'Siyasi Arenada Türkiye Kökenliler'

Yusuf Tuncer: “Türkiye Kökenli Biri Siyasetin Her Alanında Aktif Olabilir”

Siyasi katılım, azınlıktaki Türk topluluğu için ana gündem maddelerinden biri. “Siyasi Arenada Türkiye Kökenliler” serisinde Perspektif, mikrofonu Batı Avrupa’daki Türkiye kökenli siyasetçilere uzatıyor. Bugün söz, Hollanda’da Hristiyan Demokrat Parti (CDA) Schiedam Belediye Meclis Üyesi Yusuf Tuncer’de.

Hollanda CDA Schiedem Belediye Meclisi üyesi Yusuf Tuncer

Eğitiminiz ve şu an aktif olduğunuz partideki pozisyonunuz hakkında bize biraz bilgi verebilir misiniz?

İnşaat mühendisliği eğitimi aldım. Şu anda Hristiyan Demokrat Parti (CDA) Schiedam Belediye Meclisi üyesi olarak görev yapıyorum.

Siyasete girmeye ne zaman ve nasıl karar verdiniz? Sizi siyasete girmeye iten en önemli etken ne oldu?

Siyasete girmeye karar vermem bir süreç sonucunda gerçekleşti. Toplumdaki sorunları çözmek ve insanların yaşam kalitesini artırmak için etkili bir platform olarak siyaseti gördüm. En önemli etken ise toplumun ihtiyaçlarına yanıt verebileceğim ve değişim sağlayabileceğim bir yol olarak siyaseti görmem oldu.

Bulunduğunuz partiyle yolunuz nasıl kesişti? Partinizi tercih etmenizde sizin için hangi özelliği/siyaseti belirleyici oldu?

CDA ile yolum, parti değerlerinin benim değerlerimle uyumlu olmasıyla kesişti. Parti her inançtan insanın haklarına saygı gösteren ve toplumsal çeşitliliği teşvik eden bir politika izliyor. Partiyi tercih etmemde belirleyici olan özellik, insan haklarına saygı, sosyal adalet ve çevre politikalarına verilen önemdi.

Siyasete girdikten sonra yaşadığınız en büyük zorluklar nelerdi?

İnsanların siyasete olan güvenini tamamen kaybettiği bir dönemde siyasete atıldım. Tam olarak koronavirüs salgınını atlatmıştık ki Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşla karşı karşıya kaldık. Bu olaylar maddi ve manevi olarak vatandaşları günlük hayatta etkilemeye devam ediyor. Bu dönemde toplumun siyasi süreçlere olan güvenini yeniden tesis etmek ve insanları motive etmek için büyük çaba sarf etmek zorunda kalıyoruz.

Türkiye kökenli siyasetçiler genellikle yalnızca “uyum/entegrasyon, göçmen ya da azınlık politikaları” gibi konularla ilgilenirmiş/ilgilenmeliymiş gibi bir algı var. Sizce Türkiye kökenli bir siyasetçinin kendine bu konular dışında bir siyasi çalışma alanı seçmesi mümkün mü?

Ben parti içinde inşaat ve konut, gençlik ve eğitim alanlarında çalışmalar yürütüyorum. Sizin sorunuzda da doğruluk payı var. Günümüzde siyasetçiler ilgi çekmek için bu tür konuları daha sık gündeme alıyorlar. Ancak her siyasetçinin ilgi alanları ve uzmanlık alanları farklı. Türkiye kökenli bir siyasetçi, diğer politika alanlarında da aktif olabilir ve siyasetin her alanında çalışabilir. Kimse sadece “uyum/entegrasyon, göçmen veya azınlık politikaları” gibi konularla sınırlı kalmak zorunda değil. Siyasetçinin vizyonu, yetenekleri ve topluma olan katkısı, hangi alanlarda çalışacağını belirler. Dolayısıyla Türkiye kökenli bir siyasetçinin kendine bu konular dışında bir siyasi çalışma alanı seçmesi mümkün ve bu algının herkes için doğru olmadığını söyleyebiliriz.

Hollanda’daki uyum/entegrasyon tartışmalarında, Müslüman cemaat hakkındaki söylemlerde partinizin ve sizin pozisyonunuz nasıl? Şahsi görüşünüzle parti pozisyonu arasında uyuşmazlık yaşadığınız durumlar oldu mu?

Ben şahsen Hollanda’da doğup büyüyen günümüzdeki Türk kökenli gençleri için “entegrasyon” kelimesinin doğru bir ifade olmadığına inanıyorum. “Toplumsal bağlılık”, “duyarlılık” gibi kelimeleri tercih etmek istiyorum. Bunun dışında, CDA’nın Müslüman cemaat hakkındaki söylemlerinde pozisyonu, toplumsal uyumu teşvik eden bir yaklaşıma dayanıyor.

Şahsi görüşümle parti pozisyonu arasında önemli bir uyuşmazlık yaşamadım. CDA’nın politikaları, her din ve inanç grubunun haklarına saygı gösterme ilkesi üzerine kurulu.

Siyaseten aktif olduğunuz Hollanda’da İslam düşmanlığı, yabancı karşıtlığı ve ırkçılıkla ilgili sizin çözüm öneriniz nedir?

İslam düşmanlığı, yabancı karşıtlığı ve ırkçılıkla mücadele etmek için çözüm önerilerim toplumda hoşgörüyü teşvik etmek, bilgi ve farkındalık artırmak, eğitim sisteminde çeşitliliği desteklemek. Ayrıca kültürel ve dinî topluluklarla daha fazla bağlantı kurmak ve iş birliği yapmak da önemli.

Ülkenizdeki Müslüman dinî cemaatlerle ve Türkiye kökenli kurumlarla ilişkiniz ne seviyede bulunuyor?

İlişkilerimiz iyi bir seviyede. Aktif olarak bu topluluklarla etkileşimde bulunuyorum ve ziyaretler gerçekleştiriyorum. Bu cemaatlerle yakın ilişkiler kurarak, onların ihtiyaçlarını anlamaya çalışıyor ve destek olmaya gayret ediyorum.

Diğer Türkiye kökenli kurumlarla da aynı. Özellikle esnafları zamanım olduğunda ziyaret eder ve iletişimimi sıcak tutarım. Kurumsal anlamda yoğun bir ilişki kurduğum Türk kurumlar olmasa da irtibatta olmaya çalışıyorum.

Ülkenizde yaşayan Türkiye kökenlilerin Türkçe ile ilişkisine dair görüşünüz nedir? Türkçe öğrenimi hakkında ne düşünüyorsunuz?

Türkçe kültürel bağlamda önemli ve insanların kimlikleriyle bağlantılarını sürdürmeleri için değerli bir dil. Türkçe öğrenimi, kültürel zenginlik ve kişisel gelişim için faydalı bir adım ve Türkiye kökenliler arasında iletişimi güçlendirebilir. Fakat günümüzde gençler hem Türkçe hem de Hollanda dili konusunda zorluklar yaşayabiliyor. Hollanda’da yaşadığımız için Hollandaca dilini de ana dili olarak kabul ediyorum. Bu nedenle eğitimde her iki dili de iyi bir seviyede öğrenmenin gerekliliğine inanıyorum. Böylece hem kültürel bağlarımızı sürdürebiliriz hem de Hollanda kimliğimizi günlük yaşamda etkin bir şekilde sürdürebiliriz.

Kendinizi Türkiye kökenlilerin temsilcisi olarak görüyor musunuz?

Ben kendimi sadece Türkiye kökenlilerin değil, farklı kültür ve etnik kökenlerden gelen insanların temsilcisi olarak görüyorum. Amacım toplumun çeşitliliğini yansıtmak ve her bireyin haklarını ve ihtiyaçlarını savunmak. Bu çerçevede Türkiye kökenli topluluğun yanı sıra diğer toplum kesimlerini de kapsayan geniş bir temsil anlayışına sahibim.

Hollanda-Türkiye arasında yaşanan krizlerden bir siyasetçi olarak nasıl etkileniyorsunuz?

Hollanda-Türkiye arasında yaşanan krizler, beni bir yerel siyasetçi olarak politik düzeyde etkilemiyor ancak kişisel düzeyde bazı deneyimlerim oldu. Bu krizler yerel siyasetçi olarak çalışmalarımı etkilemiyor ve görevlerimi yerine getirme konusunda herhangi bir etkisi bulunmuyor. Türkiye ile yaşanan kriz sonrasında yerel parti içerisinde herhangi bir sorunla da karşılaşmadım.

Bu krizlerin önlenmesi ve çözülmesi adına sizce Avrupa’daki Türkiye kökenli grupların tavrı nasıl olmalı?

Barışçıl çözümler için diyalog ve diplomasiyi desteklememiz gerek. Karşılıklı anlayış, hoşgörü ve adil politikaların teşvik edilmesi, iyi komşuluk ilişkilerinin korunması için önemli.

Türkiye kökenli bir siyasetçi olarak, siyaset içerisinde kendinize yer bulabilmek için ödün verdiğiniz şeyler oldu mu?

Siyasette aktif olmak için bazı fedakârlıklarda bulunmak gerekebilir. Bu zaman, enerji ve kişisel özgürlüklerden fedakârlık yapmayı içerebilir. Ben topluma hizmet etmek ve değişim oluşturmak amacıyla bu özverileri yapmayı gönülden kabul ediyorum. Partide aktif olduğum süre boyunca herhangi bir prensibimden taviz vermek zorunda kalmadım.

Siyasette aktif olmanın sizin için en büyük kazanımı ne oldu?

Benim açımdan en büyük kazanç, insanların hayatlarında gerçek değişikliklere sebep olabilme gücü. Politika aracılığıyla toplumu etkileyebilme ve insanların yaşam standartlarını yükseltebilme fırsatı büyük bir motivasyon kaynağı. Bununla birlikte, bu değişiklikleri gerçekleştirirken temsil de çok önemli. İnsanlar kendi geleceklerine ve toplumlarının yönetimine doğrudan katılım sağlama hakkına sahip. Bu nedenle siyasette aktif olan bir birey olarak, toplumun farklı kesimlerini doğru şekilde temsil etmek ve onların ihtiyaçlarına kulak vermek önemli. Aksi taktirde başkaları sizin yerinize karar verebilir ve sizin adınıza hareket edebilir. Bu yüzden siyasi faaliyetlerimde toplumun çeşitli kesimlerini temsil etmeye ve onların sözcüsü olmaya özen gösteriyorum.

admin

Lisans eğitimini Münster Üniversitesinde Sosyoloji ve Siyaset Bilimi bölümlerinde çift anadal olarak tamamlayan Kandemir, Duisburg-Essen Üniversitesinde sosyoloji yüksek lisans eğitimini sürdürmektedir. Ağırlıklı çalışma alanları göç sosyolojisi ve ulusaşırı Türk toplulukları olan Kandemir Perspektif dergisi editörüdür.

Yazarın diğer yazıları
Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler