Hanau Saldırısı Münferit Bir Olay Değil!
Hanau saldırısından sonra Almanya’da neler değişti? Belediye ve federal hükûmet saldırı ile ilgili neler yaptı? Kısa bir bilanço.
19 Şubat 2020 tarihinde düzenlenen Hanau saldırısı Almanya tarihine dehşet dolu bir gün olarak geçecek. O akşam Ferhat Unvar, Mercedes Kierpacz, Sedat Gürbüz, Gökhan Gültekin, Hamza Kurtović, Kaloyan Velkov, Vili-Viorel Păun, Said Nesar Hashemi ve Fatih Saraçoğlu Hanau şehrinde aşırı sağcı bir saldırgan tarafından vurularak öldürüldü.
Saldırgan, son olay mahalline yakın olan ailesinin dairesinde polis tarafından ölü olarak bulundu. Şahıs intihar etmeden önce kendi annesini de öldürmüştü. Saldırıdan önce internette komplo teorileri ve ırkçı görüşler içeren yazı ve videolar yayınlamıştı. 43 yaşındaki saldırgan, silah atış eğitimi almış aktif bir nişancı olmakla birlikte 2012’den beri Frankfurt Diana Bergen-Enkheim Atış Kulübü’nün bir üyesiydi. Bariz bir psikolojik rahatsızlığı olmasına rağmen neden silah ruhsatına sahip olmasına izin verildiği ise hâlâ aydınlığa kavuşturulmuş değil.
Irkçı motifli saldırının gerçekleştiği birkaç dakikalık zaman dilimi içerisinde tam olarak neler yaşandığı aylar sonra bile netleşmedi. Bilinen tek şey suikastçının saat 22.00 sularında “Midnight” isimli nargile bara girerek barın sahibi Sedat Gürbüz’ü yakın mesafeden başından vurmuş olduğu. Saldırgan, komşu kafe olan Café-Bar La Votre’ye de gidip orada da birkaç el ateş etti. İki barın yanında bulunan otele bıraktığı iş arkadaşıyla vedalaşan Fatih Saraçoğlu ise sokak ortasında vurularak öldürüldü. Aynı şekilde Kaloyan Velkov da bu ilk cinayet mahallinde saldırganın açtığı ateşle hayatını kaybetti.
Saldırgan kısa bir süre sonra birkaç kilometre ötedeki Kesselstadt semtine arabayla giderek bir büfeye ve bir arabaya ateş açtı. Kardeşi Etris Hashemi ile futbol maçı izlemek isteyen Said Nesar Hashemi bu büfede hayatını kaybetti. Boynundan vurulan Etris, saldırıyı ağır yaralı olarak atlattı, ama kardeşinin ölüm anına yakinen tanıklık etti ve haftalarca hastanede kaldı. Saldırgan büfenin ön kısmında kendisinden sadece 40 saniye önce içeri giren Ferhat Unvar’ı, çocukları için pizza almak isteyen Mercedes Kierpacz’ı, Hamza Kurtović’i ve Gökhan Gültekin’i öldürdü. Vili-Viorel Păun ise büfenin önündeki park alanında arabasında vurularak öldürüldü. Păun’un nargile barından büfeye kadar saldırganı arabasıyla takip ederek birçok kez polise ulaşmaya çalıştığı ancak polisle iletişime geçemediği iddia edilmişti.
“Hanau Irkçı Bir Terör Saldırısıdır”
Hanau saldırısı ülke çapında korku, üzüntü ve dayanışmaya neden oldu. Almanya’da on binlerce insan ırkçılığa ve insan onurunun hiçe sayılmasına karşı gösteriler yaptı.
Saldırıdan bir ay sonra soruşturmanın ilk sonuçları ise fazlasıyla tartışmaya yol açtı. WDR, NDR ve Süddeutsche Zeitung gibi medya organları, paylaştıkları haberlerde Federal Kriminal Daire (BKA) müfettişlerinin Hanau saldırısını ırkçı olarak sınıflandırmadıklarını bildirdi. Yapılan açıklamada saldırganın, kurbanları gizli bir servis tarafından gözetlendiği konusundaki komplo teorisi için mümkün olduğunca fazla dikkat çekebilmek amacıyla seçtiği, tipik bir aşırı sağcı radikalleşme yaşamadığı ifade edildi. Tartışmanın ardından, Federal Kriminal Daire Başkanı Holger Münch, soruşturmanın bu şekilde ırkçılıktan kopuk bir motivasyon üzerinde yoğunlaştığını yalanladı. Münch, “Federal Kriminal Daire gerçekleşen eylemi açıkça aşırı sağcı olarak değerlendirmiştir. İşlenen suç, ırkçı motiflere dayanmaktaydı.” şeklinde kısa bir açıklamada bulundu. Federal İçişleri Bakanı Horst Seehofer de (CSU) net ifadeler seçti: “Hanau’daki saldırı açıkça ırkçı bir terör saldırısıdır.”
Saldırıdan bir yıl sonra dahi soruşturmalar henüz tamamlanmadı. Hâlâ federal savcının nihai raporunun gelmesi bekleniyor. Vefat edenlerin geride kalan yakınları, yetkilileri şimdiye kadar hiç kimsenin hesap vermediği yapısal bir başarısızlıkla suçluyor.
Saldırının ardından Hanau şehri vefat edenlerin yakınlarına destek olmak için çeşitli önlemler aldı. Bu amaçla, ailelere yardıma devam edilmesi için mağdur görevlileri atandı. Bunun yanı sıra, olayın kurbanı olan dokuz kişi şehrin en yüksek onur derecesi ile ödüllendirildi. Haziran ayında, Belediye Meclisinin ilgili kararının ardından belediye kurbanlara verilen altın onur plaketinin kurbanlara duyulan “yakın bağın bir sembolü” olduğunu ifade etti. Ayrıca Hanau Belediye Meclisi, Hanau’da defnedilmiş olan Said Nesar Hashemi, Hamza Kurtović ve Ferhat Unvar’ın mezarlarının onursal mezar statüsünü almasına oybirliğiyle karar verdi.
Kurbanların İsimleri Unutulmamalı
Federal hükûmet, aşırı sağcılık ve ırkçılıkla karşı mücadeleyi yoğunlaştırmak için bir kabine komisyonu sonucunda 89 önlem belirledi. Bu önlemlerin arasında toplumun tamamını ilgilendiren bir olgu olarak ırkçılığa ilişkin daha fazla farkındalık oluşturmak, toplumun her alanında ırkçılığa karşı önlemleri genişletmek, mağdurlara verilen desteğin ve danışmanlığın iyileştirilmesi ile çeşitlilik içeren bir topluma yönelik bilincin güçlendirilmesi yer alıyor.
Hanau şehri ve orada bulunan insanlar uzun bir süre daha 19 Şubat’ın etkileriyle mücadele etmek zorunda kalacaklar. Çünkü Hanau saldırısı münferit bir olay değildi ve öyle de kalmayacak. Üzerinden ne kadar zaman geçerse geçsin, saldırıda hayatını kaybedenlerin isimleri unutulmamalı: Ferhat Unvar, Mercedes Kierpacz, Sedat Gürbüz, Gökhan Gültekin, Hamza Kurtović, Kaloyan Velkov, Vili-Viorel Păun, Said Nesar Hashemi, Fatih Saraçoğlu.