ABD’de Filistin Destekçisi Yabancı Öğrencilerin Vizeleri İptal
Trump yönetiminin üniversite kampüslerindeki Filistin protestolarında yer alan yabancı öğrencilere yönelik artan tehdit ve baskılarının son örneği Türk doktora öğrencisi Rümeysa Öztürk'ün yüzleri maskeli ICE ajanları tarafından sokak ortasında gözaltına alınması oldu. Columbia'nın Harvard Üniversitesi de Trump yönetiminin takibine takılırken bir sonraki adımda Amerikan üniversitelerinin yabancı öğrenci alımlarına sınırlama getirilmesi planlanıyor.

ABD’de Tufts Üniversitesi’nde Fulbright bursuyla doktora eğitimi gören Rümeysa Öztürk, 25 Mart akşamı arkadaşlarıyla buluşup iftara gitmek için Massachusetts’teki evinden çıktığı anda, ABD İç Güvenlik Bakanlığına bağlı Gümrük Muhafaza Dairesi (ICE) yetkililerince gözaltına alınmıştı. Bir anda genç öğrencinin etrafını saran sivil giyimli ve yüzleri maskeli kişiler Rümeysa’nın cep telefonunu ve sırt çantasını zorla alırken, olan biteni cep telefonuyla kameraya çeken bir görgü şahidinin, “Bu bir adam kaçırma mı? diye sorduğu ve kendisine “Hayır, biz polisiz” diye cevap veren yetkililere “Polis gibi görünmüyorsunuz” dediği duyuluyordu. ICE görevlilerinin, Türk öğrencinin ellerini arkadan kelepçeleyerek gözaltına alırken, Öztürk’ün sesli itirazları kameraya yansımıştı.
Rümeysa Öztürk’ün avukatı Mahsa Khanbabai, müvekkilinin gözaltına alınmasının ardından kendisinden haber alamadıklarını açıklamış, Tufts Üniversitesi tarafından yapılan açıklamada ise söz konusu gözaltı işlemi hakkında üniversite yönetiminin bilgilendirilmediği belirtilmişti. Kendisinin başka bir yere naklini yasaklayan federal mahkeme kararına rağmen, Massachusetts eyaletinden gizlice çıkarılıp Louisiana’daki bir gözaltı merkezine götürülen Rümeysa’ya herhangi bir suçlama yöneltilmezken, kendisine yapılan muameleye dair hiçbir gerekçe de sunulmadı.
Türk arkadaşları, ABD üniversitelerinde “Filistin gösterilerine destek verenleri fişleyen” Canary Mission adlı internet sitesinin bir süre önce yazdığı bir makalenin görseliyle birlikte kişisel bilgilerini de yayımlayarak Rümeysa’yı hedef gösterdiği bilgisini paylaştı. Rümeysa, üniversitenin öğrenci gazetesinde, İsrail bağlantılı şirketlerden yatırımların çekilmesini savunan bir kampanya hakkında yayımlanan bir görüş yazısının yazarlarından biriydi. Yazıda üniversite yönetiminden Tufts Üniversitesi Öğrenci Senatosu’nun aldığı ve üniversitenin Filistin’deki soykırımı tanıması, İsrail bağlantılı şirketlerle ilişkisini kesmesi ve yönetimin Filistin konusundaki tutumu nedeniyle özür dilemesini içeren üç önemli kararın tanınması talep ediliyordu. Üniversite yönetiminin bu taleplere kayıtsız ve küçümseyici bir yanıt vererek öğrencilerin demokratik iradesini görmezden gelmesini eleştiren Filistin yanlısı öğrenci ve akademisyenler, bu tutumun ifade özgürlüğü ve demokratik katılım ilkelerine aykırı olduğunu vurgulayarak yönetimin tavrını reddettiklerini dile getiriyordu. Öğrenciler, Tufts’un 1989’da Apartheid Güney Afrika’sına karşı aldığı cesur tutumu hatırlatarak, üniversitenin tarihin doğru tarafında yer alması gerektiğini savunuyor ve Üniversitenin Başkanı Kumar ve tüm üniversite yönetimini öğrenci senatosunun kararları doğrultusunda harekete geçmeye çağırıyordu.
Mahkeme Rümeysa Çelik İçin Bir Karar Aldı
Filistin yanlısı yabancı öğrencilerin sınır dışı edilmesi uygulamasını başlatan yapay zeka destekli “Yakala ve İptal Et” girişiminin mimarı ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Türk öğrenci Rümeysa Öztürk’ün öğrenci vizesinin iptal edildiğini ve sınır dışı edileceğini açıkladı. Öztürk’ü “üniversitede isyan başlatma girişiminde bulunmakla” suçlayan Bakan Rubio, “Size eğitim görmeniz ve diploma almanız için vize veriyoruz, üniversite kampüslerimizi yakıp yıkan bir sosyal aktivist olmanız için değil, size vize verdik ve siz bunu yapmaya karar verirseniz vizenizi geri alırız.” değerlendirmesinde bulundu. Rubio yönetimin bu konuda çok net olduğunu belirterek, “Hamas destekçisi” ve (İsrail karşıtı) “deliler” olarak tanımladığı 300’den fazla yabancı öğrencinin vizesinin iptal edildiğini açıkladı.
Türkiye’de liseyi birincilikle bitirdikten sonra çift dalda üniversite eğitimini tamamlayan Rümeysa Öztürk, Tufts Üniversitesi’nde Çocuk Çalışmaları ve İnsan Gelişimi alanında Fulbright burslusu olarak doktorasına devam ediyordu.
Son olarak 28 Mart tarihinde Massachusetts Bölge Mahkemesi, Tufts Üniversitesi öğrencisi Rumeysa Öztürk’ün sınır dışı edilmesine ilişkin davada karar verdiği açıklandı. Yargıç Denise J. Casper imzasıyla yayınlanan kararda, Öztürk’ün mahkeme kararı çıkana kadar Amerika Birleşik Devletleri’nden çıkarılamayacağına hükmeldildi. Kararda ayrıca, davalı taraflara 1 Nisan 2025 Salı günü saat 17.00’ye kadar savunmalarını sunmaları için süre tanındığı bildirildi.
Öğrencilere Yönelik Gözaltı Dalgası
Öztürk’ün gözaltına alınması, Donald Trump yönetiminin, Filistin destekçisi öğrenciler ve akademisyenlere karşı baskı uyguladığı bir dönemde gerçekleşti. Yakın zaman önce Columbia Üniversitesinden mezun olan ve Filistin yanlısı kampüs protestolarına öncülük eden aktivist Mahmoud Khalil sivil giyimli ICE yetkililerince evinden alınarak bilinmeyen bir gözaltı merkezine götürülmüştü. Aktivistin avukatı Amy Greer, Khalil’in, “yeşil kartlı süresiz oturum sahibi” olarak ABD’de bulunmasına ve eşinin ABD’li olmasına rağmen ICE yetkililerince tutuklandığını ve yeşil kartının iptal edildiğini belirtmişti.
Georgetown Üniversitesi’nde araştırmacı ve öğretim görevlisi olarak çalışan Badar Khan Suri ise “Hamas propagandası ve antisemitizm” yaptığı iddiasıyla sınır dışı edilmek istenmişti. Ancak ABD’li Yargıç Patricia Tolliver Giles tarafından hakkındaki sınır dışı kararı durdurulan Suri’nin avukatı Hassan Ahmad, müvekkilinin ABD vatandaşı olan eşinin Filistin kökenli olması ve hükûmetin çiftin ABD’nin İsrail politikalarına karşı olduğunu düşünmesi nedeniyle cezalandırıldığını savundu. Suri de, Mahmoud Khalil’in sınır dışı edilmesi için kullanılan, göçmenlik yasasındaki nadiren başvurulan bir hüküm uyarınca sınır dışı işlemlerine tabi tutulmuştu. Bu hüküm, Dışişleri Bakanı’na, bir yabancının ABD’de kalmasının ülkenin dış politikasını tehdit ettiğine karar vermesi hâlinde, o kişiyi sınır dışı etme yetkisi veriyor.
Alabama Üniversitesinde doktora eğitimi gören İranlı öğrenci Alireza Doroudi de geçtiğimiz günlerde ICE görevlilerince gözaltına alındı. Üniversitesinin öğrenci gazetesi The Crimson White’ın haberine göre, makine mühendisliği bölümünde doktora eğitimine devam eden İranlı Doroudi, evine gelen federal göçmenlik yetkilileri tarafından gözaltına alındı. Üniversitenin sözcülerinden biri, öğrencinin görevlilerce gözaltına alındığı bilgisini teyit ederken, ICE yetkilileri, F-1 tipi öğrenci vizesiyle ABD’ye giriş yaptığı belirtilen Doroudi’nin gözaltı nedenine ilişkin herhangi bir açıklama yapmadı.
ABD’nin Soykırıma Suç Ortaklığına Tepki Gösterenler Susturuluyor
ABD’li Demokrat Senatör Elizabeth Warren, sosyal medyadan yaptığı açıklamada, Rümeysa Öztürk’ün gözaltına alınmasını, “medeni özgürlükleri engellemeye yönelik endişe verici bir örüntünün son örneği” olarak değerlendirdi. ABD’li Senatör Bernie Sanders da X hesabından yaptığı açıklamada, imzaladığı kararnamelerle vize ve yeşil kart sahibi üniversite öğrencilerine yönelik tutuklama ile sınır dışı etme uygulamalarını artıran ABD Başkanı Donald Trump’ın “otoriterleşme” yönünde adımlar attığını savundu.
Temsilciler Meclisinin Demokrat üyesi Jake Auchincloss da yaptığı açıklamada, Öztürk’e yönelik gözaltı ve sınır dışı etme kararının alışılmışın dışında olduğunu belirtti. Auchincloss, “Massachusetts dört asırdır öğrencilere ve göçmenlere kucak açıyor. Tufts öğrencisi Rümeysa Öztürk’ün maskeli yetkililerce gözaltına alındığı görüntüler, bu geleneğe aykırı.” değerlendirmesinde bulundu.
Amerikan-İslam İlişkileri Konseyi (CAIR) Massachusetts Ofisi, Tufts Üniversitesinde eğitim gören Türk doktora öğrencisi Rümeysa Öztürk’ün gözaltına alınmasını kınadı. Ofisin İcra Direktörü Tahirah Amutal Wadud da açıklamasında, gümrük yetkililerince gerçekleştirilen bu eylemin oldukça endişe verici olduğunu belirtti. Öztürk’ün gözaltına alınmasının ifade özgürlüğüne “doğrudan bir saldırı” olduğunu vurgulayan Wadud, “Federal hükûmet, İsrail’in Filistinlilere yönelik soykırımında ABD’nin suç ortaklığına tepki gösterenleri susturmak için acımasız yöntemlere başvuruyor.” ifadesini kullandı. Wadud, Öztürk’ün derhal serbest bırakılması çağrısı yaptı.
Öte yandan Massachusetts eyaletinde yüzlerce kişi, Türk öğrenci Rümeysa Öztürk’ün ICE görevlilerince gözaltına alınmasını protesto etti. “Filistin Kurtuluş Koalisyonu” adlı aktivist grup tarafından organize edilen gösteri kapsamında yüzlerce kişiden oluşan kalabalık grup, Powder House Park’ta bir araya geldi. “Rümeysa’yı serbest bırakın” ve “Rümeysa’nın yanındayız” yazılı dövizler taşıyan göstericiler, Öztürk’ün derhal serbest bırakılmasını talep etti.
Columbia’nın Ardından Sıra Harvard Üniversitesinde
Columbia Üniversitesinin aldığı 400 milyon dolarlık fonların kampüs protestoları nedeniyle bir süreliğine askıya alınması ve üniversite öğrencilerinden Mahmoud Khalil’in sınır dışı edilmek amacıyla mahkeme kararı olmadan göz altına alınmasının ardından üniversite yönetimi, fonları geri alabilmek amacıyla Trump yönetiminin dayattığı bazı düzenlemeleri kabul etmişti. Bu adımın diğer Amerikan üniversitelerinde de takip edilebileceği ve bunun Filistin protestoları için bir genel yasağa dönüşmesi anlamına geleceği ifade edilmişti. Columbia ve Rümeysa Çelik olayının ardından yeni bir gelişme Harvard’dan geldi.
ABD Eğitim Bakanlığı, Harvard Üniversitesine çeşitli kuruluşlar tarafından verilen 8,7 milyar doları aşkın hibenin, “sivil haklar yasalarına uygun şekilde kullanıldığından emin olmak amacıyla” soruşturma açıldığını duyurdu. Eğitim Bakanı Linda McMahon, “Harvard’ın kampüsteki öğrencileri antisemitik ayrımcılıktan korumadaki başarısızlığı özgür sorgulama yerine bölücü ideolojileri teşvik ederken, itibarını ciddi şekilde tehlikeye attı. Harvard bu yanlışları düzeltebilir ve kendini akademik mükemmelliğe ve hakikat arayışına adanmış, tüm öğrencilerin kampüsünde güvende hissettiği bir kampüse geri döndürebilir.” ifadesini kullandı.
Bu inceleme duyurusundan kısa bir süre önce de Harvard Üniversitesi Orta Doğu Çalışmaları Merkezi (Center for Middle Eastern Studies-CMES) Direktörü Prof. Dr. Cemal Kafadar, merkezin bazı programlarının “Yahudi karşıtı perspektifi temsil etmede başarısız olduğu” iddiasının ardından görevinden alınacağı haberlere yansımıştı. Harvard Üniversitesinin geçici Sosyal Bilimler Dekanı David Cutler, bazı Harvard üyelerine gönderdiği e-postada, Kafadar’ın yıl sonunda CMES Direktörlüğünden ayrılacağını bildirdi. Kararın, merkezin bazı programlarının “Yahudi karşıtı ve İsrail perspektiflerini temsil etmede başarısız olduğu” iddialarının ardından gelmesi dikkati çekti. Harvard Fen Edebiyat Fakültesi Sözcüsü, konuya ilişkin yorum yapmayı reddetti.
Trump’tan Üniversitelerin Yabancı Öğrenci Kabulünü Engelleme Planı
ABD’de Donald Trump yönetiminin, “Hamas’a destek” gerekçesiyle bazı üniversitelerin yabancı öğrenci kabulünü engelleme yönünde hazırlık yaptığı belirtildi. Amerikan Axios haber portalının üst düzey Adalet ve Dışişleri Bakanlığı yetkililerine dayandırdığı haberine göre, Trump yönetimi, Amerikan üniversitelerinin yabancı öğrenci kabul işlemlerine sınırlama getirmeyi planlıyor.
ABD’li yetkililer, ABD’deki okullara başvuran öğrencilerin “Hamas’a destek verdiğinin” tespit edilmesi durumunda bu üniversitelerin yabancı öğrenci kabulünü engellemeyi amaçlıyor. Trump yönetiminin bu planı, okullara öğrenci vizesine sahip kişileri kabul etmeleri için sertifika veren “Öğrenci ve Değişim Ziyaretçisi Programı”na dayanıyor. Buna göre yetkililer, bir üniversite bünyesinde Hamas’a destek verdiğini iddia ettikleri öğrenci sayısını tespit ederek akabinde bu kurumların sertifikalarının iptal edilmesini planlıyor.
Axios’a konuşan ABD’li bir yetkili, “Yabancı öğrencisi olan her kurum bir tür incelemeden geçecek. Bir yerde o kadar çok çürük elma olabilir ki bu durum okulun sertifikasının iptal edilmesine yol açabilir.” değerlendirmesini yaptı. Haberde, üniversitelerin öğrenci vizesi sahiplerinin kayıtlarını yasaklaması fikrinin, Dışişleri Bakanı Marco Rubio’nun İsrail’in Gazze’deki saldırılarını protesto eden öğrencilere odaklanan “Yakala ve (Vizesini) İptal Et” programından doğduğu belirtildi. Yetkili, “Yakala ve İptal Et” uygulamasının başladığı günden bu yana üç hafta içinde 300’den fazla yabancı öğrencinin öğrenci vizesinin iptal edildiği bilgisini doğruladı. (AA, P)