'Siyasi Arenada Türkiye Kökenliler'

Ateş Gürpınar: “Pes Edip Hayal Kırıklığına Uğramış Birçok İnsan Var”

Siyasi katılım, azınlıktaki Türk topluluğu için ana gündem maddelerinden biri. “Siyasi Arenada Türkiye Kökenliler” serisinde Perspektif, mikrofonu Batı Avrupa’daki Türkiye kökenli siyasetçilere uzatıyor. Bugün söz, Almanya Sol Parti federal milletvekili ve Parti’nin Genel Başkan Yardımcısı Ateş Gürpınar’da.

Almanya Sol Parti federal milletvekili ve Parti’nin Genel Başkan Yardımcısı Ateş Gürpınar

İlk olarak sizi tanımak isteriz. Eğitiminiz, mesleki kariyeriniz ve aktif olduğunuz partideki pozisyonunuz hakkında biraz bilgi verebilir misiniz?

Bavyera’da Sol Parti’nin (Alm. Die Linke) Başkan Yardımcısıyım ve Federal Meclis’te Sol Parti’nin sağlık ve hastane politikaları sözcüsüyüm. Son yıllarda Federal Meclis’te hastane politikalarıyla ilgilenen seleflerimden Harald Weinberg’in bilimsel danışmanlığını yaptım.

Siyasete girme kararınız ne zaman ve nasıl oldu? Sizin için en önemli neden neydi?

Siyasi olarak aktif olmaya 2000’lerin başında başladım. Irak ve Afganistan’daki barış için mücadele ettim.

“Bir Şeyler Değiştirmek Küçük Ölçekte Daha Mümkün”

Şu anda aktif olduğunuz partiye nasıl katıldınız? Üyeliğe katılmanızda hangi siyasi odak veya olay/karşılaşma etkili oldu?

2010 yılında Sol Parti’ye katıldım. O dönem bir şeyleri değiştirebilmek için başkalarıyla bir parti içinde örgütlenmenin yardımcı olduğunu fark etmiştim. 2009 yılında Avrupa genelinde eğitim protestoları, yani “Audimax işgalleri” gerçekleşti. Orada birçok insan politikleşti. Ne yazık ki protestolar büyük değişiklikler olmadan sona erdi. Bu süreç benim açımdan bir partiye üye olmak için elverişli bir süreçti çünkü bir parti içinde uzun vadeli olarak görev almak ve diğer insanlarla bağlantı kurarak angaje olmanın önemini gördüm.

Siyasete girdikten sonra karşılaştığınız en büyük zorluklar nelerdi?

Ben Federal Meclis’teki görevim nedeniyle sağlık sektörü ve hastane koşulları alanında çalışıyorum. Orada çalışan insanlar sürekli olarak aşırı yük altındalar. Her gün birilerinin hayatını kurtarıyorlar fakat bu emekleri yeterince karşılık bulmuyor. Bu nedenle bu durum değişmek zorunda.

Bir şeyleri değiştirmek istiyorsanız dayanıklı olmanız gerek. Küçük ölçekte bu daha mümkün olabilir, ancak büyük değişiklikler zaman gerektirir.

Genel olarak, Türk kökenli siyasetçilerin entegrasyon, ırkçılık ve/veya göç ve azınlık politikaları gibi konularla öncelikli olarak ilgilenmeleri gerektiği düşünülüyor. Sizin bu konudaki düşünceniz nedir?

Ben diğer konulara da odaklanmanın Türkiye kökenliler açısından mümkün olduğunu düşünüyorum. Kendi deneyimlerinizden dolayı bu alanda daha iyi bilgi sahibi olmanız anlaşılabilir olsa da bu alanla sınırlı kalmak bence yanlış. Sonuçta böyle bir odak, toplumdaki ırkçılıkları da onaylamak anlamına gelir.

Öncü Kültür, Irkçılık ve İslam Karşıtlığı Tartışmaları

“Alman öncü kültürü” tartışmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Kişisel görüşünüzle partinizin pozisyonunun çatıştığı durumlar oldu mu?

Sol Parti’nin hedefi, kimseyi açlık veya soğukla karşı karşıya bırakmayan dayanışmacı, barışçıl bir toplum. Bu benim de programım, zira Sol Parti Erfurt Programı’nda temel olarak benim de kabul ettiğim ilkeleri benimsemiş durumda.

Öte yandan, “Alman öncü kültürü”  (Alm. Leitkultur) terimi öncelikle muhafazakâr ve tepkisel güçler tarafından şekillendirilmiş bir kavram. Bu kavramın ne anlama geldiğini kimse bilmiyor. Dolayısıyla bu ifadenin sadece “Alman” olarak kabul edilmeyen bazı insanları dışlamaya yaradığını söyleyebiliriz.

Hanau ve Halle’deki (İslam karşıtı) ırkçılıkla ilgili olarak sizin çözüm önerileriniz nelerdir? Almanya’da neler yapılmalı sizce?

Irkçılık, özellikle de İslam karşıtı ırkçılık son yıllarda Almanya’da her yerde yayılmış durumda. Buna karşı hem kısa hem de uzun vadeli önlemlere ihtiyacımız var. Yapısal ırkçılıkla ivedilikle mücadele etmeliyiz. Anayasayı Koruma Daireleri, asker ve polis teşkilatlarında sağcı yapılar oluşmuş durumda ve bunlar hemen ortadan kaldırılmalı. Buna karşılık burada yaşayan herkesin katılımını desteklemeliyiz. Örneğin burada yaşayan insanlara seçme hakkı verilmeli, okullarda sadece Batı kültürüne odaklanmayan bir müfredat yerleştirilmeli. Ayrıca azınlık ve göç kökenli insanların yoksullukla mücadele ederken çifte dışlama yaşadığı göz önüne getirilirse, yoksullukla zenginlik arasında bir denge sağlamanın İslam karşıtı ırkçılığın yayılmasını önleyeceğini de ekleyebiliriz.

“Hükûmetler Arasındaki Tartışmalar, Halkla Yaşanıyor Gibi Algılanmamalı”

Almanya’da Türk kökenli vatandaşların ana dilleriyle ilişkisini nasıl görüyorsunuz?

Kendim Türkçeyi aslında hiç öğrenmediğim için çok üzgünüm. Birden fazla dilde yetişmek mümkün ve insanlar arası daha iyi bir anlayış için her zaman faydalı.

Kendinizi Türk kökenli vatandaşların temsilcisi olarak görüyor musunuz?

Benim kendimi böyle algılamam önemli değil, insanlar beni o şekilde tanımlıyorlar.

Son zamanlarda Türkiye ile Almanya arasında birçok kriz yaşandı. Buradaki Türk kökenli vatandaşlar veya kurumlar bu tür krizlere nasıl yaklaşmalı sizce?

Bunlar politik tartışmalar. Almanya’da toplum olarak, hükûmetler arasındaki tartışmanın sanki halkla yaşanıyormuş gibi algılanmamasına izin vermemeliyiz.

Türk kökenli bir siyasetçi olarak, siyasette yer bulabilmek için bir şeylerden taviz verdiğiniz oldu mu?

Belki bazı mücadeleler zor olmuştur, ancak her zaman bir şeyleri gizlememeye veya örtbas etmemeye çalıştım. Aksi takdirde kendinizi kaybedersiniz.

Siyasi katılımınızın size getirdiği en büyük kazanç neydi?

En büyük mutluluğu diğer insanları motive edip cesaretlendirdiğimde ve bir şeyleri değiştirmelerini sağladığımda yaşıyorum. Pes etmiş, hayal kırıklığına uğramış birçok insan var. Eğer bu insanları sol politikaya teşvik edebilirsek, o zaman toplumun daha dayanışmacı bir hâl alacağına inanıyorum.

Enise Yılmaz

Bochum Ruhr Üniversitesi’nde hukuk eğitimi gören Yılmaz, Perspektif’in yayın kurulu üyesidir.

Yazarın diğer yazıları
Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler