'Almanya'

Trafik Lambası Hükûmeti’nin İslam Politikası: Dışlama Doktrini

Almanya'da üç yıl önce Müslümanlara eşit haklar ve koruma vaatleriyle göreve başlayan Trafik Lambası Koalisyonu, söylediklerinin tam tersi yönünde politikalara imza attı. Fabian Goldmann hükûmetin başarısızlıklarla dolu karnesini yazdı.

©Shutterstock.com

Almanya’daki Müslümanlara ve onların kurumlarına yönelik artan tehditlere karşı, “kapsayıcı bir koruma, önleyici tedbirler ve daha iyi destek” sunulacağı vaat edilmişti. Bu, SPD, Yeşiller ve FDP’nin Kasım 2021’deki koalisyon sözleşmesinde Almanya’daki yaklaşık altı milyon Müslümana verdikleri sözlerden biriydi.

Üç yıl sonra, Müslüman karşıtı suçların ve ayrımcılık vakalarının sayısı her zamankinden daha yüksek ve Müslümanlar gerçek katılım ve eşit haklardan uzun zamandır olmadıkları kadar uzaklar. Bunun sorumlusu ise her şeyden önce dağılan Trafik Lambası Hükûmeti’nin (Ampel-Regierung) izlediği politikalar.

İslami Cemaatlerin Olmadığı İslam Konferansı

“Elbette İslam Almanya’nın bir parçasıdır” da bir başka boş vaatti. Bu söz Nancy Faeser (SPD) tarafından Ocak 2022’de sarf edilmişti. Yeni atanan Federal İçişleri Bakanı olarak Faeser, İslamofobi ile mücadele için daha fazlasını yapacağına söz verdi, ancak daha sonra bunun tam tersini yaptı.

Bir önceki hükûmet tarafından kurulan “İslamofobi Bağımsız Uzman Grubu” ertesi yıl Müslümanlara eşit haklar tanınması için uygun bir plan sunduğunda, 400 sayfalık rapor önce bir çekmecede, sonra da Federal İçişleri Bakanlığı’nın kağıt parçalama makinesinde kayboldu. Faeser ve kabinedeki meslektaşları bugüne kadar uzman komisyonun onlarca tavsiyesinden tek bir tanesini bile uygulamaya koymadı.

Faeser, 21 Kasım 2023’teki İslam Konferansı‘nda takındığı tavırla, Müslümanların katılımı hakkında ne düşündüğünü de açıkça ortaya koydu. Müslümanlar Merkez Konseyi’ni aslında bir diyalog forumu olarak tasarlanan etkinlikten hiçbir gerekçe göstermeden son anda çıkardı. Başlangıçta planlanan “Müslüman karşıtlığı” konusunu ele almak yerine, Federal İçişleri Bakanı etkinliği büyük ölçüde Müslüman karşıtı bir konuşma yapmak ve uzmanlar komisyonunun raporundan uzaklaşmak amacıyla kullandı.

AfD’yi Aratmayan Göç Politikası

Dışlama ve damgalama söylemleri Trafik Lambası Koalisyonu’nun iltica ve entegrasyon politikasındaki yasama dönemine de hakim oldu. Haziran 2023’te, Yeşiller, artık alay konusu hâline gelen “büyük mide kramplarıyla” sözde AB Sığınma Uzlaşısı’nı onayladı ve böylece birkaç yıl önce AfD’nin bile hayal edemeyeceği baskıcı bir göç politikası benimsenmiş oldu. SPD, Yeşiller ve FDP Aralık 2023’te yasayı onayladığında, insan hakları örgütleri tarafından eleştiri yağmuruna tutuldular.

Trafik Lambası Koalisyonunun politikaları ayrıca geçtiğimiz üç yıl boyunca Müslüman ve Arap göçmenlerin öncelikle bir güvenlik sorunu olarak algılanmasını da sağladı. Sayısız örnekten sadece üçünü vermek gerekirse: Ekim 2023’te kabul edilen “Geri Dönüş Yasası”, Olaf Scholz’un Der Spiegel dergisinin kapağa taşıdığı “Nihayet büyük çaplı bir şekilde sınır dışı etmeliyiz” çağrısı ve Ağustos 2024’te seçim kampanyası amacıyla özel olarak düzenlenen ve mültecileri Afganistan’a sınır dışı eden uçak seferiydi.

Müslüman ve Arap Karşıtı Söylem

Müslümanlara ve sığınmacılara yönelik dışlayıcı politikalarıyla, Ampel Koalisyonu muhtemelen Alman İslam ve göç politikası tarihinde yalnızca bir dipnot olarak kalacaktı. Zira sürekli daha da sertleştirilen yasalar ve ötekileştirici tartışmalar o kadar olağan hâle gelmişti ki. Ancak 7 Ekim 2023 bu durumu değiştirdi.

Hamas’ın saldırısı, Almanya’da Müslümanlara ve Arap kökenli insanlara karşı eşi benzeri görülmemiş bir siyasi kampanyanın başlangıç noktası oldu. Bu insanlar, tüm siyasi partilerde yürütülen kamuoyu tartışmalarında “antisemit” ve “terör yanlısı” olarak gösterildi. Bunun birçok örneğinden biri, 2 Kasım 2023’te Ekonomi Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Robert Habeck’in (Yeşiller) “İsrail ve Antisemitizm” üzerine yaptığı, tüm siyasi çevrelerde övgüyle karşılanan konuşmasıydı. Habeck, konuşmasında, gerçeği yansıtmayan bir şekilde Almanya’daki Müslüman temsilcilerin Hamas ve antisemitizmle aralarına mesafe koymadıklarını iddia etti ve onları “kendi hoşgörü taleplerinizi baltalıyorsunuz” diyerek açıkça tehdit etti.

Gazze Savaşı’nda İsrail’e Koşulsuz Destek

Artan Filistin ve Müslüman karşıtı söylemler, kısa sürede somut adımlara dönüştü: cami kapatmaları, Filistin’e ait sembol ve sloganların yasaklanması, protesto yürüyüşlerine getirilen kısıtlamalar ve (sözde) Filistin yanlısı etkinliklerin iptali. Bu iptallerden, birçok Yahudi sanatçı ve kültür insanı da etkilendi. Almanya’nın ifade ve toplanma özgürlüğünü kısıtlaması nedeniyle insan hakları örgütleri tarafından düzenli olarak eleştirilmesi, üç yıl süren Trafik Lambası Hükûmeti’nin bir diğer önemli bilançosudur.

Ancak Almanya’daki Müslümanlar ve Arap kökenli insanlara hükûmetle ilgili ne düşündükleri sorulduğunda, bu benzeri görülmemiş ırkçı söylem kaymasının bile, İsrail’in Almanya’nın desteğiyle Orta Doğu’da işlediği adaletsizlikler karşısında önemsiz kaldığı görülüyor. Hükûmet, her gün yeni suçlar ve katliamlarla devam eden ve pek çok uzmana göre soykırım olarak tanımlanan bu savaşa koşulsuz destek vererek, Almanya’daki Müslümanları ve Arap kökenli insanları, sağcı göçmen ve İslam karşıtı tartışmaların yıllarca başaramadığı şekilde Alman siyaseti ve toplumuna yabancılaştırdı.

Fabian Goldmann

Jena ve Şam’da Siyaset ve İslam Bilimleri eğitimi gören Fabian Goldmann, serbest gazeteci olarak çalışmaktadır.

Yazarın diğer yazıları
Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#1

*Tüm alanları doldurunuz

  • Trafik Lambası Hükûmeti’nin İslam Politikası: Dışlama Doktrini – Göç Araştırmaları Vakfı
    2024-12-06 08:43:58

    […] Kaynak: Perspektif EU https://perspektif.eu/2024/11/26/trafik-lambasi-hukumetinin-islam-politikasi-dislama-doktrini/ […]

Son Yüklenenler