'2022'ye Bakış'

2022’de Neler Oldu – Bir Senenin Gündem Özeti

Ekonomik sıkıntılar, enerji krizi, Rusya-Ukrayna Savaşı ile geçen bir yılı geride bıraktık. Bu yılın en önemli olaylarını ve öne çıkan gelişmeleri sizler için derledik.

29 Aralık 2022 admin
Fotoğraf: Shutterstock.com | Değişiklikler: Perspektif

2022 yılı ekonomik sıkıntılar, enflasyon, enerji ve gıda krizi, Rusya-Ukrayna Savaşı gibi sert ve bir o kadar da zorlayıcı gelişmelerin olduğu bir yıl olarak geride kalmak üzere. Yeni bir yıla girerken bu zorlu günleri arkamızda bırakmak istesek de bu yıl yaşanan gelişmelerin etkisi, yeni yılda da devam edecek gibi görünüyor. 2022 yılının başta Avrupa olmak üzere dünya genelinde en çok öne çıkan gelişmelerini okuyucularımız için derledik.

Pandemi Kısıtlamaları Kalktı

2021 yılı aşı ve pandemi kısıtlamalarıyla geçerken 2022 yılı salgın kısıtlamalarının yavaş yavaş kaldırılmasıyla başladı. Senenin ikinci ayında birçok Avrupa ülkesi, Kovid-19 vaka sayıları artmaya devam etse de yüksek aşılama oranları ve hafif semptomlara sahip Omicron’un baskın varyant olması nedeniyle salgın tedbirlerini gevşetti. Şubat ayında başlayan rahatlama, mayıs ayına kadar devam etti. Kimi ülkelerde toplu taşıma araçlarında maske zorunluluğu kaldırılırken, kimi ülkelere girişte uygulanan Kovid-19 kısıtlamaları sona erdi.

Savaş, Enerji Krizi ve Yaptırımlar

2022’nin hepimizi ilgilendiren en önemli gelişmelerinden biri ise Rusya-Ukrayna savaşı oldu. Rusya 24 Şubat tarihinde Ukrayna’ya yönelik askeri müdahaleye başladı. Savaşın başlamasıyla AB, Rusya’ya yönelik finans, enerji, ulaşım, ihracat kontrolü gibi çeşitli alanlarda yaptırımlar getirirken; ABD, Rus bankalarını ve ekonomisini hedef alan tedbirler uygulamaya koydu.

Avrupa kışa enerji krizinin gölgesinde girdi. Savaş nedeniyle dünya genelinde birçok ülkede gıda krizi, enerji krizi ve ekonomik sıkıntılar baş gösterdi. Rusya ve Ukrayna’nın buğday başta olmak üzere bazı tarımsal ürünlerin üretimi ve ihracatında dünyada önde gelen ülkeler arasında yer alması, üretim alanları, dağıtım kanalları, limanlar, depolama tesisleri ve yolların güvenliğini ortadan kaldırarak gıda krizinin büyük ölçüde tetikledi.

Diğer taraftan enerji alanında büyük ölçüde Rusya’ya bağımlı olan Avrupa ülkelerinde yükselen enerji fiyatları ve hayat pahalılığının artması, korona yüzünden etkilenen ekonomiler için pek de iç açıcı olmayan sonuçlar doğurdu. Dünya genelinde birçok ülkeyi etkileyen bu gelişmeler, AB ülkelerinde de enflasyonun, dolaylı olarak da yoksulluğun artmasına neden oldu. Rusya-Ukrayna savaşı, dünyanın birçok yerinde olduğu gibi Avrupa’da da yaşam maliyetini arttırdı.

Ukrayna’dan Zorunlu Göç

Savaşla birlikte 16 milyondan fazla kişi Ukrayna’yı terk etti. Sığınmacıların 8 milyondan fazlası, Polonya’ya giderken, 1 milyondan fazla kişi ise Almanya’ya sığındı. Sığınmacıların büyük çoğunluğunu kadınlar ve çocuklar oluşturdu. AB dışından gelen diğer sığınmacıların aksine Ukraynalı sığınmacılar uzun bir iltica prosedüründen geçmeden hızlı şekilde ikamet statüsü elde etti. Diğer ülkelerden gelen sığınmacılara benzer kolaylığın sağlanmaması ve Ukrayna’dan kısa zamanda çok sayıda sığınmacının sorunsuz bir şekilde AB ülkelerine kabulü, AB ülkelerinin, sığınmacıların geldikleri ülkeye göre çifte standart uyguladığı eleştirilerinin yükselmesine neden oldu.

Yaz Döneminde Havaalanı Kaosu

Yaz döneminde ise gündem, Almanya başta olmak üzere birçok Avrupa ülkesinde binlerce uçuşun iptal edilmesi konusuyla meşguldü. Avrupa’daki havalimanlarında “aşırı yoğunluk krizi” nedeniyle birçok uçuş iptal edildi, havaalanlarında uzun kuyruklar oluştu. Havaalanı idarecileri, problemin temel nedeninin Kovid-19 salgınında havalimanlarında çalışan personelin işlerinden ayrılması olduğunu belirtti. Almanya, havaalanlarındaki eleman açığına acil bir çözüm olarak Türkiye’den geçici eleman almayı planladığını duyurdu; fakat bu plan uzun bürokratik süreç yüzünden sekteye uğradı.

Birleşik Krallık’ta Durulmayan Sular

Birleşik Krallık’ın en uzun süre tahtta kalan hükümdarı Kraliçe II. Elizabeth eylül ayında hayatını kaybetti. Kraliçe’nin ardından Birleşik Krallık’ın sömürgeci hafızası sıkça tartışıldı.

Başbakan Boris Johnson’ın başbakanlıktan istifasının ardından Birleşik Krallık’ta Liz Truss, 5 Eylül’de göreve geldi. Görevi aldıktan 44 gün sonra istifa eden Başbakan Liz Truss, “ülke tarihinde en kısa süre görevde kalan Başbakan” oldu.

Bu siyasi çalkantıların ardından Birleşik Krallık’ın yeni başbakanı Hint kökenli Rishi Sunak oldu.

Başörtülü Milletvekili ve Başörtü Yasakları

Diğer taraftan yıl içinde güzel gelişmeler de yaşandı. Avustralya’da İşçi Partisinden Senatoya seçilen Fatima Payman, parlamentoya giren ilk başörtülü kadın oldu. 8 yaşındayken annesi ve üç kardeşi ile Afganistan’dan mülteci olarak Avustralya’ya gelen Fatima Payman, Batı Avustralya’nın 6. Senato koltuğunu kazandı. Parlamentoya giren ilk başörtülü kadın olan Payman, İşçi Partisinden Ed Husic ve Anne Aly ile Senatodaki üç Müslüman Avustralyalıdan biri oldu.

Avustralya’dan gelen bu güzel haberi, Fransa’dan gelen üzücü bir haber takip etti. Fransa’da Danıştay, tesettürlü mayoyu engelleyen kararı onadı. Buna göre, Grenoble kentinin havuzlarına tesettürlü mayoyla girilemeyeceği açıklandı. Fransa İçişleri Bakanı Gerald Darmanin, Twitter’da yaptığı açıklamada, Danıştay’ın bu kararını “laiklik ve cumhuriyet için bir zafer” olarak nitelendirdi.

Aşırı Sağcıların Zaferi ve NSU Dosyaları

2022 yılı maalesef aşırı sağ eğilimli partilerin yükselişte olduğu bir yıl olarak kayıtlara geçti. Nisan ayında Fransa’da cumhurbaşkanlığı için ikinci tur seçimleri yapıldı: Cumhurbaşkanı Macron, aşırı sağcı Ulusal Cephe’den rakibi Marine Le Pen’e karşı kazandı, ancak Le Pen 2017’ye kıyasla oylarını önemli ölçüde artırdı.

İtalya’da 25 Eylül’de yapılan seçimlerde sağcı bir ittifak parlamentonun her iki kanadında da mutlak çoğunluğu kazandı. Seçim kampanyasına kısıtlayıcı bir mülteci politikası talebiyle giren sağ popülist parti Fratelli d’Italia’dan Giorgia Meloni başbakan seçildi.

İsveç’te sağ muhafazakâr kanat, 11 Eylül’de az bir farkla çoğunluğu elde etti. Sağ popülist “İsveç Demokratları” ikinci en güçlü parti hâline geldi ve iktidar ittifakının parlamentoda çoğunluğu elde etmesine yardımcı oldu.

Almanya’da ise 2000-2007 yılları arasında 8’i Türk 10 kişiyi öldüren aşırı sağcı Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) terör örgütüne ilişkin “gizli” ibaresi bulunan ve 30 yıl açıklanmaması öngörülen, “NSU dosyaları” olarak adlandırılan rapor internete sızdırıldı.

Uygur Meselesi, İklim Krizi

2022 Kasım ayı insan hakları ihlallerinin ve iklim krizinin ele alındığı bir ay olarak karşımıza çıktı. Kasım ayında Belçika’nın başkenti Brüksel’de Uluslararası Uygur Forumu Avrupa Parlamentosunda (AP) düzenlendi. Çin yönetiminin Uygurlara ve Doğu Türkistan’daki halklara karşı uyguladığı soykırım politikasına küresel bir cevap vermeyi amaçlayan forum, Dünya Uygur Kurultayı (WUC), HASENE International ve Uluslararası Doğu Türkistan STK’lar Birliği ortaklığında düzenlendi.

Kasım ayında gerçekleştirilen bir başka önemli konferans ise Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 27. Taraflar Konferansı (COP27) oldu. Zirvede, sera gazı emisyonlarını önleme ve azaltma, mevcut ve gelecekteki iklim değişikliği etkilerine uyum sağlanması, iklim finansmanı ve iklim değişikliğinin neden olduğu kayıp ve zararın giderilmesi gibi konular ele alındı.

Almanya’da Darbe Teşebbüsü

Son olarak aralık ayında Almanya’da gerçekleştirilen darbe operasyonu gündeme oturdu. Ülke genelinde yapılan baskınlarda terör örgütü üyesi olmak ve darbe planlamak suçuyla 25 kişi gözaltına alındı. “İmparatorluk Vatandaşları” (Alm. Reichsbürger) ismini taşıyan bu oluşumun üyelerine düzenlenen baskınlarda tanınmış isimler de tutuklandı. Gözaltına alınanlar arasında Berlinli hâkim ve aşırı sağcı Almanya İçin Alternatif (AfD) Partisi eski milletvekili Birgit Malsack-Winkemann bulunuyor.

Kısacası 2022 yılını koronavirüsün olumsuz etkilerini geride bırakıp “normale” döneceğimiz bir yıl olarak beklerken savaş, yoksulluk, ekonomik kriz, enflasyon, enerji krizi, gıda sıkıntısı, aşırı sağın yükselişi gibi farklı sorunların gündemimizi meşgul ettiği zorlu bir yıl olarak geçti. 2023 yılından beklentimiz ise bu sıkıntıların geride kaldığı mutlu, huzurlu, refah dolu bir yıl olması.

admin

Lisans eğitimini Münster Üniversitesinde Sosyoloji ve Siyaset Bilimi bölümlerinde çift anadal olarak tamamlayan Kandemir, Duisburg-Essen Üniversitesinde sosyoloji yüksek lisans eğitimini sürdürmektedir. Ağırlıklı çalışma alanları göç sosyolojisi ve ulusaşırı Türk toplulukları olan Kandemir Perspektif dergisi editörüdür.

Yazarın diğer yazıları
Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler