'Cami Saldırıları'

Camilere Gönderilen Irkçı Tehdit Mektupları – Tehlike Ne Kadar Büyük?

Almanya’daki camilere gönderilen bir dizi ırkçı tehdit mektubunun ardından ülkedeki Müslümanlar artık kendilerini güvende hissetmiyor. Öte yandan emniyet birimleri tehdit mektuplarını camilere yönelik koruma önlemlerinin artırılması için yeterli bir neden olarak görmüyor.

Almanya’da yıllardır devam eden aşırı sağcı tehdit mektupları serisi ülkedeki polis teşkilatları ve savcılıkları meşgul ediyor. “Hepinizi havaya uçuracağım”, “Caminiz kirletilmeli”, “Yine geleceğiz”, “Yahudilere yaptığımızı size de yapacağız”, “Çok uzun sürmeyecek”, “İslam’ı yok et.” Bunlar, Almanya’daki camilerin son üç ayda aldığı tehdit mektuplarındaki içeriklerden sadece birkaç örnek. Bu tehditler, camilere yönelik saldırılarda bir zirve teşkil ediyor. Peki tehlike ne kadar büyük?

Tehdit mektuplarının sayısının şu anda 37’ye yükseldiği bilinirken her mektubun yetkili makamlara bildirilmemesinden dolayı kayıtlara geçmeyen çok daha fazla mektup olabileceği tahmin ediliyor. Etkilenen camilerin çoğu Aşağı Saksonya, Kuzey Ren-Vestfalya ve Hessen eyaletlerinde bulunuyor.

Almanca haber ve yorum portalı IslamiQ’in Eyalet Suç Dairelerinden aldığı cevaplara dayandırdığı araştırmasına göre tehdit mektuplarının ardından camileri olası saldırılara karşı korumaya yönelik güvenlik önlemleri hiçbir şekilde artırılmadı. Söz konusu eyaletlerdeki camilere ulaşan tehdit mektuplarının sayısının tek haneli rakamlarda kaldığı kaydedildi. Kuzey Ren-Vestfalya Eyaleti Suç Dairesinin IslamiQ’in bir sorusuna verdiği yanıtta, 2023 yılında gerçekleşen siyasi motivasyonlu suç sayılarına dayanarak şu anda “Kuzey Ren-Vestfalya’daki camilere karşı işlenen suçlarda bir artış tespit edilmediği” ve camilere yönelik tehditlerin genel bir şekilde değil, yalnızca bireysel vakalar olarak değerlendirildiği belirtildi.

Söz konusu araştırma için tüm eyaletlerin suç dairelerine başvuran IslamiQ, bunların 14’ünden yanıt alırken, Mecklenburg-Vorpommern ve Thüringen eyalet kriminal daireleri ise konuyla ilgili yöneltilen sorulara yanıt vermedi.

Aşağı Saksonya Eyaleti Kriminal Dairesi, tehdit mektuplarından sonra Müslümanlara ve camilere yönelik güvenlik riskinin kayda değer bir şekilde değişmediğini açıkladı. 2022 yılı sonunda “NSU 2.0” kısaltmalı son tehdit mektuplarıyla ilgili Osnabrück Savcılığı Polis Teşkilatıyla koordineli olarak olayı incelemek için bir soruşturma ekibi kurdu. Bu ekibin, faillerin tespit edilmesi, kanıta dayalı cezai kovuşturmanın garanti altına alınması ve böylece başka tehdit mektuplarının önlenmesi amacıyla münferit olaylara ilişkin soruşturmaları bir araya toplayacağı kamuoyu ile paylaşıldı.

Tehdit Mektuplarının Faili Serbest

Bu ekibin yaptığı incelemeler sonucu Güney Hessen Polis Teşkilatı, birkaç tehdit mektubunun yazarı olarak bir kadın şüpheliyi tespit edebildi. Elde edilen bilgilere göre, Wiesbaden kentinde ikamet eden 46 yaşındaki şüpheli ile camilere gönderilen aşırı sağcı tehdit mektupları serisi arasında bir bağlantı bulunamamış olsa da, şüphelinin Hannover, Remscheid ve Essen şehirlerindeki camilere tehdit mektupları gönderdiği saptandı.

Söz konusu kartpostal ve mektuplarda hakaretlerin yanı sıra yakın zamanda gerçekleşeceği iddia edilen saldırılara ilişkin imalar da yer alıyordu. Darmstadt Başsavcısı Robert Hartmann’ın şüpheliyle ilgili yaptığı açıklamada “Wiesbaden ve Mühltal şehirlerindeki dört evde yapılan aramalarda şüphelinin gerçekten saldırılar planladığına dair herhangi bir kanıt bulunamadı.” ifadelerine yer verilirken, mektupların aşırı sağcı veya ırkçı bir içeriğe sahip olmadığı belirtildi. Hakkında hakaret ve cebre teşebbüs suçlarından soruşturma başlatılan şüpheli, tutuklanmasını gerektirecek yeterli sebebin bulunmadığı gerekçesiyle polis işlemlerinin ardından serbest bırakıldı. 46 yaşındaki kadın, bu yıl temmuz ayının sonunda Hannover’deki İslam Toplumu Millî Görüş (IGMG) Camisine “Bu sadece başlangıçtı. Yine geleceğiz.” yazılı, üzerinde gamalı haç ve NSU 2.0 imzası bulunan bir tehdit mektubu göndermişti. Mektup camiye gönderilmeden haftalar öncesinde ise kimliği belirsiz kişiler camiyi kundaklama girişiminde bulunmuş, caminin restoranına molotof kokteylli saldırı düzenlemişti.

“Müslümanlar Yılmamalı”

Almanya Müslümanlar Koordinasyon Konseyi (KRM) Sözcüsü ve Almanya İslam Konseyi (Islamrat) Genel Sekreteri Murat Gümüş, “NSU 2.0 tehdit mektupları özellikle endişe verici. Bu mektuplar camilere yönelik tehditlerin yüksek düzeyde olduğunu ve NSU’nun hâlâ destekçilerinin olduğunu gösteriyor.” diyerek, mektuplarla ilgili yürütülen soruşturmanın başarıyla sonuçlanmasının bu nedenle çok önemli olduğunu vurguladı. Soruşturmanın konuya ciddiyetle yaklaşıldığını gösterdiğini belirten Gümüş, bunun söz konusu cami cemaatlerine soruşturmayı yürüten makamların konuyla ilgilendiklerini ve cemaati olası saldırılara karşı korumaya çalıştıklarını gösterdiğine dikkat çekti. Gümüş, böylece saldırganlara ve İslam düşmanlarına açıkça “Bunun hesabını vereceksiniz!” mesajının verildiğini kaydetti.

Aynı zamanda cemaat üyelerine de seslenen Gümüş, saldırılar karşısında yılmamaları ve her türlü saldırıyı polise bildirmeleri çağrısında bulundu. Bununla birlikte devlet desteğinin gerekliliğini de vurgulayan Gümüş, “Tüm camiler, iyi gözetleme sistemleri, yüksek güvenlikli kapılar ve yangına dayanıklı malzemeler gibi teknik koruma önlemlerini karşılayabilecek durumda değil. Devlet bu konuda camilere maddi destek sunmalı.” şeklinde konuştu.

“Tehdit Mektuplarının Ciddi Bir Arka Planı Yok”

Saksonya-Anhalt Eyalet Kriminal Dairesi IslamiQ’e yapığı açıklamada camilere tehdit mektuplarının muhtemelen gelmeye devam edeceğini belirtti. “Bu mektupların bir kısmının ciddi bir fenomenolojik arka planı olmadan ve/veya sadece sözlü bir tepki dışavurumu niteliğinde olabileceği, bir tehdit ortamı oluşturma veya dikkat çekme amacı taşıyabileceği göz önünde bulundurmalı.” ifadelerine yer verilen açıklamada, bu durumda vaka özelinde inceleme (Alm. Einzelfallprüfung ) yapılması gerektiği kaydedildi.

“Düşmanlığı Engelleme Eşiği Belirgin Bir Şekilde Düştü”

İslam Toplumu Millî Görüş (IGMG) Genel Sekreteri Ali Mete’ye göre, tehdit mektupları, toplumun bazı kesimlerinde görülen İslam düşmanlığı atmosferi bağlamında ele alınmalı. Düşmanlıklara karşı engelleme eşiğinin belirgin bir şekilde düştüğüne işaret eden Mete, “Bunu internette yaygın olan nefret söyleminde, Müslümanlara, özellikle de Müslüman kadınlara yönelik artan sözlü ve fiziksel saldırılarda ve cami saldırılarında görmek mümkün.” açıklamasında bulundu.

Hannover kentindeki camiye yapılan son saldırıda, cami penceresi molotof kokteylli saldırıya karşı dayanıklı olması sebebiyle yangın çıkmamıştı. Mete, cami cemaatinin saldırı nedeniyle elbette yığılmadığını ama buna rağmen güvenlik konusunda endişeleri bulunduğunun altını çizdi. Bremen’de gerçekleşen vakaya da değinen Mete, “Binlerce Müslümanın katıldığı cuma namazından bir gün önce, üzerinde ‘Hepinizi havaya uçuracağım’ yazılı tehdit mektubu alan bir cemaat bu durumda nasıl tepki vermeli? Cemaatin nasıl tepki vereceğinden daha önemlisi ise, toplumun, siyasetin ve güvenlik makamlarının bu saldırılar karşısında nasıl tepki vereceği sorusu. Bilinçlendirme çalışmalarına, kapsamlı bir polis incelemesine ve özellikle de dayanışmaya ihtiyaç var. Çünkü bu durum, sadece Müslümanları ve camileri değil, tüm toplumu ilgilendiriyor.” diye konuştu.

162 Şüphelinin Hiçbiri Ceza Almadı

Bu yılın ilk altı ayında Müslümanlara ve camilere yönelik kayıtlara geçen 258 saldırı düzenlenirken, bunlardan 13’ü camilere yönelikti. Bu sayı 142 saldırının kayıtlara geçtiği bir önceki yıla göre Müslümanlara ve kurumalrına yönelik suç eylemlerinde 100’den fazla artış olduğunu gösteriyor. Bunların ağırlıklı olarak aşırı sağ motivasyonlu suç eylemleri olduğu kayda geçti. Toplamda 162 şüpheli tespit edilirken, hiçbiri gözaltı veya mahkumiyet almadı. İslam düşmanlığı motivasyonlu saldırıların daha tutarlı bir şekilde takip edilip ve cezalandırılması gerekiyor. Müslümanlara ve camilere yönelik saldırılardan sonra şüphelilerin ekseriyetinin serbest bırakılması, taklitçileri motivasyon ve eylemleri konusunda güçlendiriyor  ve bu saldırıların engellenme eşiğinin ciddi anlamda düşmesine neden oluyor.

Muhammed Suiçmez

Marmara Üniversitesinde İslam ilahiyatı bölümünde eğitimini tamamlayan Suiçmez, yüksek lisans eğitimini Osnabrück Üniversitesinde manevi rehberlik alanında bitirmiştir. Suiçmez şu anda IslamiQ haber-yorum platformunun genel yayın yönetmenliğini yürütmektedir.

Yazarın diğer yazıları
Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler