'Almanya'

Trafik Işığı Söndü: Koalisyonun Dağıldığı Almanya’yı Ne Bekliyor?

Almanya'da Başbakan Olaf Scholz'un, Hür Demokrat Parti (FDP) Genel Başkanı ve Maliye Bakanı Christian Lindner'i görevden almasının ardından FDP'nin tüm bakanlarını hükûmetten geri çekerek koalisyondan fiilen ayrılması ülke gündemine bomba gibi düştü. Erken seçim senaryoları konuşulurken, hükûmeti bundan sonra nasıl bir süreç bekliyor?

©Shutterstock.com

Almanya’da Trafik Işığı Koalisyonu (Ampelkoalition) olarak anılan üç partili iktidarın ortağı Hür Demokrat Parti (FDP), tüm bakanlarını hükûmetten geri çekerek koalisyondan fiilen ayrılma kararı aldı. FDP Federal Meclis Grup Başkanı Christian Dürr, Berlin’de yaptığı açıklamada, parti lideri olan Maliye Bakanı Christian Lindner’in bakanlık görevinden alınmasının ardından tüm FDP’li bakanların hükûmetten geri çekildiğini bildirdi.

Scholz: “Lindner Sorumsuz Hareket Etti”

Dürr, FDP’li tüm bakanların istifalarını Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier’e sunacaklarını belirtti. Böylece FDP, Sosyal Demokrat Parti (SPD) ve Yeşiller ile olan koalisyon ortaklığından ayrılma kararı almış oldu. Başbakan Scholz, bunun ardından yaptığı basın toplantısında Lindner’e yönelik sert eleştiriler yöneltti.

Scholz, koalisyon hükûmetinin geleceği için Lindner’le uzlaşmaya çalıştığını ama FDP’nin taleplerinden geri adım atmadığını aktardı: Enerji maliyetlerinin azaltılması, otomotiv sanayiini desteklemek, Alman şirketlerine güçlendirilmesi ve Ukrayna’ya yardım gibi hususlarda uzlaşma sağlanamadı.

Scholz, Lindner’in yasama süreçlerini sorumsuzca engelleyerek oldukça dar görüşlü hareket ettiğini ve hükûmet içindeki güven ortamına sık sık zarar verdiğini ifade etti. Ülkenin çıkarlarını gözetmek zorunda olduğunu belirten Scholz, Lindner’in demokrasiyi tehlikeye attığını ve çalışan toplum kesimlerine saygı göstermediğini öne sürdü.

FDP Lideri Lindner, Başbakan Scholz’u Suçladı

Görevden alınan Maliye Bakanı Linder, hükûmet ortakları arasında yaşanan gerilime ilişkin Federal Mecliste açıklamada bulundu. FDP Genel Başkanı Lindner, “Başbakan (Olaf Scholz), anayasadaki borç frenini askıya almamı talep etmiştir. Görev yeminimi ihlal edeceği için bunu kabul edemezdim. Bu nedenle Şansölye bu akşamki koalisyon toplantısında benimle ve FDP ile işbirliğini iptal etti.” dedi.

Şansölye Scholz’a, yeni bir federal hükûmetin kurulmasını kolaylaştırmak ve Almanya’nın hareket kabiliyetini garanti altına almak için erken seçim önerdiğini kaydeden Lindner, “Şansölye, koalisyon toplantısında bu teklifi sert bir şekilde reddetti.” diye konuştu. FDP olarak neredeyse üç yıldır hükûmet ortaklığı sorumluluğunu taşıdıklarını belirterek, “Net ilkelerimiz ve inançlarımız var. Şimdi ülkemiz yeni bir yön kararıyla karşı karşıya. Yeni bir büyüme, refah ve inovasyon çağına ihtiyacımız var ve Hür Demokratlar hala bu ülke için sorumluluk almaya hazır ve gelecek yıl başka bir hükûmette de aynısını yapmak için mücadele edeceğiz.” ifadelerini kullandı.

Lindner, Başbakan Olaf Scholz’u, Almanya’nın yeni bir başlangıç yapmasını sağlayacak güce sahip olmamakla eleştirdi. Partisinin vergi yükünü hafifletmeyi, pratik bir iklim ve enerji politikasını, göçmenlik üzerinde daha fazla kontrol sağlamayı planladığını aktaran Lindner, bu önerilerin Sosyal Demokrat Parti (SPD) ve Yeşiller tarafından müzakere temeli olarak bile kabul edilmediğine işaret ederek, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Olaf Scholz, uzun süredir ülkemizin yeni bir ekonomik canlanmaya ihtiyacı olduğunu fark edemedi. Uzun süredir vatandaşların ekonomik endişelerini küçümsedi. Hatta bugün bile, vatandaşların Almanya ile tekrar gurur duymalarını sağlayacak gerekli kararları sorguluyor. Şansölye’nin önerileri yetersiz, iddiasız ve ülkemizin temel büyüme konusundaki zayıflığını aşmaya katkıda bulunmuyor. Bu şekilde refahımızı, sosyal güvenliğimizi ve ekolojik sorumluluğumuzu sürdüremeyiz.”

Habeck: “Hükûmetimiz İyi Bir İzlenim Bırakmadı

Yeşiller Partisinden Başbakan Yardımcısı ve Ekonomi Bakanı Robert Habeck ise hükûmetin bir süredir iyi bir izlenim bırakmadığını bildiklerini söyleyerek “Sık sık tartıştık ancak bu akşamın bizim için yanlış ve doğru olmadığını, neredeyse trajik olduğunu söylemek istiyorum.” dedi. Almanya’nın Ukrayna’da barış ve özgürlük için verilen mücadelede rolü olduğunu belirten Habeck, “Biz Avrupa’da barış ve özgürlük istiyoruz ve burada özel bir rolümüz var. FDP, bu fırsatları değerlendirmeye, bu yollara girmeye hazır değildi.” diye konuştu. Yeşiller Partili Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock da “Bugün ne Almanya için ne de Avrupa için iyi bir gün. Ancak biz sorumluluğumuzu yerine getirmeye devam edeceğiz.” dedi.

Muhalefette bulunan Hristiyan Sosyal Birlik Partisi (CSU) Genel Başkanı ve Bavyera Eyalet Başbakanı Markus Söder ise ocak ayı ortasında değil, derhal Federal Mecliste bir güven oylaması çağrısında bulundu. Söder, sosyal medya platformu X’ten yaptığı paylaşımda, “Hükûmet tarih oldu. Artık daha fazla zaman kaybedilemez. Almanya’nın artık hızlı bir şekilde yeni seçimlere ve yeni bir hükûmete ihtiyacı var. Taktiksel gecikmeler olmamalı.” ifadelerini kullandı.

Steinmeier: “Dünyanın Sonu Değil”

Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier, ülkesindeki siyasi krize ilişkin, “Bir koalisyonun sona ermesi dünyanın sonu değildir. Bu, geride bırakmamız gereken ve bırakacağımız bir siyasi krizdir.” yorumunu yaptı. 

Federal Almanya Cumhuriyeti’nin 75 yıllık tarihinde, bir iktidar koalisyonunun yasama dönemi sona ermeden Federal Meclis’te çoğunluğa sahip olamadığının nadiren görüldüğünü belirten Steinmeier, “Ancak anayasamız şu anda meydana gelen olasılığa karşı hükümler koymuştur. Demokrasimiz güçlüdür.” değerlendirmesinde bulundu. Cumhurbaşkanı Steinmeier, şöyle devam etti:

“Şansölye Federal Meclis’ten güvenoyu isteyeceğini açıkladı. Bu şekilde parlamento yeni seçimlerin önünü açabilir. Federal Cumhurbaşkanı, Anayasa’nın 68. maddesi uyarınca Federal Meclis’in Federal Şansölye’ye olan güvenini geri çekmesi halinde Federal Meclis’in feshine karar vermelidir. Ben bu kararı vermeye hazırım. Anayasamız bu kararı belirli koşullara bağlamaktadır. Ancak ülkemizin istikrarlı çoğunluklara ve icraat yapabilecek bir hükûmete ihtiyacı var. Benim kıstasım bu olacaktır.”

Hükûmet Krizine Giden Süreç

Almanya’da bir süredir ekonomik konular arasında koalisyonu oluşturan SPD, Yeşiller ve FDP arasında sorunlar yaşanıyordu. Koalisyon hükûmeti, 2025 bütçesi, ikinci emeklilik paketi ve “Büyüme Girişimi-Almanya için Yeni Ekonomik Dinamikler” adı verilen bir büyüme paketi konusunda zorluk yaşıyor. Özellikle FDP’nin mali açıdan şahin tutumu 2025 için hazırlanacak bütçe konusunda ortakları anlaşmazlığa düşürdü ve ülkede hükûmet krizi havası oluşturdu.

Maliye Bakanı Christian Lindner ve Ekonomi ve İklim Koruma Bakanı Robert Habeck ekonominin canlandırılması için farklı ve birbirlerinden bağımsız olarak öneriler sundu. Partiler arasında koordineli bir şekilde yapılmayan bu öneriler koalisyonda derin bir ayrışma olduğunu gösterdi. Yaşanan fikir ayrılıkları nedeniyle, koalisyon ortağı FDP’nin lideri Maliye Bakanı Christian Lindner erken seçim önermiş, bunu reddeden Başbakan Scholz ise Lindner’i bakanlıktan almıştı.

28 Eylül 2025’te yapılması beklenen genel seçimlerin, yaşanan hükûmet krizi nedeniyle erken bir tarihe çekilmesi bekleniyor. Başbakan Scholz, bu amaçla 15 Ocak 2025’te güven oylaması isteyeceğini duyurdu. Scholz, güven oyu alamaması durumunda Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier’den seçime gitmesini isteyecek ve bu sürecin ardından Almanya’da 60 gün içinde seçime gidilebilecek.

Almanya’da en erken 9 Mart 2025’te erken seçim yapılması mümkün olabilecek. FDP’nin hükûmette maliye, adalet, ulaştırma ve eğitim bakanları bulunuyordu. Lindner ve FDP’li kabine üyelerinin aksine Ulaştırma Bakanı Volker Wissing kabinede kalmak istediğini ve bu nedenle partisinden ayrılıcağını açıkladı.

Anketlere Göre Partilerin Güncel Oy Oranları

Kamu yayıncısı ZDF’nin yaptırdığı, son olarak, 18 Ekim tarihli “Bu, pazar seçim olsa kimi oy verirdiniz?” sorulu anketine göre Hristiyan Birlik Partileri (CDU/CSU) yüzde 33’lük bir oy oranıyla en geniş desteğe sahip. Son dönemde özellikle doğu eyaletlerinde çıkışa geçen Almanya için Alternatif Partisi (AfD) yüzde 18’lik ikinci sırada gözüküyor. Mevcut Başbakan Scholz’un partisi SPD ise yüzde 16 ile üçüncü sırada yer alıyor. SPD’yi yüzde 12 ile hükûmet ortağı Yeşiller ve yüzde 6 ile yeni parti Sahra Wagenknecht İttifakı (BSW) takip ediyor. Hükûmetten ayrılan FDP ise yüzde 3 seviyesinde azalan bir desteğe sahip ve seçim barajının (yüzde 5) altına düşmüş durumda.

Sol Parti ve Hür Seçmenler de yüzde 3’lük oy oranlarıyla barajı geçemiyor. Geriye kalan partilerin toplam oyunun ise yüzde 8’e tekabül ettiği gözüküyor. Partilerin hükûmet krizinden önceki bu puanlarına göre, yasaklanması gündemde olan aşırı sağcı AfD’nin dahil olmayacağı ve aynı zamanda güvenoyu alabilecek bir koalisyon kurmanın zor olacağı belirtiliyordu. (AA, P)

Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler