'Birleşik Krallık'

İngiltere’de Yerel Seçimlerin Galibi Aşırı Sağcı Parti “Reform UK”

İngiltere'de halk, 2 Mayıs günü 23 bölgede 1641 belediye meclis üyesi ve 6 belediye başkanını belirlemek için sandık başına gitti. Aşırı sağcı Reform UK birinci sırada yer alırken, Muhafazakâr Parti ve İşçi Partisi kaybettiği sandalyelerle hezimete uğradı.

Birleşik Krallık’ta, Galler’in Merthyr Tydfil kasabasında, Reform Partisi lideri Nigel Farage, Merthyr Tydfil'deki Gurnos Club’da partisinin genel seçim manifestosunu tanıtıyor | 17 Haziran 2024| Fotoğraf: ComposedPix, Shutterstock

İngiltere yerel yönetimleri belirlemek için 2 Mayıs Cuma günü sandık başındaydı. Ülkede 317 yerel yönetimin 23’ünde 1.641 belediye meclis üyesi ve 6 belediye başkanını belirlemek için yapılan yerel seçimlerde -özellikle Brexit sürecinde öne çıkan- aşırı sağcı Nigel Farage’ın partisi “Reform UK” birinci sırada yer aldı.

Reform UK, seçim yapılan bölgelerdeki 1.641 sandalyenin 677’sini kazanırken onu 370 sandalyeyle Liberal Demokratlar (Lib Dems) takip etti. İktidardaki İşçi Partisi 98 sandalyeyle dördüncü olurken ana muhalefetteki Muhafazakâr Parti 319 sandalye kazanarak üçüncü parti oldu. Diğer partiler ve bağımsızların 177 sandalye kazandığı seçimlerde Muhafazakâr Partinin kaybettiği sandalye sayısı 635, İşçi Partisi’nin kaybettiği sandalye sayısı ise 198 olarak sonuçlara yansıdı.

Seçim yapılan 23 belediyenin 10’unda çoğunluğu Reform UK, 3’ünde ise Liberal Demokratlar kazandı. Runcorn ve Helsby adlı seçim bölgesinde yapılan milletvekili ara seçimini Reform UK adayı Sarah Pochin 6 oy farkla kazandı. Böylece Reform UK’in İngiltere Parlamentosundaki milletvekili sayısı 5’e yükseldi.

Farage: “Muhafazakâr Partinin Yok Oluşu Başladı”

İngiltere Başbakanı ve İşçi Partisi lideri Keir Starmer, seçimlerin sonucuna ilişkin yaptığı ilk açıklamada, seçimden aldığı mesajın “değişimi daha hızlı getirmek” olduğunu belirterek dar gelirlilere yönelik yardımları kesme kararının seçim sonuçlarına etkisini değerlendirdi.

Keir Starmer liderliğindeki hükûmet, yıllık devlet bütçesi kesinleşmeden önce sosyal yardım harcamalarından milyarlarca sterlin kesmeyi hedeflediğini açıklamıştı. Başbakan, hükûmetin hastalık ve engellilik yardımlarındaki değişikliklere ilişkin bir yeşil kitap (ön taslak belge) yayımlamasından önce, İngiltere’deki sosyal yardım sistemini “her yönüyle en kötü sistem” olarak nitelendirmişti. Starmer, bu planlar nedeniyle başbakanlığı dönemindeki en büyük parti içi isyanla karşı karşıya kalmıştı. Aldığı kararların zor ancak doğru olduğunu savunan Starmer, “Kötü bir ekonomi devraldık. Başka Başbakanlar bunları görmeyebilir, yokmuş gibi davranabilirdi. Ekonomimizin istikrarlı olduğundan emin olmak için bu kararları aldım.” sözleriyle kararı gerekçelendirdi.

Reform UK’nin lideri Farage ise yaptığı açıklamada, “İngiliz siyasetinin gördüğü en çalkantılı anını yaşadık. Muhafazakâr Parti’nin yerini aldık ve ana muhalefet olduk. Artık (Başbakan) Keir Starmer’ın yerini alacak olan da biziz.” dedi ve düzensiz göçle ilgili diğer partileri sorumlu tutarak ekledi: “Bu, Muhafazakâr Parti’nin yok oluşunun başlangıcı. Bunu kendileri yaptılar ve bunu hak ettiler.”

Seçimin ikincisi olan Liberal Demokratların lideri Ed Davey ise beklediklerinden daha iyi bir seçim sonucu aldıklarını söyledi. İngiltere Parlamentosunun üçüncü büyük grubunun lideri olan Davey, “Muhafazakârlar tarihteki en kötü seçim sonuçlarından birini aldı. İnsanlar Reform UK’yi daha fazla tanıdıkça bu partiden daha fazla uzaklaşacaktır. Liberal Demokratlar, geleneksel İngiliz değerlerini savunan ve Farage ile Reform UK’nin bölücü popülizmine karşı duracak tek parti olarak kalacak.” ifadelerini kullandı.

Seçmenlerin Temmuz 2024’te İşbaşı Yapan Hükûmete Mesajı Ne Oldu?

İngiltere’nin kırsal ve banliyö bölgelerini kapsayan 23 belediyede yapılan seçimler, geçen yılki İşçi Partisi’nin ezici genel seçim zaferinden sonra gerçekleşen ilk büyük seçim sınavıydı. Reform UK, aralarında Muhafazakâr Parti’nin eski kaleleri olan Kent ve Staffordshire’ın da bulunduğu sekiz yerel otoritenin kontrolünü eline geçirdi. Parti ayrıca, İşçi Partisi’nin savunmak zorunda kaldığı tek konsey olan Doncaster’ın yanı sıra, önceden İşçi Partisi’nin en güçlü olduğu yerlerden biri olan Durham’ı da kazandı. Ayrıca, Westminster’de yapılan ve kıyasıya geçen ara seçimde, Sarah Pochin’i beşinci milletvekili yapan Reform UK, Runcorn ve Helsby’de de İşçi Partisi’ni geride bıraktı.

Reform UK, tarihinde ilk kez bazı yerel otoritelerin kontrolünü almasının yanı sıra, yeni kurulan Greater Lincolnshire ve Hull East Yorkshire birleşik bölgelerinde de ilk kez belediye başkanlığı seçimlerini kazandı. Coşkulu bir açıklama yapan Nigel Farage, bu sonuçların Reform UK’nin, Keir Starmer liderliğindeki İşçi Partisi hükûmetine karşı ana muhalefet konumuna geçtiği anlamına geldiğini söyledi.

Muhafazakârlar, bu seçimlerde en fazla sandalyeyi savunan taraf olduklarından, 2021’deki Boris Johnson dönemi aşı kampanyası sırasında elde ettikleri yüksek desteğin ardından büyük kayıplar bekliyordu. Ancak sonuçlar beklentilerin de ötesinde kötü oldu: Parti, savunduğu 16 belediyenin tümünü ve toplamda 676’dan fazla sandalyeyi kaybetti.

İşçi Partisi ise Cambridgeshire ve Peterborough belediyelerini kazanarak az da olsa teselli buldu. Cumartesi günü The Times’a konuşan İşçi Partisi lideri Keir Starmer, büyük partilere sırt çeviren seçmenlerin duyduğu “keskin öfkeyi” paylaştığını ve bunun, kamu hizmetleri, göçmenlik ve yaşam maliyeti konularında vaat ettikleri değişimleri “daha hızlı ve daha ileri” götürmeye teşvik ettiğini söyledi.

Seçimler Ülke Genelinde Yapılsaydı Sonuç Ne Olurdu?

BBC’nin ulusal projeksiyonuna göre seçimler tüm Birleşik Krallık’ta yapılmış olsaydı, Muhafazakârlar sadece yüzde 15 oranında oy alacaktı. Böylesi bir sonuç, 1834’te kurulan bu partinin tarihinde alacağı en düşük oran olacaktı. Liberal Demokratlar yüzde 17 ile ikinci sıraya yerleşecekti. İşçi Partisi yüzde 20 ile birinci olacaktı: Bu oran ise İşçi Partisinin 2009’da aldığı tarihindeki en düşük performansa denk düşecekti.

Bu, Muhafazakâr Parti ve İşçi Partisinin toplam oy oranlarının ilk kez yüzde 50’nin altına düşeceği anlamına geliyor ve İngiliz siyasetinin parçalanmaya devam ettiğini gösteriyor. Kamu yayıncısı BBC’nin siyaset başmuhabiri Henry Zeffman’ın seçimlere dair analizine göre Nigel Farage, 2029’da yapılması beklenen genel seçimler öncesinde yerel meclislerde varlık kazanmayı önemli bir basamak olarak görüyor.

Geçtiğimiz günlerdeki yerel seçimlere kadar Reform UK’in sadece yaklaşık 100 meclis üyesi vardı ve bunların çoğu başka partilerden geçiş yapmıştı. Ancak bu sonuçlar, partinin yerelde nasıl yöneteceği ve yeni kazandığı yetkileri nasıl kullanacağı konusunda da gözleri üzerine çekiyor.

Kampanya süresince Farage ve muhafazakâr liderler, seçim sonrası yerel meclislerde nasıl iş birliği yapacaklarına dair medyadan gelen sorularla karşılaşmışlardı. Farage, başka partilerle resmî koalisyon kurmayı reddetse de, muhafazakârlarla daha gayriresmî iş birliklerine açık kapı bırakmıştı. Bu tutumun, özellikle çoğunluğu elde edemediği hâlde en büyük parti olduğu Leicestershire ve Worcestershire gibi bölgelerde kısa sürede test edilmesi bekleniyor.

Yerel Seçimlerde İvme Kazanan Reform UK, Nasıl Bir Parti?

2019 yılında Brexit Party’nin devamı olarak kurulan Reform UK, sağ-popülist söylemleri ile tanınıyor. Partinin başlangıçtaki gündeminin Birleşik Krallık’ın Avrupa Birliği’nden ayrılma sürecine odaklı olduğu ama ilerleyen yıllarda daha geniş bir politik yelpazede sağ eğilimli politikalar geliştirdiği ifade ediliyor. Seçimden sonra, 2 Mayıs Cuma günü destekçilerine seslenen parti lideri Farage, yerel yönetimlerde “aşırı harcamaları azaltacaklarını” ve partinin çeşitlilik ve iklim politikalarını geri çekeceğini belirtmişti. Ayrıca, otellerde barındırılan sığınmacılara karşı olduğunu ve kontrol sağladıkları bölgelerde buna karşı çıkacaklarını söyleyerek, “Hükûmetin, kontrolümüz altındaki eyaletlerde otellere onlarca genç adam yerleştirmesine karşıyız.” ifadelerini kullandı.

Serbest piyasayı, vergileri düşürmeyi ve sağlık sistemi gibi alanlarda kamu harcamalarını kesmeyi savunan Reform UK, kültürel olarak muhafazakar ve milliyetçi çizgide ve çokkültürlülük ve çeşitlilik politikalarına karşı söylemler geliştiriyor. Kendini düzen karşıtı (İng. anti-establishment) olarak konumlandıran parti, ülkede Westminster modeli olarak adlandırılan iki kamaralı siyasi sistemini yöneten politik sınıfa yönelik karşıtlığı söylemlerinin merkezine yerleştiriyor. Bu karşıt söylemleri açısından parti, Fransa’da Marine Le Pen’in Ulusal Birlik Partisi, Almanya’da AfD ve Hollanda’da PVV ile parallelliklere sahip. Ayrıca, Net Sıfır (Net Zero) mottolu ekolojik hedeflere karşı olan parti, iklim politikalarının “maliyetli ve verimsiz” olduğunu savunarak, karbon vergilerine ve yeşil enerji teşviklerine karşı çıkan politikalar güdüyor.

Seçimin Galibi Farage, Müslümanlar Hakkında Ne Söylüyor?

Reform UK lideri Nigel Farage, son on yılda Müslümanlar ve Yahudiler başta olmak üzere dinî azınlıklara yönelik sert ve tartışmalı söylemleriyle öne çıkmıştı. 2013 yılında bazı Müslüman göçmenlerin “İngiltere’yi ele geçirmeye geldiğini” iddia ederek kamuoyunda büyük tepki çekmişti. 2014’te antisemitizmin artışını, “İsrail’in varlığını sorgulayan Müslüman seslerin çoğalmasına” bağlamış, 2015’te ise bazı Müslüman göçmenlerin “beşinci kol”, yani ülke içindeki düşman kuvvetleri gibi hareket ettiğini ve İngiltere kültürüne entegre olmak istemediğini öne sürmüştü. 2016’da Brexit kampanyası sırasında, çoğu Müslüman olan mültecileri gösteren “Breaking Point” (Kırılma Noktası) afişiyle verdiği poz, ayrımcılık suçlamalarını beraberinde getirdi.

2017’de ABD’deki Yahudi lobisinin “çok etkili ve güçlü” olduğunu söyleyerek antisemitizmle suçlandı. 2019’da ise Yahudi asıllı ABD’li yatırımcı George Soros’u “Batı dünyasının en büyük tehdidi” olarak tanımlamış, bu sebeple eleştirilmişti. 2024 genel seçimleri öncesinde ise Gazze savaşına dair açıklamalarında, İngiltere’deki Müslümanların %46’sının Hamas’ı desteklediğini iddia ederek, Filistinli mültecilere kapı açılmasına karşı çıktı.

Müslüman gençlerin “Britanya değerlerine düşman olduğunu” da savunan Farage, büyük şehirlerde “sektaryen siyasetin yükseldiğini” ve bazı bölgelerde “İngilizce konuşulmadığını” ileri sürdü. Bu açıklamaları nedeniyle Farage, başta Britanya Müslüman Konseyi olmak üzere çok sayıda kuruluş tarafından sistematik İslamofobi ve ırkçılıkla suçlanıyor.

İngiltere’de Yerel Seçimler Neden Önemli?

İngiltere genelinde milyonlarca seçmen, her yılın belirli dönemlerinde sandık başına giderek yerel yönetim temsilcilerini belirliyor. Yerel seçimler, Westminster’daki merkezi hükûmeti belirleyen genel seçimlerin gölgesinde kalsa da vatandaşların gündelik yaşamını doğrudan etkileyen hizmetlerin yönetimini belirliyor. İngiltere’de yerel seçimler, sağlık hizmetlerinden ulaşıma, çöp toplamadan sosyal konutlara kadar geniş bir yelpazede hizmet sağlayan belediye yönetimlerini belirliyor. Ayrıca, genel seçimler öncesi bir “nabız yoklama” niteliği taşıdığı için siyasi partiler açısından stratejik öneme sahip. Özellikle muhalefet partileri için yerel seçimler, hükûmete karşı kamuoyunun tepkisini test etme fırsatı anlamına geliyor. İktidar partileri içinse yerel seçim sonuçları, politikalarının tabanda nasıl karşılandığını gösteren önemli bir gösterge olarak yorumlanıyor. (AA, P)

Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler