'Oku/Yorum'

Oku/Yorum: “Eğitim Efsanesi”

Aladin El-Mafaalani‘nin Alman eğitim sistemini, sistem içerisindeki adaletsizlikleri incelediği ve bu hususlara yönelik çözüm önerilerinde bulunduğu, “Mythos Bildung” (Tr. “Eğitim Efsanesi”) isimli kitabını, Zülal Demir Oku/yorum serisi için inceledi.

@Perspektif, Oku/Yorum

Almanca kaleme alınan, Türkçeye “Eğitim Efsanesi: Adaletsiz Toplum ve Onun Eğitim Sistemi ve Geleceği” olarak çevrilebilecek Aladin El-Mafaalani‘nin “Mythos Bildung: Die ungerechte Gesellschaft, ihr Bildungssystem und seine Zukunft” isimli kitabı, 2020 yılında Alman yayınevi “Kiepenheuer&Wietsch” tarafından basılmıştır.

Suriye kökenli bir aileden gelen Aladin El-Mafalaani, eğitimini Bochum Üniversitesinde ekonomi, siyaset bilimi, çocuk gelişimi ve ergonomi bölümlerinde tamamlamış, doktorasını da aynı üniversitede sosyoloji alanında yapmıştır. Bir süre öğretmen olarak çalışan El-Mafalaani, 2013-2018 yılları arasında Münster Üniversitesinde siyaset bilimi alanında öğretim görevlisi olarak görev yapmıştır. 2019 yılından bu yana Osnabrück Üniversitesinde öğretim görevlisi olarak çalışan El-Mafalaani, çocuk gelişimi ve göçmen çocukların eğitim durum ve koşullarıyla ilgili çalışmalarını sürdürmektedir.

Kitap genel itibarıyla Almanya’daki eğitim sistemi ve koşullarını, öğrenciler ve genel olarak toplum arasında eğitime atfedilen anlam ve önemi eleştirel bir gözle yaklaşarak inceleniyor. Bunun yanı sıra eserde öğrencilerin eğitim seviyelerinde ve gelişim aşamalarında negatif bir rol oynayan ailelerinin eğitim düzeylerine ve mevcut sistemin özelliklerine değiniliyor. 

Yazar kitapta sosyoloji, psikoloji ve siyaset bilimi alanlarından birçok terim kullansa da kitap genel itibarıyla yalın, akıcı ve anlaşılır bir dil ile yazılmış. Aladin El-Mafalaani eserin birçok yerinde çeşitli sosyolog, psikolog ve eğitimcilerin tezlerine değiniyor ve bu tezler hakkında kendi menfi ve müspet yorumlarını dile getiriyor. Anlamı bilinmeyen terimler de böylelikle yorumlar içerisinde açıklanmış oluyor. 320 sayfa uzunluğunda olan kitapta yazar eğitim başlığını alt bölümlere ayırıp okuyucuyu eğitim ve okul müfredatına farklı pencerelerden bakmaya teşvik ediyor.

“Eğitim Öğretim Hakları Adaletli Bir Şekilde Taksim Edilmiyor”

Altı bölümden oluşan kitabın ilk bölümünde eğitime küresel olarak atfedilmiş muhtelif anlamlar inceleniyor. “Eğitim ve öğretim gerçekten gerekli mi?“, “Eğitim ekonomik çarkı döndüren kapitalist sistemin ayrılmaz zaruri bir parçası mı?“ Bu ve benzeri sorular kitabın birinci bölümünde farklı çözümlemelerle cevaplanmaya çalışılıyor.  Bu sorularla birlikte eğitimin çocukların fıtratını nasıl etkilediğini, eğitimin hayatlarımızda nasıl bir konumu ve ne tür anlamlara sahip olduğunu inceleyen yazar ilerleyen sayfalarda toplum ve kitlelerin eğitimden etkileniş biçimlerine dair farklı vurgular yapıyor.

İkinci bölümde eğitim hayatındaki eşitsizliklere değinen yazar, eğitim öğretim haklarının iddia edildiği kadar adaletli bir şekilde taksim edilmediği fikrini öne sürüyor. Toplumdaki her bireyin eşit eğitim haklarına sahip olduğunu söyleyen kişilerin ifadelerinin yalnızca birer söylentiden, hatta efsaneden ibaret olduğunu iddia eden yazar, açıklamalarında bilhassa göçmen ailelerinin çocuklarını göz önünde bulunduruyor.

Üçüncü bölümde eğitimin yaygınlaşmasını ele alan El-Mafalaani okul ve eğitimcilerin sayılarının çoğalmasıyla birlikte mevcut diplomaların önemlerini yitirdiklerini ve zamanla değerlerini kaybettiklerini vurguluyor. Diploma sahibi olan öğrenciler çoğaldıkça, iş sahibi olmak, başarılı bir kariyer yapmak ve nezih alanlarda çalışmak yazara göre bir o kadar zorlaşıyor. Bunun sebebi ise, herkesin hızlı bir şekilde aynı seviyeye gelebilmesi ile açıklanıyor. Bu durum ilk etapta bir başarı olarak algılansa da yazar bölümün devamında eğitimin yaygınlaşmasının beraberinde getirdiği zorluklara ve kargaşaya değinerek oluşan yeni durumları analiz ediyor.

Kitabın dördüncü bölümünde yazar, maddi zorluk ve yokluk içerisinde büyüyen çocukların okul hayatlarını ve eğitim seviyelerini inceliyor. Aileleri tarafından kendilerine çok fazla yük yüklenmiş çocukların diğer çocuklara kıyasla okulda daha çok zorlandıkları ve sistemin kendilerine yüklediği sorumlulukların altında ezildikleri değerlendirmesinde bulunuyor. Yazar, öğrencilerin içerisinde bulundukları bu tarz stresli durumlardan ötürü kendi asli kabiliyetlerinin, ilgi alanlarının ve başarılarının farkına varamadıklarına değiniyor.

Eğitim Sistemindeki Eksikliklerin İyileştirilmesine Yönelik Çözüm Önerileri

İlk dört bölümde çeşitli verilerle eğitim ve öğretim hayatını genel itibarıyla inceleyen yazar, kitabın beşinci bölümünde mevcut eğitim ve öğretim sistemine ve okullardaki düzene değinerek sistemin hangi ögelerden ve nasıl oluştuğunu, zaman içerisinde hangi güncel sorunlardan etkilendiğini açıklıyor. Akabinde öğretmenlere yüklenen yükü ve misyonu analiz eden El-Mafalaani, öğretmen ve eğitimcilere bazı alanlarda fazlasıyla ağır görevler yüklendiğini, bunun sonucu olarak eğitimcilerin belirli noktalarda zorluklar yaşadıklarını aktarıyor. Ayrıca her öğrencinin özel ilgiye ihtiyaç duyduğunu vurgulayan yazar, öğretmenlerin öğrenci zenginliği içerisinde bu ihtiyaca yetişemediklerini ve buna istinaden öğrencilerin ister istemez ihmal edildiğini vurguluyor.

Kitabın son bölümünde yazar gelecekteki eğitim sisteminde olması muhtemel reformlara değinip, farklı teori ve tezleri inceleyerek eğitim hayatının nasıl bir zemin üzerine oturtulması gerektiğini ve oluşacak bu zeminin öğrencilere sağlayacağı farklı getirilere değiniyor. 

Eğitim hayatındaki mevcut ihmaller ile baş etme stratejileri, aile yapısından kaynaklanan eğitim alanındaki eşitsizliği giderme yöntemleri, günümüzde bu sorunlara hâlihazırda getirilen çözümleri ve bu çözümlerin ne derece başarılı olduklarını inceleyen yazar, eserin devamında sistemdeki eksiklerin nerede bulunduğunu, okulların ve müfredatların sosyolojik yapı ve  eğitim seviyeleri dikkate alınarak, hangi yollar ile ne şekilde iyileştirilebileceği sorularına değiniyor ve ardından bu soruları muhtemel çözümleriyle birlikte ele alıyor.

Kitabın Almanya’da çok satan kitaplar listesinde yer almasından yola çıkarak eğitim alanındaki sosyo-psikolojik araştırmalara ülkede büyük bir ilgi duyulduğu çıkarımında bulunulabilir. Özellikle Alman toplumunda eğitim sisteminin şartlarının aktif olarak yoğun bir biçimde tartışılması da kitaba olan yoğun ilginin sebebini açıklayabilir.

“Göçmen Kökenli Çocukların Eğitim Durumu Ailelerinin Eğitim Seviyesinden Etkileniyor”

Kitapta göçmen kökenli ailelerinin çocuklarının karşılaştıkları müşküllere defaatle değinen El-Mafaalani, göçmen kökenli ailelerin eğitim seviyesinde gözlemlenen düşüklüğün, bu ailelerin çocuklarının okul hayatlarındaki başarılarını ve gelişimlerini kötü etkilediğine işaret ediyor. Eğitim seviyesi düşük olan ailelerden gelen öğrencilerin, yüksek bir eğitim ve sosyo-ekonomik seviyesine sahip olan ailelerin çocuklarına kıyasla daha az başarılı olduklarını öne sürerek, bir yandan eğitim sisteminin temel sorun ve açıklarını veriler ışığında ele alırken, diğer yandan bu verileri çeşitli eleştirilerle birlikte okuyuculara sunuyor. Yazar, günümüz eğitim hayatının şartlarının değişmesi ve eğitim sisteminde gözlemlenen eşitsizliğin seviyesinin düşürülmesi için Almanya’nın farklı eyaletlerindeki eğitim sistemlerini ve müfredatlarını aktarıp kıyasta bulunuyor.  

Günümüzde büyük bir kısmını göçmen kökenli ailelerin oluşturduğu Avrupa’daki Müslümanların ilgi duyacağı, her bir öğrencinin eğitim hayatında karşılaşabileceği sorunları ele alan “Mythos Bildung”, çözümlemeleriyle bizleri üzerinde düşünmeye sevk edecek bazı mesajlar veriyor. Özellikle Müslüman ailelerin bilinçlenmeleri ve eğitim sistemini ve koşullarını konuşabilmek için diyolağa açık olmaları gerektiği bu kitabın vermek istediği temel mesajlardan biri. El-Mafaalani’ye göre bu sorunlar hakkında eğitimciler, aileler ve öğrenciler birlikte aktif bir biçimde konuşmalı ve bu görüşmelerde mevcut sorunlar üzerinde açık bir tartışma ortamı oluşturulup, çözümlemeler getirilmeli. Bu tarz ortamlar oluşturulup, üzerinde konuşmalar yapılmadan eğitim sisteminde yahut müfredatta yapılacak değişiklikler ile herhangi bir başarı elde edilmesi yazara göre mümkün görünmüyor. Bu minvalde Müslüman cemiyetlerde de en büyük görev ilk olarak ailelere, ardından bu cemiyetlerin başında bulunan eğitimcilere düşüyor.

 

Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler