümanların varlığını da aslında özünde kabul etmek anlamına geliyor. Bu nedenle “tanınma” yerine “pratik iş birliği” gibi bir vizyonumuz var ve bu vizyonun Müslüman cemaatlere daha fazla yol aldıracağını düşünüyoruz.

admin

Lisans eğitimini Münster Üniversitesinde Sosyoloji ve Siyaset Bilimi bölümlerinde çift anadal olarak tamamlayan Kandemir, Duisburg-Essen Üniversitesinde sosyoloji yüksek lisans eğitimini sürdürmektedir. Ağırlıklı çalışma alanları göç sosyolojisi ve ulusaşırı Türk toplulukları olan Kandemir Perspektif dergisi editörüdür.

Yazarın diğer yazıları
Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#1

*Tüm alanları doldurunuz

  • Hamiyet tekin
    2023-08-05 20:21:36

    Güzel bir çalışma.. yakında bende isviçreyi ziyaret edeceğim..tanışmak ve çalışmaları yakından takip etmek isterim..saygılar hürmetler..ankara

Son Yüklenenler