'Doktor Göçü'

Sağlık Çalışanlarının Türkiye’den Göçü Ne Durumda?

Son yıllarda artış eğiliminde olan sağlık çalışanlarının Türkiye’den yurt dışına göçüyle ilgili yapılan öncü araştırmaların bulguları, göç edenlerin karşılaştığı uyum sorunları ve düşük istihdam oranlarına dikkat çekiyor.

Fotoğraf: Blue Planet Studio - Shutterstock. Değişiklikler: Perspektif.

1960’lı ve 1970’li yıllarda misafir işçi (Gastarbeiter) kabulü ile başlayan Almanya ve Türkiye arasındaki göç hareketliliği, daha sonraları siyasi nedenlerle Almanya’ya gelenlerin yanı sıra Almanya’da doğmuş ve iyi bir eğitim almış ikinci ve üçüncü kuşak Türkiye kökenlilerin Türkiye’ye yerleşmesini de kapsar hâle geldi. Daha yakın tarihli gelişmelere baktığımızda, özellikle Türkiye’den Almanya’ya giden siyasi mültecilerde ve sağlık çalışanlarında yeni bir artış olduğunu görmekteyiz.

Almanya ve Türkiye Arasındaki İki Taraflı Göç

2000’li yıllara gelindiğinde AK Parti hükûmetleri dönemindeki iyileşen ekonomik koşullar, yapılan siyasi reformlar ve Avrupa Birliği’yle olan yakınlaşmayla birlikte iki taraflı göçte Türkiye lehine bir değişim yaşandı. Almanya’da İslam ve göçmen karşıtlığı, öncü kültür (Leitkultur), vb. konu başlıklarından hareketle uyum ve göçe dair tartışmaların sıklaştığı dönemde; Türkiye’ye artarak gelen yabancı yatırımlar, özellikle Almanya’daki Türkiye kökenli üniversite mezunları için yeni istihdam olanakları yarattı[1]. Böylece 2005-2015 yılları arasında Türkiye’den 331 bin 714 kişi Almanya’ya göç ederken 376 bin 202 kişi de Türkiye’ye göç etti[2].

2013’teki Gezi Parkı olaylarına ve geniş çaplı protestolara devletin verdiği tepkilerle başlayan siyasetteki otoriterleşme ve takiben baş gösteren ekonomik problemler, bu göç trendinde bir düşüşe yol açtı ve net göçü Almanya lehine değiştirdi: 2014 ve 2021 yılları arasında toplam 334 bin 68 kişi Türkiye’den ayrılıp Almanya’ya yerleşirken 237 bin 715 kişi Almanya’dan ayrılıp Türkiye’ye göç etti.

Sağlık Çalışanlarının Göçü

Sağlık çalışanlarından oluşan yeni bir meslek grubu, birkaç yıldır iki ülke arasındaki göçü şekillendiriyor. Çalışma koşulları, maaşlar, hastane ve kliniklerdeki sağlık çalışanlarına yönelik artan şiddetin neticesinde sektör çalışanlarının artan memnuniyetsizlikleri, Türkiye’deki kamusal söylemlerde keskin tartışmalara yol açtı. Başta Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “giderlerse gitsinler” tepkisiyle akıllara yer eden net bir önlem almama tavrını, sağlık sektöründeki çalışanların dışarıya daha fazla göç etmesi takip ettti.

Yurt dışında tıp doktoru olarak istihdam edilmenin ön koşulu olan ve Türk Tabipler Birliği (TTB) tarafından verilen “İyi Hâl Belgesi” talepleri, 2017 yılına kadar nispeten düşük bir seviyedeydi. Son yıllarda bu belgenin alımında keskin bir artış gözlemleniyor (2017: 482, 2018: 802, 2019: 1047, 2020: 931, 2021-1405)[3]. Akademi dışındaki diğer bütün sağlık meslekleri için karşılaştırılabilir bir veri seti bulunmadığından, bu meslek grubundaki göçün potansiyel boyutu henüz net olarak belirlenmiş değil.

Almanya’daki Türk Sağlık Çalışanları

Türkiye’den Almanya’ya artan sağlık çalışanı göçü, bir dernekleşme ya da kurumsallaşma sürecine evrilmenin öncesinde sosyal medya paylaşımları ve fenomen hesaplar gibi ilk temel örgütlenme biçimlerinin ortaya çıkmasına neden oluyor. Sosyal medyada bir tanınırlık sahibi olan kişiler göç, yerleşme ve iş gücü piyasasına giriş süreçlerindeki kendi deneyimlerinden yola çıkarak takipçilerini bilgilendirmekte, böylece kendileri için bir sosyal ağ oluşturmakta ve yeni bir iş modeli olarak ücretli danışmanlık hizmetleri sunmaktalar.

Bu grupların göçü, iş gücü piyasasına girişleri ve yeni mesleki pozisyonlarına ilişkin ilk bilimsel bulgular, “Türkiye’den Tıp Profesyonellerinin Göçü: Üç Yıl Sonra Ancak Yarısı Çalışabiliyor” başlıklı çalışmada ele alındı. Araştırma safhası devam eden bu çalışmanın 2022 itibarıyla elde etmiş olduğu bulgulara göre, yurt dışında ortalama 3 yıldır ikamet eden sağlık çalışanlarının yaklaşık yarısı -bu ikamet süresine rağmen- işsiz durumda. Yaklaşık üçte ikisi ise Türkiye’de çalışmış olduğundan daha düşük bir pozisyonda istihdam ediliyor. Araştırma aynı zamanda, sosyopsikolojik destek, işe geçişte destek, dil edinimi, daha fazla gelişim, mesleki yeterliliğin sürdürülmesi, yeni bir sağlık sistemi ve kültürüne uyum gibi göçle ilgili entegrasyon engellerinin üstesinden gelmek için önlemler alınması çağrısında bulunuyor.

Konuyla ilgili bir diğer kollektif çalışma ise Ocak 2023´te başlatılan ve Duisburg Essen Üniversitesine bağlı Türkiye ve Uyum Araştırmaları Merkezi Vakfı (TAM Vakfı) ve Samsun Üniversitesi ortaklığınca yürütülen “Türkiye’den Almanya’ya Yeni Bir Göç Dalgası: Sağlık Çalışanlarının Göç Eğilimi” başlıklı araştırmadır. Almanya´ya 2013´den sonra artan sağlık çalışanı göç eğilimini araştıran bu çalışmanın temel amacı Türkiye´den göçü teşvik eden unsurları, göç ve Almanya’daki yerleşim sürecindeki deneyimlerini, iki ülkedeki genel sosyopolitik yapıyı değerlendirmek ve Türkiye’ye geri dönüş eğilimlerini ölçmektir. Bununla birlikte, araştırma ekibi sağlık çalışanlarının demografik ve sosyoekonomik özellikleri, eğitim durumları, yurtdışında çalışma ve yaşam koşulları hakkındaki görüşlerini içeren sorular sormaktadır.

Ankete[4] katılım sadece bir anonim giriş kodu vasıtasıyla mümkündür. Bu nedenle ankete katılmak isteyen sağlık çalışanlarının umfrage@zfti.de adresine bir e-posta göndermesini rica ediyoruz.

Sağlık çalışanlarının içinde bulunduğu ekonomik ve çalışma koşulları ile Türkiye’nin siyasi ortamı göz önüne alındığında, dışarıya göç etmek isteyenlerin sayısının daha da artacağı varsayılabilir. “İyi Hâl Belgesi” taleplerindeki yükseliş, yukarıda bahsedilen sosyal medya fenomenlerinin artışı, yurt dışına kalifiye eleman gönderen şirketlerin çoğalması ve son olarak Türkiye’de giderek büyüyen yabancı dil eğitimi sektörü bu tahmini yapmaya imkân veren göstergeler. Bu meslek grubunun Almanya’ya göç etme eğiliminin yüksek olması, ülkenin sağlık ve bakım sektörlerindeki kalifiye eleman eksikliğinin sağladığı önemli bir avantajın varlığıyla ilişkili. Türkiye açısından ise bu durum, gerek sağlık personeli istihdamının düşmesi ve ülke ekonomisi için orta sınıftan önemli bir grubun kaybı anlamına geliyor.

 

Dipnotlar

[1] Brigitte Weber ve Enzo Weber, IAB-Kurzbericht (Institut für Arbeitsmarkt- und Berufsforschung). Bildung ist der beste Schutz vor Arbeitslosigkeit. 4, 2013, s. 3 ve Ergebnisse der Mehrthemenbefragung 2013: Eine Analyse in Kooperation mit dem Ministerium für Arbeit, Integration und Soziales des Landes NRW. Essen, 2013, s. 81 ff.

[2] Almanya Federal İstatistik Ofisi: Yıllara Göre Almanya ve Türkiye Arasındaki Göç Eden İnsan Sayıları (Wanderungen zwischen Deutschland und der Türkei, nach Jahren, eigene Berechnungen).

[3] Türk Tabipler Birliğinin Mart 2023´te e-mail cevabı ile verdiği bilgidir. Yıllara göre verilen “İyi Hâl Belgesi” sayıları: 2013: 90, 2014: 118, 2015: 150, 2016: 245.

[4] Araştırma hakkında bilgi edinmek için: https://www.zfti.de/newpage2fd16556

Caner Aver

Essen Belediye Meclisi SPD Grubu Uyum ve Sosyal Politikalar Sözcüsü Caner Aver, aynı zamanda Türkiye ve Uyum Araştırmaları Merkezi Vakfında araştırmacı olarak görev yapmaktadır.

Yazarın diğer yazıları
Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler