'Dosya: "Avrupa'da Yoksulluk"'

Avrupa’daki Temel Gelir Yardımı Sistemleri

Bütün vatandaşlara asgari bir temel gelir sağlanması önerisinin daha sık tartışıldığı Avrupa Birliği'nde üye ülkelerin çoğunda temel gelir yardımları dağıtılıyor. Peki, aylık bir maaştan farklı olarak ihtiyaç kalemlerine odaklı verilen bu yardımların miktarları ve kriterleri neler?

Fotoğraf: Shutterstock.com | Değişiklikler: Perspektif

Kâğıt üzerindeki tüm iyi niyetli destek fonlarına ve uluslar üstü girişimlere rağmen, Avrupa’da yoksulluk ve sosyal eşitsizlik önemli bir sorun olarak kalmaya devam ediyor. Hatta yoksullukla ilgili durumun kötüye gittiğinden bahsetmek mümkün. Dünyanın en zengin bölgelerinden biri olmasına rağmen Avrupa’da hâlâ yoksulluk içinde yaşayan ve sosyal eşitsizlik türleriyle karşılaşan çok sayıda insan var. Bu durum genellikle eğitim, sağlık ve diğer temel hizmetlere erişim eksikliğinden kaynaklanıyor. İşsizlik ve düşük ücretler gibi ekonomik faktörler de yoksulluk ve sosyal eşitsizliği pekiştiriyor. Bu sorunları ele almak amacıyla Avrupa hükûmetleri ve kuruluşları, eğitim ve istihdam olanaklarına erişimi iyileştirmek ve ihtiyaç sahiplerine destek sağlamak için çeşitli girişim ve programlar uyguluyor. Bunlardan birisi de “temel gelir” düzenlemeleri.

“Temel Gelir” Önerisi Nedir?

“Vatandaşlık geliri” ya da asli amacını yansıtan adıyla “temel gelir”, ülkedeki tüm bireylere düzenli, koşulsuz bir ödeme sağlayacak bir politika önerisidir. Yoksulluk, eşitsizlik ve ekonomik güvensizliğe cevap olarak önerilen temel gelirin arkasındaki fikir, insanların gıda, barınma ve sağlık hizmetleri gibi temel ihtiyaçlarını karşılamalarına yardımcı olabilecek bir finansal güvenlik ağı sağlamaktır. Temel gelir, son yıllarda yeni ekonomik zorluklara yol açan pandemi bağlamında Avrupa Birliği’nde (AB) potansiyel bir politika seçeneği olarak tartışıldı. Bu düzenleme, otomasyon ve diğer teknolojik gelişmelerin geleneksel istihdam modellerini bozma tehdidi nedeniyle son yıllarda daha sık gündeme geleceğe benziyor.

AB’de temel gelir, bölgenin karşı karşıya olduğu bazı ekonomik ve sosyal zorluklara potansiyel bir çözüm olarak önerilmekte. Bununla birlikte temel gelirin AB ülkelerinde uygulanabilirliği ve etkinliği konusunda önemli tartışmalar da var. Finlandiya, Hollanda ve son olarak Polonya gibi bazı ülkeler temel gelirin etkisini test etmek için oldukça sınırlı kapsama sahip bazı pilot projeler uyguladı. Lakin bunlar henüz bölgesel ya da ulusal kapsamda uygulamaya sokulmadı.

Temel Gelir Yardımları Neler?

Temel gelir önerisinden farklı olarak çoğu AB ülkesi ihtiyaç sahibi vatandaşlara mali destek sağlayan sosyal yardım programlarına sahip. Genellikle “temel gelir yardımları” olarak adlandırılan bu programlar, mali sıkıntı yaşayan veya yoksulluk riski altında olan bireylere veya ailelere düzenli, koşulsuz bir ödeme sağlıyor. Yardımlar ise belli kriterlere göre dağıtılıyor. Bu programlarla çalışamayan veya sınırlı gelir ve kaynaklara sahip bireyler için bir güvenlik ağı sağlanması ve insanların gıda, barınma ve sağlık hizmetleri gibi temel ihtiyaçlarının karşılanması hedefleniyor.

Temel gelir yardımları AB ülkelerinin ulusal hükûmetleri tarafından finanse edilmekte ve yönetilmekte. Temel geçim yardımı politikalarının başlıca Avrupa ülkelerine göre nasıl şekillendiğine bakmakta ise fayda var.

Almanya’da Sona Eren “Hartz IV” ve “Vatandaşlık Ödeneği”

Almanya, vatandaşlarını desteklemek için işsizlik yardımları, sağlık sigortası, emeklilik sigortası ve çocuk yardımları gibi programları da içeren bir dizi sosyal yardım programına sahip.

Almanya’daki önemli sosyal refah programlarından biri, kendi geçimini sağlayamayanlara mali destek sağlayan ve 2023 itibarıyla adı ve kapsamı değiştirilecek olan “Hartz IV” programı. Hartz IV programı, yardım alan insanlara gıda, barınma ve giyim gibi temel yaşam giderlerini karşılamak için aylık nakit ödeme sağlıyordu. Ödemenin miktarı bireyin kişisel durumuna ve ihtiyaçlarına göre belirleniyordu.

Hartz IV, temel gelir ihtiyacı ve işsizlik durumlarında en çok başvurulan sosyal yardım türü. 2020 yılında Almanya’daki tüm işsizlerin neredeyse yüzde 60’ı bu sosyal yardımdan istifade etmişti. Araştırmacı Regina Konle-Seidl’e göre Hartz IV, ülkedeki çalışma çağındaki nüfusun yüzde 7’sini kapsaması itibarıyla Avrupa’daki diğer sosyal güvenlik sistemlerine kıyasla daha geniş bir kapsama sahip.

Ancak Hartz IV sosyal yardım ödeneği Almanya’da sıkça eleştiri toplayan bir uygulama(ydı). Program ihtiyaç sahiplerine yeterince destek sağlamadığı, talep ettiği aşırı karmaşık kriterleri ve görevlilerin başvuru sahiplerine yönelik “ayrımcı” tavırları nedeniyle eleştiriliyordu. Özellikle şartları yerine getirmeyenlere uygulanan para kesme cezaları eleştirilen hususların başında geliyordu. 2019’da görülen bir davada, mahkeme uygulanan bazı cezaların anayasaya aykırı nitelikte olduğuna ve işsizlerin bazı kriterleri karşılamadığı için (%30 ila %60 oranında yardım kesintisiyle) cezalandırılmasının hukuki olmadığına hükmetmişti.

Hartz IV olarak bilinen sosyal yardım ödeneği, yıl başından itibaren Almanya’da “vatandaşlık ödeneği”ne (Alm. “Bürgergeld”) dönüştürülecek. Yasaya göre vatandaşlık ödeneğinin miktarı tek başına yaşayanlar için 502 avro olarak belirlendi. Medeni duruma ve ailenin çocuk sayısına göre farklılık gösteren aylık ödeme miktarı, hane halkındaki insan sayısına göre 318 ila 451 avro baremindeki kişi başı artışlarla yukarıya çıkabiliyor. Vatandaşlık ödeneği kapsamında da kriterleri karşılamama durumunda cezalandırmalara başvurulacağı ama eleştirilerin dikkate alınarak bu kriterlerin yeniden düzenleneceği açıklandı. Bazı uzmanlar, yeni paketin daha ziyade aylık miktarı düzenlemekle sınırlı kalacağını ve yaptırım kriterleriyle ilgili büyük değişikler getirmediğini belirterek kapsamlı bir reformun söz konusu olmadığına dikkat çekiyor.

Fransa’daki Sosyal Yardım Ödenekleri

Fransa’daki başlıca temel gelir yardımlarından biri, çalışamayan veya sınırlı gelir ve kaynaklara sahip olan çalışma çağındaki yetişkinler için bir gelir destek programı olan “Revenu de Solidarité Active” (RSA). Bu programda ödenek, medeni duruma ve hanede bakmakla yükümlü olunan kişi ya da çocuk sayısına göre aylık en az 545 avro seviyesinden başlayıp kişi başına yaklaşık 250 avro olarak artmaktadır. RSA, insanların gıda, barınma ve sağlık hizmetleri gibi temel ihtiyaçlarını karşılamalarına yardımcı olmak için tasarlanmıştır ve insanları iş gücü piyasasına katılmaya ve mali açıdan bağımsız olmaya teşvik etmeyi amaçlar.

Fransa’daki diğer temel gelir yardımları arasında hastalık, engellilik veya ileri yaş nedeniyle çalışamayan bireyler için bir gelir destek programı olan “Allocation de Solidarité Spécifique” (ASS) ve tek ebeveynli aileler için ayrı bir program olan “Allocation de Parent Isolé” (API) bulunmaktadır.

Bu temel gelir yardımı sağlayan programlara yöneltilen en önemli eleştirilerden biri, alıcıların temel ihtiyaçlarını karşılamak için yeterli mali desteği sağlanmadığı yönündedir. Bilhassa bu programlar tarafından sağlanan ödemelerin başkent Paris gibi yüksek maliyetli metropollerdeki temel giderleri karşılamak için yetersiz kaldığı söylenmektedir. Bu görüşe katılan Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, haziran ayında konuk olduğu bir televizyon yayınında, barınma maliyetleri nedeniyle Paris’te düşük gelirli ya da asgari ücret kazanan biri olarak yaşamanın imkânsız hâle geldiğini ve aylık net olarak 3 bin avro olmadan Paris’te hayatı idame ettirmenin zor olduğunu ifade etmişti.

Avusturya’da Temel Gelir Yardımı ve İşsizlik Ödeneği

Avusturya’da ülke çapında tek tip bir sosyal yardım yasası bulunmamaktadır. Bu nedenle aylık ödenekler illere göre farklılaşır. Örneğin Viyana’da temel gelir yardımı iki bölümden oluşmaktadır. Yaşam masraflarını karşılamak için maksimum 800 avro civarında bir aylık ödenek ve konut masrafları için ilaveten yaklaşık 250 avro verilmektedir.

Çalışabilecek durumda olan işsizlerden bir iş bulduğunda ve elverişli olduğunda çalışması ve gerekirse bu işe gidebilmek için günlük 2 saatlik yolculuk yapması makul olarak kabul edilir. Ödenek alanların işe başlamayı reddetmesi durumunda işsizlik ödeneği veya işsizlik yardımı geçici olarak kaybedilir. Ayrıca ödenek alan kişi ilave mesleki eğitim kursuna katılmazsa, iş gücü piyasasına yeniden entegrasyon için bir önlemi reddederse veya iş bulmak için çok az girişim gösterirse, 6-8 haftalık bir sürenin ardından temel gelir yardımı sona erdirilebilir.

Hollanda’nın Temel Gelir Yardımı ve Katı Yükümlülükler

Hartz IV benzeri bir programa sahip olan Hollanda’nın takip ettiği temel ilke “önce iş, sonra yardım”dır. Aylık yardım ödeneği, yasal asgari ücrete bağlı olarak belirlenir. Bu ödenek, evli kişiler ve medeni birliktelikler, bekar ebeveynler ve birkaç kişiyle birlikte bir hanede yaşayan kişiler için belirlenmiştir. Bekar ebeveynler ayda yaklaşık 1100 avro, çiftler ise 1570 avro almaktadır. Yasal olarak azami bir makbuz süresi olmasa da ödemeden sorumlu belediye, yardım alanların belirli yükümlülüklere uyup uymadığını kontrol eder. Buldukları ilk iş teklifini kabul etmek ya da sahip olunan işte kalmak, iş bulmak için gerekirse taşınmaya istekli olmak, gerekirse ilave eğitimler almak ve belediye tarafından belirlenen bir danışmanla çalışmak gibi katı zorunluluklar mevcuttur. Bu katı yükümlülüklere uymayanların desteklerinin belediye tarafından azaltılması gerekir. Beş yaşına kadar bir veya daha fazla çocuğa tam olarak bakan tek ebeveynler istihdam yükümlülüğünden muaftır.

Her ne kadar başka bir yardım kalemi olsa da Hollanda’nın bu yükümlülükleri uygulamadaki tavrı ve prosedürün sertliği hakkında fikir veren bir örnek olarak çocuk bakımı desteklerine bakılabilir. 2015-2022 döneminde Hollanda’da vergi memurlarının yaptığı yanlış hesaplamalar nedeniyle, “sosyal ve mali problemler” yaşayan ailelerin velayetine son verilerek devlet korumasına alınan 2.090 çocuğun haksız yere ailelerinden uzaklaştırıldığı açıklanmıştı. Skandalın ortaya çıkmasının ardından hükûmet istifa etmiş ve ayrımcılığa uğrayan ve bakım yardımının kesilmesi sebebiyle mağdur olan ailelere tazminat ödenmesine karar verilmişti.

Avrupa Genelinde Karşılaştırma Yapmanın Zorluğu

Ülkelerin uyguladığı temel gelir yardımlarını; sosyal yardım sistemlerindeki farklar, satın alma gücü ve hayat pahalılığı nedeniyle her bir ülke için bire bir karşılaştırmak mümkün değil. Sosyal yardım uzmanları, bunun yerine AB hukukunun gereğinin ne derece uygulandığına bakmayı öneriyor. AB hukukuna göre yoksulluğa karşı korunma, üye devletlerde her vatandaşın hakkı. Bu ilkeye göre yoksulluğun azaltılmasını ve sosyal katılımı sağladığı ölçüde sosyal yardımlar yeterli görülüyor. Temel güvence olarak ulusal medyan gelirin en az yüzde 60’ının garanti edilmesi zorunluluğu dışında elle tutulur somut düzenleme ise bulunmuyor. Uzmanlar AB ülkelerinin ekseriyetinin mevcut tek somut kriter olan yüzde 60 şartını karşılamadığı görüşünde hemfikir. Pek çok ülkede kişi başına gıda, barınma ve enerji maliyetlerinin yanı sıra eğitim, ulaşım ve diğer temel ihtiyaçlar için gerekli paraya dönüştürülen temel gelir, bu yüzde 60’lık seviyenin altında bulunuyor.

Burak Nuri Gücin

Galatasaray Üniversitesi’nde Sosyoloji programından mezun olan Burak Gücin, sonrasında Heidelberg Üniversitesi’nde Kültürel Çalışmalar alanında yüksek lisansını tamamlamıştır. Gücin, Perspektif redaksiyon ekibinin üyesidir.

Yazarın diğer yazıları
Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler